Evet, çok şükür ki bu memleketde de generaller nihâyet politikaya burunlarını sokmamaları gerekdiğini anladılar!
Gerçi tam olarak anladıklarından emin değilim ama şimdi şımarık hırçın çocuk edâsıyla yapdıklarını bir gün nasıl olsa sindirirler. Önemli olan karşılarına artık hadlerini bilmeleri gerekdiğini kesin bir dille söyleyebilen bir siyâsî irâdenin dikilmiş bulunması.
Bu bakımdan onlara bunu anlatan hükûmeti bir yurddaş olarak var gücümle destekliyorum. Kim ne derse desin umurumda bile değil: Ben bu konuda tam bir YANDAŞım!
Zâten TSK’nın köklü bir reforma, tepeden tırnağa bir yeniden yapılanmaya gitmesi gerekdiğini de 1981’den beri yazıp duruyorum. Belki yirmi kere yazmışımdır. Sâdece bu sütunda dört kere yazdım sanıyorum. Daha geçen hafta “Bu ordu muhârebe edemez!” cümlesiyle başlayan bir metin yayınladım.
Edemez, çünki kumandanları gırtlaklarına kadar politikaya batmış durumda!
Edemez, çünki akılları fikirleri nasıl general olur da zevcelerimizle berâber bütün o hârikulâde nîmetlerden yararlanırızdan başkasına işlemiyor!
Bakınız evvelki günün “Haber Türk”ünde manşetdi, ikibuçuk milyonluk Çin Ordusu’nda general sayısı 190!!!
800.000 kişilik TSK’da 363!!! Kendi koydukları 300 sınırını bile takmamışlar! Şu durum bile onları kesmiyor da acabâ nasıl daha da arttırırız diye yol arıyorlar.
Oysa bu zâten aşırı kabarık mevcûda yeterli general sayısı belki 150 olabilir.
İstisnâları tenzîh ederim ama bir ordunun karakolları 30 yılda 50 küsur baskın yerse o kumandanlar beceriksiz demekdir!
Bir ordu 30 yıldır hâlâ dağdaki çeteciyle savaşmaya profesyonel birlik hazırlayamayıp üç aylık eğitimli Mehmedcikleri göz göre göre ölüme yolluyorsa o kumandanlar beceriksizden de öte bâzı sıfatlara lâyıkdırlar demekdir!
Bir ordu elindeki en modern helikopter ve heronları kullanmayı beceremiyorsa orada yeteneksizlikden de ileri bir durum var demekdir!
Bu ordu içinde PKK ile mücâdeleyi bitirmek değil uzatmak isteyenler olduğu yolunda şübheler uyanıyorsa o ordunun kumandanları “tuhaf” bir pozisyondalar demekdir!
Şimdi gücenmişler, haysiyetlerine dokunmuş haklarında araştırma açılması.
Peki, bu ülkenin meşrû hükûmetine karşı harıl harıl darbe planları yaparlarken neredeymiş acabâ o nâzenîn haysiyetleri?
Aslında herhangi bir devlet için dahî son derece tehlikeli olan bu zâfiyet, Türkiye gibi dünyânın en netâmeli coğrafyalarından birinde bulunan bir devlet için ölümcül bir tehlikedir. Uğruna seve seve milyarlar harcadığımız, ama ihtiyaç hâlinde ne işe yarayacağını bilmediğimiz bu ordu insana “paranla maskaralık” deyimini hatırlatmakdadır.
Biz bu orduyu darbe yapıp ensemizde boza pişirsin diye kurmadık ve beslemiyoruz!
Bize modern, caydırıcı, disiplinli ve askerlikden başka işle uğraşmayan bir ordu lâzım.
Muhtıra ve andıç yazmakda pek mâhir kumandanlarımız zahmet edip bir de askerî makâle yazmayı deneseler de âbâd olsak.
Belki Saint Cyr’de yâhut West Point’de ders olarak okutulur.
Star