Sayın Hocam, Cuma namazı 12 rekât. 4 rekâtı ilk sünnet, 2 rekâtı farz, farzdan sonra 4 rekâtı da son sünnet. Bundan sonra 4 rekât kılınıyor.
Bu namaza hocalarımız öğle namazının kazaya kalan farzına niyet ediyor, bazıları da zuhr-ı âhir niyetiyle kılıyorlar. En sonunda da 2 rekât ya vaktin son sünneti veya kazaya kalmış sabah namazının farzına niyet edip kılıyorlar. Doğrusu nedir? (Hüseyin Pural)
Verdiğiniz bilgiler doğru. 12 rekâtta herhangi bir tartışma söz konusu değil. Üzerinde farklı fikir ileri sürülen namaz zuhr-ı âhir (son öğle) adıyla kılınan namazdır.
Meselenin aslı şuradan kaynaklanıyor.
Cuma namazının hikmetlerinden birisi de Müslümanların birlik ve beraberliklerini sağlamaktır. Bundan dolayıdır ki İslâmın ilk dönemlerindeki ulemâ, Müslümanların ayrı ayrı câmilerde Cuma namazı kılmalarına razı olmamış; bulundukları yerleşim merkezinde birden fazla cami bulunsa da, Cuma namazının bir tek câmide kılınmasını uygun görmüşler.
Ancak zamanla Müslümanların sayısı arttı. Yerleşim merkezlerinin nüfusu kalabalıklaştı. Neticede bir köyde veya şehirde bulunan Müslümanların bir camide Cuma namazı kılmaları imkânsız hâle geldi. Müslümanlar ayrı yerleşim merkezinde de yaşasalar, cumayı farklı camilerde kılmak zorunda kaldılar.
***
Bu durum âlimler arasında farklı içtihadlara sebep oldu. Bazıları aynı şehirde farklı yerlerde Cuma namazının kılınamayacağını, "Bir şehirde iki veya daha fazla yerde Cuma namazı kılınmış ise, ilk tekbiri önce alan cemaatin Cuma'sı sahih" olacağını belirttiler.1
Fakat Hanefi mezhebinden İmam Muhammed ve İmam-ı Âzam'ın görüşlerine dayanan daha sonraki ulemâdan İmam Serahsî başta olmak üzere birçok âlim, Cuma namazının bir şehirde bulunan her câmide kılınabileceği fetvasını verdiler. Ayrıca İbni Âbidin de bu görüşü benimsiyor.2
İmam Şâfiî de Bağdat'ta birden fazla camide Cuma namazının kılındığını gördüğü halde buna itiraz etmemiştir.
Evet, tek bir camide Cuma namazı kılmanın mümkün olmadığını, farklı camilerde de Cuma namazı kılmanın câiz olduğunu söyleyen âlimlerin görüşü daha ağırlıktadır.
Biz de zaten bu fetvaya göre hareket ediyoruz.
***
Buna göre, ayrıca zuhr-ı âhir adında bir namazın kılınmasına lüzum kalmıyor Fakat içtihad farklılığını dikkate alanlar, Cuma namazının son sünnetinin ardından zuhr-ı âhiri kılmak isterlerse niyetini şöyle yaparlar:
"Niyet ettim zuhr-ı âhir namazını kılmaya" veya "Vaktinde yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazını kılmaya..."
Bu namaz öğle namazının farzı gibi kılınabileceği gibi, dört rekâtlık bir sünnet gibi de kılınabilir. Böyle bir namazın kılınmasına da şu husus gerekçe olarak gösteriliyor:
"Şayet Cuma namazı sahih olmamışsa bu dört rekât ile o günün öğle namazı kılınmış olur."
Bununla beraber, Cuma namazının farzından ayrı olarak zuhr-ı âhir adında bir namazın kılınacağına dair bir rivayet ne İmam Âzam'dan, ne İmam Muhammed ve İmam Ebû Yusuf'tan rivayet edilmiş değildir.
Bu namaz kılınacak olsa dahi, daha önce kazaya kalmış bir öğle namazının farzına niyet edilerek kılınabilir.
1. Şurunbillali ve Ebu'l-Zeyd eş-Şiblî. el-Miftâh Şerhu Nûru'l-İzah. s. 98.
2. el-Feteva'l-Hindiyye, 1:145;İbni Âbidin, 1:541.
Bugün