Bediüzzaman Hz.leri siyasi hayatta demokrat olmayı esas almış, demokrat vasfını taşıyan Demokrat Parti’ye de isminden değil icraatıyla demokrat olduğunu göstermesi üzerine aleni oyunu vermiştir.
Neden demokratlara oyunu verdin? sualine de verdiği cevapta bu meseleye kaideler noktasından yaklaştığını anlıyoruz. Aksi halde isim ve resimden ibaret demokrasiyle ve demokrat geçinen partilerle, hükümetlerle, çürümeye devamla hayatımız gidecektir.
Ta ki, fıtratımızın abı hayatı ve neşvünemasına analık eden ve terakkimizin zembereği olan gerçek demokrasinin bu memlekete yerleşmesine kadar. Gerçek demokrasiye ihtiyaç var mı? Bu sual ekmeğe suya ihtiyaç var mı suali kadar abes bir sualdir.
Nasıl ekmeksiz susuz yaşanmaz aynen öylede gerçek demokrasisiz tam yaşanmaz, yahut yaşadığımızı zan ederek yaşarız. Mahkumların veya esirlerin yaşadığı gibi. Hak ve hürriyetler, bilhassa Din ve Vicdan Hürriyeti, dilediği gibi, inandığı gibi, sevdiği gibi yaşamak, gerçek demokrasinin olmadığı yerlerde daima ihmale gadre uğrayan meselelerin başında gelir.
Gerçek demokrasinin hükmetmediği yerde bir şahsın veya bir zümrenin veya bir partinin despotluğu, tahakkümü, tagallübü ile idaresi vardır. Despotluk, tagallüp, tahakküm cebir ve ceberrutiyet ise hayvanlar aleminin dağ kanunlarıdır ki, binler senedir hayvaniyetten insaniyete onları bir adım ilerletmemiştir.
Demek istibdat hayvanî bir ahlaktır ki bu vasfı taşıyanın yanında zayıfın hiçbir hakkı ve hakkı hayatı yoktur. Ya Arslan gibi parçalayıcı, ya ayı gibi kaba kuvvetle ezici, ya hınzır gibi muzır ve tahripçidir.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde lütfedildiği kadar hürriyet vardır.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde izin verildiği kadar Hak vardır.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde müsaade edildiği kadar kalem ve kelam serbestisi vardır.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde müsaade edildiği kadar insanlık vardır.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde az biraz şerefin, az biraz hürmetin, az biraz onurun, az biraz varlığın vardır.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde sen idare edenler için iştah kaçıran bir şeysin, midelerine oturan bir taşsın, sen olmasan daha iyi olur, hatta senin en güzel görüntün onlar için cenazendir.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde senin fikrin,senin zikrin, senin zevkin senin hissin senin aşkın sökmez.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde istenilen dilde konuşacaksın, istenilen fikirde fikir yürüteceksin, istenilen şekilde giyineceksin, istenilen isim ve rejimi kabul edecek, istenilen şekilde düşüneceksin.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde istenilen şeye inanacak, istenilen şeyi sevecek istenilen şeye saygı duyacak istenilen şeye hürmet edecek, istenilecek kişilere baş eğeceksin.
Gerçek demokrasinin olmadığı yerde istenilen şahısların liderliği tartışılmayacak, istenilenin heykeli yapılacak, istenilen heykele serfürü edilecek, istenilen bayrama gidilecek, istenilen antlar içilecek istenilen yeminler edilecektir.
Hülasa gerçek demokrasi olmayan yerde, insana saygı yoktur, insana hürmet yoktur, insanın inancına, hürriyetine, hakkına, fikrine, zikrine, sevdiğine, sevmediğine, hürmet yoktur.