"Muhterem Hocam, kafamı karıştıran bazı sorların cevabını sizden öğrenmek istediğim için sizi rahatsız ettim. Sorularım biraz fazla oldu hakkınızı helal ediniz. Cevap verebilirseniz sevinirim. Ayrıca yirmi dört yaşındayım, şu anda hafızlık yapıyorum, yarıya yaklaştım, biraz zorlanıyorum, dua ederseniz memnun olurum. Allah (c.c) iki cihanda yar ve yardımcınız olsun."
Ben de soru ve cevaplara geçmeden önce hıfzınızı tamamlayabilmeniz için Allah'ın yardımını niyaz ediyorum. Bu yaşınızda Kuran-ı Kerim'i ezberlemeye kalkışacak kadar azim ve aşkınız olduğuna göre siz, ezberlemeyi bitirince Arapça ve usul de okuyarak bu mübarek kitabı anlama devletini de elde edebilirsiniz. Bunu da mutlaka gerçekleştirmeye çalışın.
"Zuhr-i ahir namazı kılmak ihtiyat mı? Siz kılmamı tavsiye eder misiniz, etmez misiniz?"
Bir Müslüman, sorar, danışır, okur, sonunda bulunduğu yerde ve şartlarda kendisine Cuma namazının farz olup olmadığı, kıldığında sahih olup olmadığı konusunda bir hükme, bir kanaate varır. Farz ve sahih olduğunu kabulleniyorsa Cuma namazını kılar, farz veya sahih olmadığı kanaatini (hükmünü, yorumunu) kabullenirse Cuma namazı kılmaz, öğle namazı kılar. Aksine inandığı halde Cuma kılar sonra da ihtiyaten diyerek öğleyi (zuhr-i ahir adıyla uydurulmuş namazı) kılarsa çelişkiye düşmüş, yaptığını bozmuş olur.
Benim araştırmalarım sonunda ulaştığım/benimsediğim hüküm şudur: Türkiye'de, Cuma namazı kılınması için izin verilmiş veya şartlarını taşıyan köyler dahil, bir camide veya birden fazla camide kılınan Cuma namazları sıhhat şartlarını taşımaktadır. Bu sebeple cuma namazı kılanların bir de dönüp (Cuma olmadı, belki olmamıştır diyerek) öğle namazı yerine geçecek bir namazı (zuhr-i ahiri) kılmaları uygun değildir. Aslında birçok ibadette alimlerin ihtilafları, farklı ictihadları vardır. Mümin bunlardan birine göre amel eder; amel ettikten, uygulamayı yaptıktan sonra -belki bu yanlıştır diyerek- dönüp bir de başkasına göre amel etmez.
Cuma günü, Cuma namazının farzından önce dört rek'at sünnet kılınır, hutbeden sonra cemaatle iki rek'at Cuma'nın farzı kılınır, farzdan sonra camide, iş yerinde, evde, hasılı her neresi uygun ise orada dört rek'at da son sünnet kılınır. Cuma namazı bundan ibarettir.
"Ümmetimin ihtilafı rahmettir' diye bir hadis-i şerif mevcut mu? Böyle bir hadis varsa anlatılmak istenen mana nedir?"
Bu söz hadis olarak da rivayet edilmiş, fakat sağlam bir raviler zinciri bulunamamış, bu sebeple hadis alimleri "sahih bir hadis olmadığını" ifade etmişlerdir.
Bu cümle İmam Malik, Ömer b. Abdulaziz gibi İslam büyükleri tarafından -usulden çıkarılmış- bir kural, bir ilke olarak zikredilmiştir. Manası da şöyle açıklanmıştır: İlgili deliller birden fazla anlayışa, yoruma, kıyasa... açık olduğu için aynı konuda (meselede) birden fazla ictihad ortaya çıkarsa ümmet (alimler) ihtilaf ettiler denir. İşte bu ihtilaf, alimlerden fetva soran, bilgi alan ve uygulayan müminler için rahmettir, genişliktir, çözüm zenginliğidir; çünkü bunlardan harhangi birine uyan mümin -o alimin ictihadı hatalı olsun, isabetli olsun- vazifesini yapmış, kulluğunu yerine getirmiş olur.
Yeni Şafak