Seri yazımızın bir önceki bölümünde dijital çağ olarak adlandırdığımız 21. Yüzyılda, dünyada geleceğin yeni meslekleri ve bu mesleklerde başarılı olabilmenin anahtarlarını vermeye çalışmıştık, yazımızın bu kısmında ise meselenin eğitim ve manevi yönlerini ele alacağız.
Değişim ve dönüşümde eğitim alanında yapacaklarımız
Son yüzyılda ve özellikle son 30 yıldır her şey değişti diyebiliriz, bir tek değişmeyen eğitim sistemi ve hala aynı, okullarımız öğrenme tabanlı değil eğitim tabanlı olmalıdır. Öğrencisine kendi kendine öğrenme, kendi kendine düşünme becerilerini kazandırabilmelidir, dünyada şimdilerde bile herkesin öğrenmesine açık kitlesel eğitim materyalleri insanların istifadesine sunulmaktadır. Dünyada, günümüzde bilgi, paylaşım ve içerik üretme sayesinde 10 saate bir hemen hemen ikiye katlanmaktadır.
Ülke olarak digital dünyada yerimizi alabilmek için eğitim alanında şunları hedeflerimiz arasına almalıyız:
□ Mesleki ve teknik eğitimin önemi
□ Hayat boyu öğrenme
□ Teknolojik alt yapıların güçlendirilmesi
□ Dünyadaki gelişmelerin yakından takip edilmesi,
□ Özel sektör ile yakından işbirliği içerisinde olunması
□ Genç nüfusun bilgi, beceri ve yetkinliğinin artırılması
□ Eğitim sisteminin yeniçağa uygunluğu
Üniversiteler
Dünya dönerken istesek de istemesek te çok hızlı bir şekilde değişimler ve yenilikler gerçekleşiyor.
Dünyanın birçok yerindeki üniversitelerin görevleri arasında eğitim, araştırma ve hizmet olmak üzere üç ana başlık yer almaktadır, bununla beraber üniversiteler; profesyonel, araştırmacı ve girişimci olmak üzere üç tip insan yetiştirmektedir. Bu kadar fazla çıktısı olan bir müessese şimdiki dünyada düşünülemez, ama gelin görün ki her üçünü de bir arada yapmaya çabalayan bir yapı ne kadar başarılı olabilir derseniz, çok zor derim, bu kadar işi bir arada götürmek hem zordur hem de makul değildir.
Bunun yerine;
□ Sadece eğitime odaklı üniversite
□ Sadece araştırmaya odaklı üniversite
□ Sadece teknoloji transferi ve hizmet odaklı bir üniversite oluşturulursa;
□ Daha faza inisiyatif alabilen,
□ Grup destekli çalışma imkanı olan,
□ İçerik yerine beceri odaklı,
□ İletişim becerisi yüksek olan,
□ Sosyal zeka ve duygusal zeka bakımından bir adım ileride öğrenci yetiştirmek mümkün olabilecektir.
Dünya yeni bir dönemi hem yazıyor hem de yaşıyor
Bazı meslekler yeni dönemde yeni şekliyle karşımıza çıkacak, yepyeni pazarlar ortaya çıkacaktır. Bu nedenle bazı mesleklerin kendisini yenilemesi gerekir, mesela; jojistik ve nakliye işlerinde dron taşımacılığına geçilebilir. Tıp doktorluğu nano tıp hekimliği olarak değişime uğraması mümkündür. Bir zamanlar bundan 50-60 yıl önce otomobil üreten fabrikalara baktığımızda insan gücü sayesinde montaj ve üretim yapılırken bugün neredeyse yarı otomatik olarak robotlar sayesinde üretim ve montaj gerçekleşmekte iken yarın belki tam otomasyona geçilerek insan gücü minimize edilebilecektir. Organ nakli yerine yapay organlar üretilecek, gazetecilik yerine yeni medya veya internet medyası ortaya çıktı ve daha da bunu bekleyen meslekler olacak ve kısa sürede değişim tamamlanacaktır.
Teknolojik bilimler bir şekilde yarı otomasyon ile kendi kendini şimdilik götürürken ileride tam otomasyon ile insan gücüne ihtiyaç olmazken, bunun tam tersine sosyal bilimler alanı yok olmayacaktır.
Dünyadaki gelişmiş ülkeler
□ Endüstriyel internet,
□ Akıllı üretim liderliği,
□ Toplumu 5.0 hazırlama (beşinci endüstri dönüşümü),
□ Geleceğin endüstrisi, konularında gençliğini ve insanını yetiştirebilmenin çabası içerisinde olurken geri kalmış ülkelerin bunlara yetişmesi zor olacaktır. Bir şekilde geleceğin mesleklerine yatırım yapan ülkeler kazanacak, eğer biz bu konularda geri kalırsak, birileri ürettiği teknolojileri bize satarak maalesef tüketici durumuna düşmekten kurtulamayacağız.
Yeni meslekler yeterli istihdam sağlayabilecek mi?
Dünyada işsizlik yüzyıllardır en temel bir problem olarak orta yerde durmakta ve her geçen gün olumsuz etkisini biraz daha artıracaktır, günümüzde ve gelecekte de işsizlik dünya ülkelerinin en belirgin problemlerinde birisi olacaktır, ancak 21. Yüzyılda 5. Endüstri döneminin yani digital çağın gelmesi ile yeni meslekler ortaya çıkarken acaba insanlığın problemi olan işsizliğe bir olumsuz etkisi olacak mıdır diye aklımızdan geçmiyor değil. Yeni meslekler tabi ki tabiatıyla yeni istihdam sağlayacaktır ancak bu nitelikli nüfusun çalışma hayatına katılması ile mümkün olabilecektir, teknoloji işsizlik oluşturmaz, teknoloji sayesinde, eğitim sonucu yapılabilecek işleri bilenler istihdam edilebilecektir. Herkesin buna zamanla ayak uydurması gerekecektir, bu nedenle şimdilerde problem olan işsizliğin çözümü için kullanılan işsizlik sigortası yerine vatandaşlık sigortası gelecektir. Ayrıca işsizlik tabi ki yine olacaktır, ancak bunu çözebilecek yeni bir iş sahası ortaya çıkacaktır; işlevsiz yönetimi (Boş zaman yönetimi) mesleği ortaya çıkarak toplumun yaklaşık %25 ‘ine tekabül eden işsizliğin yönetilmesi ve idare edilmesi ve yeni alanlara kanalize edilmesini sağlayacaktır. Yeni Dünyada çok az insan sabit maaşlı olacak ve bunlar ise çok üstün yetenekli insanlar içerisinden seçilecektir, bunun dışındaki insanlar ise serbest girişimci olmak zorunda kalacaktır, mesela; beynimiz işyerimiz olacaktır, bilgi birikimi yüksek olanlar ve buna sahip olanlar başarılı olacak ve fark atacaklardır.
Sonuç olarak; digital çağda bilgi ve bilgi üretimi önemini kaybetmeyecek, zannedildiği kadar olsa da işsizlik artmayacak, bazı mesleklerin ortadan kaybolması mümkün olsa bile birçoğunun değişime ayak uydurması ile yeni meslekler ve yeni istihdam alanları doğacak, yakın gelecekte sadece üniversite bitirmek yeterli olmayacak, digital okur yazarlık, yabancı dil eğitimi daha da zorunlu hale gelecek, bu değişimin en önemli ana arteri ise eğitim sektörü olacaktır.
Bilim ve teknolojinin manevi dinamikleri
□ “İlim Çin’de de olsa gidip alınız” Hz. Muhammed (s.a.v)
□ “Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” Hz. Muhammed (s.a.v)
□ “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” Hz. Ali (r.a)
□ “Merak ilmin hocasıdır.” Bediüzzaman
□ “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile ve şüphe tevellüd eder.” Bediüzzaman
□ “İnsanları canlandıran emeldir, öldüren yeistir ve yeis, mâni-i herkemâldir.” Bediüzzaman
□ “Nemelâzım, başkası düşünsün” istibdadın yadigârıdır.” Bediüzzaman
□ Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber; bizi maddi cihette kurun-u vustada (orta çağda) durduran ve tevkif eden, altı tane hastalık:
1. ”Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi.
2. Sıdkın hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede ölmesi.
3. Adavete muhabbet.
4. Ehl-i imanı birbirine bağlayan nurani rabıtaları bilmemek.
5. Çeşit çeşit sari hastalıklar gibi intişar eden istibdat.
6. Menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek.” Bediüzzaman
□ “Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak
Alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak.”
Gamı-tasayı bırak, iraden canlı ise!
Ümit kaynağı ol, olabilirsen herkese!” Mehmet Akif Ersoy
□ “Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası, ihya-yı din ile olur bu milletin ihyası.” Bediüzzaman
□“Bana bir dayanak noktası verin dünyayı yerinden oynatayım! Arşimed.
□ Güçlü olmak için sadece haklı olmak yetmiyor. Güçlü olmak için haklı olmanın yanında bilgi ve teknolojiye de sahip olmanız gerekiyor, bu anlamda bilgi ve teknoloji bizi iki adım öne çıkarır.
Kendimizi bilelim
İşte tarihe nam salmış Müslüman ilim öncülerimiz;
□ Hârezmi : Cebir’in kurucusu, bugünkü algoritma ve kodlamanın kaşifi
□ İbn-i Haldun : Sosyolojinin kurucusu
□ İbn-i Heysem : Optik ilminin kurucusu
□ Şerif İdrîsî : Coğrafyanın kurucusu ve bu isimleri daha da çoğaltmak mümkündür.
İşte elimizdeki tükenmez hazine. Gayret bizden tevfik Allah’tan! Daha fazla söze ne hacet!
Allah’a emanet olunuz.