Adam vatansever, vatan, millet, bayrak için gerekirse hayatını veriyor. Ama evde kafası bozulunca karısına tekme tokat girişiyor.
Vatanseverler eşlerini döver DENMEZ.
Adam hızlı solcu. Her akşam bir şişe rakıyı götürüyor. Bazen kafası kıyak olunca bağırıp çağırıyor, etrafa küfürler saçıyor.
Solcular sarhoş olup etrafı rahatsız eder DENMEZ.
Adam camide hoca. Yani din adamı. Ama kaba bir yobaz.
Dindarlar, din adamları yobaz olur DENMEZ.
Adam hızlı Atatürkçü. Nutuk’u ezberlemiş. Atatürk’e can feda diyor. Ama her fırsatta devletten menfaatleniyor. Kılıfına uydurup ihaleler filan hırsızlık yapıyor.
Atatürkçüler devleti soyuyor DENMEZ.
Adam tarikat şeyhi. Etrafını açık saçık kediciklerle doldurmuş. Küçük kızları da taciz ediyor.
Tarikat şeyhleri sapıktır DENMEZ.
Bu listeyi yüzlerce çoğaltabiliriz. Derdimiz üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?
Artık söylemlerimizi değiştirmenin vakti geldi.
Hırsızlık yapan Atatürkçü, dindar, şeyh, solcu kim olursa olsun kötüdür.
Tacizi, hırsızlığı vs. yapan kişi kötüdür.
Onun Müslümanlığı, Hristiyanlığı, dindarlığı, dinsizliği, Atatürkçülüğü, sağcılığı, solculuğu değil.
İşkenceyi yapan polis de olsa, baba çocuğuna da yapsa, eşkıya da yapsa aynı derecede kötüdür. Yapanın sıfatı, yeri, ismi önemli değildir.
Kötülüğe karşı hep beraber tavır almalıyız.
Sizden, bizden, ondan, bundan, şundan demeden.
Kötülüğü yapanın kimliğine hiç ama hiç bakmadan.
Sadece kötülüğün karşısında olmak için.
Kötülüğü dünyamızdan yok etmek için.