Vatandaşların bayram dolayısıyla yaptığı ziyaretler, paylaştıkları hoş sohbetler, Darülaceze sakinlerinin yalnızlıklarına merhem oldu.
Ramazan Bayramı, gözlerinde yılların yorgunluğu, yüzlerinde hayatın derin izleri, yıllar geçtikçe çocuklaşan yürekleriyle aynı çatı altında biraraya gelen Darülaceze sakinlerinin yüzünü güldürdü.
Yakınlarının ve vatandaşların bayram dolayısıyla yaptığı ziyaretler, paylaştıkları hoş sohbetler, Darülaceze sakinlerinin yalnızlıklarına merhem oldu.
İnsanoğlu için kaçınılmaz bir süreç, ömrün hazan mevsimidir yaşlılık... Yalnızlık korkusunun beraberinde getirdiği ilgi arayışları, bayramlarda en üst seviyeye ulaşır. Tıpkı, çatısı altında aynı duyguları barındıran 114 yıllık şefkat yuvası Darülaceze gibi...
Kendilerini saran yalnızlıktan dost sohbetleri, çay saatleri, yemek molaları ve televizyon keyfiyle uzaklaşmaya çalışan Darülacezeliler, Ramazan Bayramı'nda kimi zaman evlatları, kimi zaman torunları yerine koydukları ziyaretçilerinin sımsıcak tebessümüyle, bayram neşesine ortak oldular.
Bazı Darülacezeliler ise yılların izlerini taşıyan yüzlerinde ışıldayan gözleriyle, kapıdan içeri girecek bir yakınının yolunu gözlemekten kendini alamadı. Çocuklarının ve torunlarının ziyaretiyle, sevinçleri yüreklerine sığmayan Darülacezelilerin de mutlulukları gözlerinden okundu. Kimileri ise anılarını sakladıkları fotoğraflarla özlemlerini giderdi. Bazıları, Darülaceze'nin bahçesinde şeker ve kolonya ikramlarını kabul etti, bazıları bir ağaç gölgesinde yalnızlığı seçti.
Darülacezeliler, bayram dolayısıyla hissettikleri duygu ve düşüncelerini, yalnızlıklarını ve sevinçlerini paylaştı.
EŞİNİN 18 YILLIK HATIRASI ''ANI BEBEK''
Kilometrelerce uzakta olan tek evladı ve iki torunun özlemini, eşinin 18 yıl önce kendisine armağan ettiği ''Anı'' adını verdiği oyuncak bebekle gideriyor 83 yaşındaki Selma Sarıka.
14 yıl önce kaybettiği eşinin ardından bir ay Almanya'daki oğlunun yanında kalan Sarıka, doktorunun tavsiyesi üzerine yerleştiği Darülaceze'de yalnızlığın, özellikle bayramlarda zor olduğunu dile getirenlerden.
Genellikle kış aylarında ziyaretine gelebilen oğlu, gelini ve torunlarının özlemiyle günlerini geçiren Sarıka, yine de bu şefkat yuvasında, doktorların güvenli ellerinde olmaktan memnun.
YALNIZLIĞI SEVENLERDEN
Tabip Yarbay olan babasından kalan maaşıyla Darülaceze'ye 2,5 yıl önce yerleşmeye karar veren 86 yaşındaki İlhan Ünver, bu şefkat yuvasının, belki de yalnız olmayı seven ender insanlarından.
İngiliz Filolojisi mezunu olan ve bildiklerini unutmamak için boş vakitlerini çeşitli İngilizce kitaplar okuyarak değerlendiren Ünver, hiç evlenmediği ve tek çocuk olduğu için Darülaceze'de ziyaretçisi olmayanlardan.
''Çocukluğumdan beri bayramları hiç sevmem'' diyen Ünver, bu nedenle bayram gününde de yalnızlığını kitaplarıyla paylaşıyor.
''İSTANBUL'U GEZEREK YALNIZLIĞIMI UNUTUYORUM''
Darülaceze'nin 30 yıllık sakini 80 yaşındaki Ayşe Akbulut, yalnızlığını İstanbul'u gezerek unutuyor.
Üç yaşındayken evlatlık verildiğini ve hiç eğitim almadığı için okuma yazmasının da olmadığını anlatan Akbulut, Darülaceze'de kağıt kesme işinde çalışarak az da olsa bütçesine katkı sağlamaya çalışıyor. Ailesinden veya akrabalarından ziyaretine gelen kimse olmadığı için o da Darülaceze sakinlerini ziyarete gelenlerin hoş sohbetleriyle mutlu oluyor.
''Yalnızlığımı genelde İstanbul'u gezerek unutuyorum'' diyen Akbulut, bu nedenle de Darülaceze'nin şanslı sakinleri arasında yer alıyor.
BOYALARI EN SEVDİĞİ ARKADAŞI
Öksüz ve yetim bir çocukken geldiği Darülaceze'de bugün 30 yılı deviren 46 yaşındaki Ayşe Yücel, boyalarıyla hayat verdiği resimleriyle mutlu olmayı seçenlerden.
Yıllarca aradığı ailesini bir türlü bulamamanın hüznünü yaşayan Yücel, ''Benim bayramlarım buruk geçiyor. Ziyaretçilerin gelmesi, yalnızlığıma merhem oluyor. Onlarla sohbet ederek, vakit geçiriyorum'' dedi.
Darülaceze'deyken 23 yaşında bir kez evlendiğini ve 5 ay evli kaldıktan sonra boşandığını anlatan Yücel, ''Benim ailem yok, yalnızım, ama mutlu bir insanım. Ama aile özlemi hep içimde...'' diye konuştu.
Dünya Bülteni