Kamuoyunda uzun zamandır tartışma konusu olan İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanılarak çıkarılan Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nda değişiklik yapılması için düğmeye basıldı.
Bu sözleşme muhafazakâr camiayı rahatsız ediyor
İstanbul Sözleşmesi konusunda yapılan tartışmalar son dönemde başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere AK Parti’nin gündeminde bulunuyor. Erdoğan bir süre önce kurmaylarına “Bu sözleşme muhafazakâr camiayı rahatsız ediyor. Eleştiriler duyuyorum” demiş ve bu konuda atılabilecek adımlar konusunda çalışma yapılmasını istemişti.
Hafta başında milletvekilleri ile yaptığı istişare toplantısında gündeme gelen İstanbul Sözleşmesi konusunda Erdoğan “Yeniden gözden geçirileceği ve gerekli adımların atılacağı” mesajını vermişti. Edinilen bilgilere göre, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulunun (YİK) son toplantısının gündemini de bu sözleşme oluşturdu.
İpin ucu kaçırılıyor
YİK toplantısında, sözleşmeye dayanılarak çıkarılan 6.284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nun bazı maddelerinin değiştirilmesi gerektiği gündeme geldi. Özellikle aile içi şiddet konusunda uygulanan ‘Evden uzaklaştırma’ tedbirine yönelik çok şikâyet geldiği, bu konudaki kriterlerin değiştirilmesi yönünde görüş ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları “Sözleşmenin hükümleri ile ilgili bir problem yok. Ama bu sözleşmeye dayanılarak çıkarılan Ailenin Korunması Kanunu’nun bazı maddelerinin uygulamasına yönelik şikâyetler geliyor. Şiddeti önleyeceğiz derken ipin ucu kaçırılıyor. Şiddeti Önleme Kanunu’nda İstanbul Sözleşmesine de ters düşen hükümler var. Yaşanan vahşi cinayetler nedeniyle polisler ve hâkimler, ‘evden uzaklaştırma vermesek ve kadın öldürülürse sorumlu oluruz’ diye düşünüyor, olayları ayrıntısıyla incelemeden bu kararı alıyor. Bunların önlenmesiyle ilgili talepler söz konusu. Aile mahkemelerinden de gelen şikâyetler var. Çalışmada bunlar dikkate alınacak” değerlendirmesini yaptı.
AK Parti’nin hukukçuları da özellikle ceza mahkemelerinin alanına girmesi gereken bazı konuların aile mahkemelerinin yetkisinde bulunduğunu, bu yönde de bazı değişikliklerin gündeme gelebileceğini dile getirdi.
Türkiye