Tuhaf ama...
"Gelmiş geçmiş en başarılı insanlar"dan biri...
Einstein' a atfedilen bir söz, bir tavsiye var:
"Başarının peşinde koşanlardan ziyade değerlerin peşinde koşanları izle" gibi bir şey.
"Artık değer"den başka değeri zor tanıyan "Piyasa"da bunun ne manası varsa artık!
Lakin, gergin, yorgun, yaralı bir yılın ardından onun enkazını sırtlayıp sözde "yeni" sayılan bir yılın ilk gününde lafı uzatmayayım...
Yukarıdaki "iz"i azıcık uzatayım:
Elbette çoğu zaman "başarılılar" önde gider, önde gelir, öne geçer, önden çeker!
"Başarı" tarifi azıcık tartışmalı olsa da.
Fakat, ama, ancak, ne ki, şu var ki...
Bir gün "başarılı" da tökezlediğinde, yere düştüğünde, üstüne bir başka "başarılı" bastığında, ona da el uzatacak olan "değerlerin peşinden giden" biridir.
O yüzden insanlık ve insanlar; ama inançla, ama felsefeyle, ama ideolojiyle, ama ahlak veya etikle, bazen hukukla bile, tabii aileyle, dostlukla, aşkla; "değerler"i tam öldürmeden, bir kenarda, birilerinde, bir de kendi vicdanının bazen kuytu bazen kuyu bir köşesinde uyur gezer de olsa, mutlaka yaşatır.
Tekrarlayıp gideyim; size yine umutlu, değerli yıllar dileyeyim:
Başarı yolunda koşturup dururken; yakınlarda bir yerlerde değerlerin peşinden giden birilerinin bulunması için de bir dilek dileyin.
Tökezlerseniz, düşerseniz bir şekilde;
Kendi değerleriyle, orada bir yerde, size her türlü cila, yıldız ve yaldızın ötesinde, el verebilecek, nefes verebilecek, değer verebilecek, hani istersiniz ya, belki itibar bile verebilecek birileri bulunsun diye.
Koşarken ezip geçtiğiniz değerler, bir yerlerde, birilerinde var olsun, biraz yaşasın diye!
Sabah