Darbe girişimleri ikna edici, davaları ciddiye alıyorum

Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk, Ergenekon ve Balyoz davalarına olumlu baktığını söyledi.

Türkiye'nin tarihinde çok sayıda darbe ve darbe girişiminin olduğunu hatırlatan Pamuk, iddiaları kendisinin ve Türk halkının ikna edici bulduğunu ifade etti. Amerikan PBS televizyonuna konuşan Pamuk, laikliğin gerilediği düşüncesinin ise doğru olmadığını vurguladı.

Amerikan PBS Televizyonu'nun sorularını cevaplayan yazar Orhan Pamuk, Ergenekon davasından, başörtüsü sorununa, ordu-hükümet ilişkilerinden laikliğe kadar birçok konuda ezber bozan açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin tarihinde çok sayıda darbe ve darbe girişiminin olduğuna işaret eden Nobel ödüllü yazar, bu yüzden Ergenekon ve Balyoz davalarını ciddiye aldığını söyledi. "Darbe girişimlerine dair gazetelerde okuduklarımı ikna edici buluyorum ve Türk halkının da buna ikna olduğunu düşünüyorum." diyen Pamuk, laikliği korumak için darbe yapmanın Atatürk'ün modern toplum idealiyle de bağdaşmadığını ifade etti. "Laiklik kaygısı, ordunun demokrasiye müdahalesine zemin hazırlıyor." tespitini yapan Pamuk, Türkiye'de laikliğin gerilediği iddialarına katılmadığını, insanların yaşam tarzında değişim olmadığını vurguladı. Ordunun siyaset üzerindeki gücünün azalmasının kendisini memnun ettiğini belirten ünlü yazar, temennisini şöyle dile getirdi: "Ordu bize, 'üniversiteye, hastaneye gireceksen başörtünü çıkar' dememeli. Türk kadınına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamalı."

Orhan Pamuk, Amerikan PBS Televizyonu'nda ünlü sunucu Charlie Rose'un sorularını cevapladı. Bir soru üzerine, Türkiye'de laikliğin gerilediğini düşünmediğini belirtti. Türkiye'nin uygar ülkeler topluluğunun bir üyesi olma doğrultusunda ilerlemekte olduğu ana yolu değiştirdiği ve Mustafa Kemal Atatürk'ün çağdaş medeniyetlere ulaşma hedefine ihanet edildiği düşüncesinde olmadığını anlattı. Pamuk, "Ancak (Türkiye) bu süreci biraz yavaş götürüyor. Umduğumuz ölçüde başarılı gitmiyor." dedi. İktidardaki AK Parti'nin, önceki yönetimlere göre daha dindar politikacılardan kurulu bir parti olduğunu, ancak ülkenin daha dindar bir yapıya doğru gittiğini sanmadığını kaydetti. Türkiye'deki hayat tarzı ve kültürel dokuda da radikal bir değişimin yaşanmadığını söyleyen Pamuk, "Laikliğin korunması konusunda kaygılar var, ama bence ülke daha dindar bir hale gelmiyor. Bundan 10-20 yıl önce sokakta içki içen insanlar göremezdiniz." diye konuştu. "Ama daha fazla başörtülü kadın görüyorsunuz. Bu bir anlam ifade ediyor mu?" şeklindeki bir soru üzerine Pamuk, başörtülü kadın sayısının az ya da fazla olmasının bu konuda bir kriter olmaması gerektiğini söyledi: "Benim değerlerim açısından, herkes ne istiyorsa onu yapabilmeli. Ordu bize, 'eğer üniversiteye, hastaneye girmek istiyorsanız başörtünüzü çıkarın' dememeli. Türk kadınlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmamalı. Benim değerlerim, özgürlükleri, ifade özgürlüğünü, demokrasiyi, laikliği, kültürel ve siyasi değerleri temel alıyor. Bunlara sahip olduğumuz zaman, insanlar hissettikleri doğrultuda davranabilmeli."

Orhan Pamuk, AK Parti'nin ordunun gücünü azalttığını ve bunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en başarılı olduğu konu olduğunu anlattı. Türkiye'de ordunun gücünün azaltılmış olmasından mutluluk duyduğunu, ancak bu durumun bazı kesimlerde laiklik konusundaki kaygıları artırdığını belirtti. Türkiye'de ifade özgürlüğü, hoşgörü, geleneksel kültür ve modernlik arasında her zaman 'zigzaglar' olduğunu kaydeden Pamuk, "Laiklik konusundaki kaygılar maalesef ordunun demokrasiye müdahalesi için zemin hazırlıyor." dedi. Pamuk, bununla birlikte, Türk halkı olarak laikliği ordunun gücüne ihtiyaç duymadan koruyabilmeleri gerektiğini kaydederek, 'ordu lütfen gel, bizi kurtar' şeklinde bir yaklaşım içinde olunmasını doğru bulmadığını söyledi. Laikliği korumak için darbe yapmanın Atatürk'ün modern ve açık toplum idealiyle de bağdaşmadığını kaydetti.

Ergenekon soruşturmasına dair düşüncesinin sorulması üzerine de Pamuk, bu davaları ciddiye aldığını ve darbe girişimlerine dair gazetelerde okuduklarının kendisini ikna ettiğini anlattı. Türk halkının da buna ikna olduğunu düşündüğünü belirtti. Pamuk, Türkiye'nin tarihinde çok sayıda darbe ve darbe girişiminin olduğuna işaret ederek, bu sebeple hâkimlerin darbe iddialarını araştırmasını olumlu bulduğunu kaydetti. Yazar, bir başka soru üzerine, Türkiye'de gazetecilerin tutuklanmasını ise kabul edilemez bulduğunu vurguladı.

Türkiye, çok güçlü bir ülke olma yolunda ilerliyor

Orhan Pamuk, bir soru üzerine, AB'nin Türkiye'ye 'ikinci sınıf vatandaş' muamelesi yapmasının Türkiye'de kızgınlık oluşturmasını anladığını ama bunun 'intikam' düşüncesiyle 'madem bizi almıyorsunuz, Arap ülkelerine yönelelim' gibi bir tavra dönüşmemesi gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin Avrupa'dan uzaklaştığı yönünde çok fazla kaygısının olmadığını da belirtti. "Türkiye, bir ülkenin Müslüman ve aynı zamanda çoğulcu, laik ve demokratik olabildiğini kanıtlıyor mu?" şeklindeki bir soru üzerine, Türkiye'nin bunu yapmaya çalıştığını anlattı. Pamuk, "Türkiye'nin yakında tam demokrasi ve gelişmiş, güçlü bir ekonomi olacağına kuvvetle inanıyorum. Henüz değil, ama o yolda ilerliyor. Bu yolda kendimize güvenimizi kaybetmemeliyiz." dedi.

Türkiye'nin İsrail de dahil olmak üzere tüm Ortadoğu ülkeleriyle dostça ilişkiler geliştirmesi gerektiğini söyleyen Pamuk, aralarında bazı gerginlikler yaşansa da İsrail'in Türkiye'nin düşmanı olması gibi bir durumun söz konusu olduğunu düşünmediğini kaydetti. Yazar "Neden İstanbul'da yaşıyorsunuz?" sorusuna ise "Burası benim hayatım, bütün hayatım bu kentte geçti. Evet, üzerimde baskılar var, evet korumayla dolaşıyorum ama bu ülkeyi seviyorum." şeklinde cevap verdi.

Zaman
 

Toplum Haberleri