Kafeslenmeden... enseliyoruz
Dün Taraf gazetesinde, eski 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan'ın hazırladığı "Balyoz Harekât Planı"yla ilgili bilgilerin çıkması beni hiç şaşırtmadı. Çünkü Çetin Doğan'ın darbe eğilimli bir general olduğu, konuşmaları ve tavrından belliydi. Harekât planına göre, hükûmet sıkıyönetim ilân edene kadar, eylemler aralıksız devam edecekti. Bu amaca ulaşmak için, Türkiye'nin güvenliğini dahi tehlikeye sokabilecek olayların cereyan etmesi öngörülmüştü. Meselâ, bir tanesi, o tarihte Harp Akademileri Komutanı olan Org. İbrahim Fırtına'nın imzasını taşıyordu. (İbrahim Fırtına, Ağustos 2003'te, Hava Kuvvetleri Komutanı olduktan sonra da, Şener Eruygur'la birlikte darbe planları yapmaya devam etti.) Fırtına, isminden esinlenerek, hazırladığı plana, "Oraj" adını vermişti. (Oraj, Fransızca'da, fırtına demek) Plana göre, sıkıyönetim ilân edilmesini sağlamak maksadıyla, Yunanistan ile gerginlik arttırılacaktı. Mümkünse, bir uçağımız Yunan Hava Kuvvetleri tarafından düşürülecekti. Olmadığı takdirde, bir Türk pilotunun kendi uçağımıza atış yapmak suretiyle, bizim filomuzdan bir uçağı düşürmesi sağlanacaktı. Böylece AKP hükûmetinin bu konudaki acizliği ortaya konulacaktı.
"Balyoz Sıkıyönetim Komutanı" ismiyle, darbenin baş organizatörü olan Çetin Doğan, 12 Eylül 1980'deki Bayrak Harekâtı'ndan esinlenmişti. 2002 sonunda başlayan ve 2003 Mart'ına kadar süren bir çalışmayla, 5 bin sayfalık bir plan hazırlanmıştı. Bunun içinde, kendi uçağımızı düşürmenin yanı sıra, İstanbul'daki Fatih camiinin (Çarşaf Planı) ve Beyazıt camiinin (Sakal Planı) bombalanması da öngörülmüştü.
Bombalamadan sonra, cami cemaatini tahrik edecek timler vatandaşların arasına sokulup, olayların büyümesi sağlanacaktı. Bütün bu provokasyonlar sonrasında, "Balyoz Harekât Planı" gerçekleşecek ve Türk Silâhlı Kuvvetleri "ülke bütünlüğünü korumak, milli birlik ve beraberliği sağlayarak, muhtemel bir iç savaş ve kardeş kavgasını önlemek, laik demokratik düzenin işlemesine mani olan sebebleri bertaraf etmek" üzere yönetime el koyacaktı.
Sahi, biz bu filmi kaç kere gördük! Çok şükür, şimdi artık onlar bizi "kafeslemeden", biz onları enseliyoruz.
Sabah