Jitemcilerin idolü olan özel harpçi bir darbe sanığı emekli general milletvekili adayı yapılıyor, darbecilik suçundan yargılanan gazeteci, öğretim üyesi ve emekli bir savcı seçilecek yerden milletvekilliğine aday gösteriliyor, anlamaya çalışıyorum bu durum nasıl bir zihin haritasıdır diye.
Zihin haritası insanın yaşam piramidini belirler ve yol haritası gibidir. Karar verirken farkında olmadan zihin haritamıza göre karar veririz, tepki verirken, dil sürçmeleri yaparken zihin haritamız bizi şekillendirir. En önemli konu en üstte daha öz önemli konu sırayla daha alttadır. Haritaya yerleşmiş ‘kalıp yargılar’ verdiğimiz kararların temel gerekçesini oluşturur. Zihin haritamız bizim aslında kendimizi programlamamızda stratejik ve taktik düşünmemizi sağlayan sistemdir.
Hayat yolunda ilerlerken zihin haritamızda “Zengin olmak için herşey meşrudur” kalıp yargısı yol işareti olarak varsa önümüze yasal olmayan bir fırsat çıktığında bir mazeretini bulup avantayı götürürüz.
Kara Harp Okulu neden TBMM’nin yanında hiç düşündünüz mü?
Darbe ile Osmanlı ilk Sultan Abdülaziz döneminde tanıştı.İstanbul Harbiye Mektebinin genç subay adayları tahrik edildi saraya yürüdüler ve hiçbir muhafız alayı subayı genç harbiyeliye silah çekemedi,sonuçta mazlum Sultan Abdülaziz katledildi.
1999’da TBMM’ de başörtülü Milletvekili Merve Kavakçı yemin törenine hazırlanırken gri propaganda söylentisi ile “Harp okulu öğrencileri meclise yürüyecek” haberi uçurtuldu. Kuvvet Komutanları dinleyici locasına dizildiler. Zavallı Ecevit istemeye istemeye tarihi konuşmasını yaptı. “Bu hanım efendiyi buradan çıkarınız”. Psikolojik operasyon hedefine ulaştı. Herkes kullanıldı.
Çünkü herkesin zihin haritasında askerin siyasete müdahalesinin görevi olduğu kalıp yargısı vardı. Böylece darbe korkusu ile amaca ulaşılmış oldu.
Kara Harp Okulunun siyasetin göbeğinde olması İttihatçı geleneğin bir uzantısıydı ve hiç sorgulanmadı.
Evet artık Kara Harp Okulu Ankara dışına taşınmalıdır. Darbecilerin darbeci geleneğin bittiğini anlamaları için zihin haritalarının somut göstergelerle değişmesi gerekir.
Bugüne gelirsek, “Darbecilik suçu ile yargılananlar hayali ihracat suçu ile yargılananlara göre çok masumdurlar” kalıp yargısının toplumda çok yaygın olduğunu görüyoruz.
Darbeci zihin haritası son 150 yılımızdaki siyasi cinayetleri doğal kabul eder.
Darbeci zihin haritası İstiklal mahkemelerinde uzatılan takriri sükun kanunu ile binlerce yargısız infazla öldürülme olaylarını meşru kabul eder.
Darbeci zihin haritası Dersimde mağaralarda hardal gazı ile katledilen kadın ve çocukların öldürülmesinden rahatsız olmaz.
Darbeci zihin haritası Menderes, Zorlu ve Polatkan’ın idam edilmesini alkışlar.
Darbeci zihin haritası Militaristtir “Asmayalım da besleyelim mi” der.
Darbeci zihin haritası Diyarbakır Ceza evinde 12 Eylül 1980’de “Aslan kafesinde işkence, haydar isimli sopa ile cinsel taciz, köpeklere selam durdurma gibi aşağılama, gaita yedirme gibi dehşetli suçları” normal kabul eder.
Darbeci zihin haritası 1990’dan sonra Güneydoğu’da 17. 000 faili meçhulü “Terörle savaş telefatı” olarak önemsemez.
Darbeci zihin haritası bütün başörtülüleri ve dindar insanları düşman olarak görerek planlar yapar.
Darbeci zihin haritası “Türkiye’de irtica var” algısı oluşturmak için Madımak otelini yakmayı, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Uğur Mumcu gibi aydınları öldürtmeyi içselleştirir.
Darbeci zihin haritası bin Türk’ten daha çok Türkiye’yi sevdiğini anladığımız Hrant Dink’i öldürtmeyi zafer gibi değerlendirir.
Darbeci zihin haritası Danıştay’ı bombalatmayı ve masum yüksek yargıçların ölmesini “İrtica ile mücadeleye ortam hazırlayıcı taktik eylem” diyerek normalize eder.
Demek ki darbecilik dehşetli bir insanlık suçudur bunu zihin haritasında yaşatanlar kullanılırlar. Darbeci ideolojinin temsilcilerini TBMM’ye sokanlar zulme ve zalime ortak olmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Çok şükür ki kader birkaç cesur savcı ve yargıcımızı Türkiye’nin önüne çıkardı da ve tarih yeniden yazılıyor. Yoksa darbecilerin yol haritasından kurtalamayacaktık.
Haber 7