Cübbeli Ahmet Hoca şarkıcılara fena çattı

Cübbeli Ahmet Hoca, şi­ir­le­rin­de ve şar­kı­la­rın­da Allah'a isyan edenlerin Be­rat ge­ce­sin­de bile affedilmeyeceğini söyleyerek tepki gösterdi.

Şi­ir­le­rin­de ve şar­kı­la­rın­da Al­la­h’­a is­yan eden, ka­de­re, fe­le­ğe küf­re­den ki­şi­ler Be­rat ge­ce­sin­de de af ol­maz­lar. Al­lah hiç kim­se­ye zer­re ka­dar zul­met­mez. Ki­şi­le­rin, top­lum­la­rın ba­şı­na ge­len şey­le­rin ar­ka­sın­da mut­la­ka ila­hi ada­let var­dır." diyen Cübbeli, "Şi­ir­le­rin­de ve şar­kı­la­rın­da “Kah­pe fe­lek ne­re­de?” di­yen­ler, “A­da­le­tin ne­re­de?” di­yen­ler, “İs­ya­nım tan­rı­ya­” di­yen­ler ma­ale­sef be­ra­t ge­ce­si de af ol­maz­lar. Bu şa­ir­le­rin şar­kı­la­rı­nı söy­le­yen­ler, bir de bun­la­rı ef­kâr­la­nıp da din­le­yen­ler, ce­hen­nem­de bir ef­kâr­la­na­cak­sın ki sen, ha­ki­ki ef­kâ­rı ora­da gö­re­cek­sin. Si­ga­ra­ da yok ki tüt­tü­re­sin. Her ta­raf ateş za­ten ner­de ne­yi tüt­tü­re­cek­sin. Ef­kâr­lan­mış! Ne ef­kar­la­nı­yor­sun?! Al­la­h’­a “Ka­der bu. Kah­pe fe­le­k” di­yor ha­şa ve kel­la. Ha­dis-i şe­rif­te “Al­-lah-u Teâ­la bu­yu­ru­yor ki: Âde­moğ­lu fe­le­ğe sö­ver, onun fe­lek di­ye söv­dü­ğü be­ni­m” (Bu­ha­rî, Tef­sir 45) buy­ru­lu­yor. Çün­kü fe­lek ya­rat­ma­dı, me­lek ya­rat­ma­dı. An­ne­ni de, ka­rı­nı da alan Al­lah, ma­lı­nı da ba­tı­ran Al­lah. Öy­ley­se ya­ra­tan Al­lah ise rı­za gös­ter­mek la­zım. Ki­me sö­vü­yor­sun ya­hu?! "diyerek tepkilerini sıraladı.
cubbeli-ahmet-hoca.20150526115816.jpg
İşte Cübbeli Ahmet Hoca'nın o yazısından çarpıcı satırlar:

G­VU­RU MU­SAL­LAT EDER

Şi­ir­le­rin­de, şar­kı­la­rın­da “İ­la­hi ada­let yok mu?” di­ye so­ru­yor­lar. İla­hi ada­let öy­le bir var ki­… Os­man­lı son za­ma­nın­da bo­zul­ma­say­dı, bu mil­let hak et­me­sey­di, Al­lah düş­ma­nı mu­sal­lat eder miy­di? 4 mez­hep müf­tü­sü Ali Hay­dar Efen­di bi­le “Bu mil­le­ti bu ha­le ge­ti­ren ho­ca­lar­la, şeyh­le­r” der miy­di? “Me­şi­hat­ta 60 ta­ne ho­cay­dık. Hep­si de al­la­me-i ci­han. 6 ki­şi na­maz kı­lar­dı, ge­ri­si kıl­maz­dı­” der miy­di? “50 li­ra rüş­vet­le is­te­di­ğin ye­re ka­dı, müf­tü ola­rak ta­yin olur­su­n” der miy­di? Zen­gi­nin, ağa­nın oğ­lu oku­ma­dı­ğı hal­de med­re­se ya­zı­lıp as­ker­den fi­rar eder miy­di? Sen bu ka­dar bo­zu­lur­san Al­lah da gâ­vu­ru mu­sal­lat eder kar­de­şim.

Bİ­ZE ŞA­İR­LİK LA­ZIM DE­ĞİL

İla­hi ada­let var­dır. Os­man­lı­’da yı­kıl­dıy­sa, yı­kıl­ma­yı mu­cip gü­nah­lar su­dur et­miş­tir.

Ku­r’­an’­da “Al­lah bir kav­me ver­di­ği­ni, o ka­vim ken­di­si­ni bo­zup de­ğiş­tir­me­dik­çe de­ğiş­tir­mez.” (Ra­’d Su­re­si-11) buy­ru­lu­yor. Bu mil­let ken­di iyi ha­li­ni boz­du­ğu için Al­lah ni­me­ti de­ğiş­tir­di. Pe­ki, o za­man Al­la­h’­ın ne su­çu var bun­da?
Bü­tün olay­la­rın ar­ka pla­nın­da mut­la­ka ila­hi ada­let var­dır. “Şüp­he­siz ki Al­lah, hiç kim­se­ye zer­re ka­dar zu­lüm et­mez.” (Ni­sa Su­re­si-40) buy­ru­lu­yor.

Onun için şa­ir­le­rin ara sı­ra ef­kâr­la­nıp, ka­fi­ye­yi tut­tu­ra­yım di­ye atıp tut­tuk­la­rı var­dır. Bi­ze de çok şa­ir­lik la­zım de­ğil­dir. Ku­r’­an’­da şa­ir­ler su­re­si var. “O şu­arâ’­ya (şâ­ir­le­re) ge­lin­ce, on­la­ra az­gın­lar uyar.” (Şua­râ Su­re­si-224) di­yor Ku­r’­an. “On­la­rın her va­di­de şaş­kın şaş­kın do­laş­tık­la­rı­nı ve ger­çek­te yap­ma­dık­la­rı şey­le­ri söy­le­dik­le­ri­ni gör­me­din mi?” (Şua­ra Su­re­si-225, 226) buy­ru­lu­yor.

ÇOK KUV­VET­Lİ DE­LİL

Şai­rin bi­ri bir ka­dın­la na­sıl zi­na et­ti­ği­ni an­la­tan, ağ­zın­dan bur­nun­dan baş­la­ya­rak her ta­ra­fı­nı tas­vir eden şi­ir yaz­mış. Olay he­men ka­dı­ya in­ti­kal et­miş. Şii­riy­le be­ra­ber ge­tir­miş­ler şai­ri. Zi­na­dan do­la­yı ada­mı recm ede­cek­ler. Şa­ir ba­ya­ğı uya­nık­mış.

Sa­de­ce şa­ir­lik yet­mi­yor, ha­fız­lık da la­zım de­mek ki. Şa­ir ka­dı­ya “Si­ze bir ayet-i ke­ri­mey­le zi­na yap­ma­dı­ğı­mı is­pat ede­ri­m” de­miş.

Ka­dı bu­yur de­yin­ce he­men “On­la­rın her va­di­de şaş­kın şaş­kın do­laş­tık­la­rı­nı ve ger­çek­te yap­ma­dık­la­rı şey­le­ri söy­le­dik­le­ri­ni gör­me­din mi?” (Şua­ra Su­re­si-225, 226) aye­ti­ni oku­muş. Ka­dı “A­yet­ten de­lil çok kuv­vet­li gel­di­” de­miş ve be­ra­atı­na ka­rar ver­miş şai­rin. O za­man ayet fa­lan oku­du­ğun­da ye­ti­yor­muş.

Şim­di özel mah­ke­me­ye ne ayet sö­kü­yor, ne ha­dis. Ama Al­la­h’­ın hu­zu­run­da ayet sö­ker. Onun için biz işi­mi­ze ba­ka­lım.

SA­HA­BE DE Şİ­İR SÖY­LER­Dİ

İs­la­m’­a, Ku­r’­an’­a, sün­ne­te uyan şi­ir­ler var. Sa­ha­be-i ki­ram şi­ir söy­ler­di. Haz­re­ti Ebu­be­kir, Ömer söy­ler­di. An­cak Ra­su­lul­lah (Sal­lal­la­hu Aley­hi ve Sel­lem) söy­le­mez­di. Ku­r’­an’­da “Biz, O’­na (Pey­gam­be­r’­e) şi­ir öğ­ret­me­dik. Ve (bu), O’­na ya­kış­maz. O (O’­na in­di­ri­len), sa­de­ce zi­kir ve apa­çık Ku­r’­ân’­dı­r” (Yâ­sîn-69) buy­ru­lu­yor. Çün­kü şi­ir söy­ler­se ayet ile ka­rı­şır. Ama sa­ha­be söy­ler­di.

Hat­ta meş­hur Has­san bin Sa­bi­t’­e “Ey Has­san, müş­rik­le­rin, kâ­fir­le­rin yüz ka­ra­la­rı­nı or­ta­ya koy! Ceb­ra­il se­nin­le­dir. Es­hâ­bım si­lâh­la harb et­tik­le­ri gi­bi sen de dil ile harb et!” der­di.

Haz­re­ti Has­sa­n’­a min­ber kur­du­rur­du, “Çık şu min­be­re­” der­di. Ken­di­si de otu­rur­du “Ba­na şi­ir ya­kış­ma­z” der­di.
İs­te­se hep­sin­den iyi söy­ler. O za­man ki şi­ir en iyi teb­li­ği ara­cı. O şi­ir­le bu ta­ra­fı yı­kı­yor, bu da şi­ir­le o
ta­ra­fı yı­kı­yor.

Haz­re­ti Has­san bir şi­ir söy­ler­di, müş­rik­ler re­zil olur gi­der­di. Onun için biz bu ma­na­da şii­re kar­şı de­ği­liz.

Os­man­lı bo­zul­ma­say­dı, bu mil­let hak et­me­sey­di, Al­lah düş­ma­nı mu­sal­lat eder miy­di? Ali Hay­dar Efen­di bi­le “Bu mil­le­ti bu ha­le ge­ti­ren ho­ca­lar­la, şeyh­le­r” derdi.

İnternethaber

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İslam Haberleri