Demokrasinin canına okuyan darbelere bakalım:
-27 Mayıs darbesi,
-12 Mart,
-12 Eylül,
-28 Şubat
İlave olarak
27 Nisan bildirisi!
27 Mayıs, bir başbakan ve iki bakanı sehpaya gönderdi. Kanlı bir tablodur. Hazindir.
12 Mart demokrasinin canına muhtıra okurken, 12 Eylül anarşi bahane edilerek, demokrasiyi bertaraf etti
28 Şubat çok profesyonel bir hukuksuzluk örneğiydi. Taraf gazetesinin manşetini görmeyen kalmamıştır, Bir maceracının hevesi uğruna ülkede ne dolaplar dönmüş.
Demokrasi hazımsızlığı, bizde darbe kültürünü geliştirdi.
Utanmadan, arlanmadan not yazıp, çetele tutmuşlar.
*
Ses kasetleri bir yandan internet sitelerinde dedikodu malzemesi gibi dört bir yana sipariş ediliyor.
Kim tarafından bilinmiyor.
Bilinen şu ki:
Ülkenin en tepesindeki askerin demokrasi hazımsızlığı çektiği
28 Şubata zemin hazırladığı
Gazetelerde gördünüz, Bir el, madde madde konuyu detaylandırmış.
Psikolojik harekât dairesi mükemmel çalışmış.
Dindarlar sindirilecek denmiş, sindirilmiş. Hükümet indirilecek denmiş, indirilmiş. Ekranlara yarı cahil hocalar çıkarılsın denmiş, çıkarılmış.
Asker, Eskişehiri karış karış fişlemiş. Dernek, sendika, okul, kafe, hastane ve eczaneler hatta Atatürkçü dernekler bile uygulamadan nasibini almış. Ordunun fişleme yaparken, suç unsuru aramadığı da dikkat çekilmiş.
Devletin askeri istihbaratı peruk satanları bile fişlemiş?
*
Darbe ve demokrasi iki zıt kutup gibi.
Darbe ülkesinde, çok seslilikten bahsetmek mümkün değil. Milletin değil, azınlığın tahakkümü esastır. Darbe özlemcisi yandaş medya, önce alt yapıyı oluşturur, üstünü de askeri güç tamamlar. Onların borazanlığını yapmaktan şeref duyarlar.
Darbeden memnun olan bir ülke var mı? Hangi darbe ülkeyi refaha götürmüş? Örnek varsa, gösterin.
*
Demokrasi ile yönetilen bir ülkede en büyük koz seçimdir. Yani hükümet devrilecekse bu seçim yoluyla yapılır.
Demokrasiyi yaşamak demokrasiyi hazmetmekle mümkün. Yoksa fertler birbirine nasıl tahammül edecek?
*
Darbeler, demokrasi kültürümüzü ve toplumsal hafızamızı köreltti. Eğer demokrasi kültürümüz gelişseydi, tartışma kültürümüz gelişirdi. Tartışmıyor, kavga ediyoruz.
Bu yüzden Demokrat misyon konusunda kafalar karışık.
Ne yazık, kavgada yumruk sorulmuyor.