Deprem profesörü Ahmet Ercan, İzmir'de yaşanacak bir depremin İstanbul'dakine göre daha yıkıcı olacağını açıkladı.
Depremin ne zaman olacağını söyleyecek 40 bilim adamının gece gündüz çalıştığını söyleyen Ercan, "Kadınlar sismometre gibi. Depremi hissedebiliyorlar" dedi...
BUGÜN Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt'un sunduğu Perde Arkası programına konuk olan Türkiye Jeofizik Kurumu Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, deprem gerçeğiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. İzmir'deki deprem riskinin İstanbul'dakinden daha fazla olduğunu anlatan Ercan, "Biz deprem gelmeden önce haber verecek sisteme sahibiz. Telaşa kapılmayın. Bu konuda çok önemli çalışmalar yapılıyor" dedi.
Türkiye'de yoksulluk ölçülerine göre depremin etkisinin değiştiğini anlatan Ercan şöyle konuştu: "Doğu Anadolu'da depremin yıkıcılığı 4.8'den, Orta Anadolu'da 5.2'den, Batı Anadolu'da 6,2'den sonra başlıyor. Yani Türkiye doğudan batıya doğru zenginlik artıyor. Zenginlik artınca deprem büyüklüğü de artıyor. İstanbul'da 5,5 veya 5,7 bir deprem olsa hiçbir şey olmaz."
MARMARA YORGUN
Marmara'nın geçirdiği depremlerden dolayı çok yorgun olduğunu dile getiren Ercan, Gölcük depreminin yaklaşık 132 atom bombası gücünde bir enerjiyi boşalttığını kaydetti. "Marmara'da 2015'e kadar deprem olmaz, çünkü yeterli gerginlik yok" hatırlatmasında bulundu. Marmara'da meydana gelecek depremlerden birinin İstanbul'un önünde bir diğerinin de Tekirdağ'ın önünde olacağını anlatan Ercan, "En az iki tane deprem olacak. İstanbul Boğazı ile Büyükçekmece ağzının bulunduğu kesim depreme karşı oldukça da dayanıklı bir kabuktan oluşuyor" dedi.
Marmara'da beklenen depremin 6.3 ile 6.7 arasında olabileceğini ifade eden Ercan, Marmara Ereğlisi'nin önünde olacak ikinci depremin 7 ile 7.2 arasında gerçekleşeceğinin altını çizdi.
MİDİLLİ ÖNÜNDE BOŞALACAK
İzmir'de Foça, Karaburun ve Midilli üçgeninde yerin her yıl 2.5 santime kadar gerilediğini anlatan Ercan şöyle devam etti: "Balıkesir'den doğru gelen bir olay, yeri Sisam Adası'na doğru, batı Anadolu'ya sürüklüyor. Batı Anadolu o kesime direniyor ama o direnme Midilli'nin önünde bir depremle boşalacaktır ve İzmir yaklaşık 7-7.10 büyüklüğünde bir deprem görecektir."
KADINLAR FELAKETİ ÖNCEDEN HİSSEDİYOR
Ahmet Ercan, deprem öncesi insanlarda, hayvanlarda ve doğa olaylarında depremin habercisi olabilecek önemli belirtilerin olduğunu aktardı. Deprem öncesi yayılan elektro manyetik ışınlar beyinde akım oluşturduğunu vurgulayan Ercan, hayvanların bu akımlardan çok rahatsız olduğunu belirtti.
"Kuşlar kafesten dışarı çıkmaya ve bütün tüylerini dökmeye başlıyor. Gebe kadınlarda bebek kadının rahminde bebek bir sıvı içinde dururken akımların etkisiyle tekmelemeye başlıyor. Çocuğun bu durumda ölü doğma oranı çok yüksek" dedi. Ercan, deprem öncesinde insanlarda ciddi huzursuzluklar yaşandığını, depremi erkeklerden çok kadınların duyumsadığını belirterek "Erkeğin beyni, kadınınsa beyinciği büyüktür. Bizi ayakta ve dengede tutan beyinciktir. Kadınlardaki beyincik sanki bir sismometre gibi depremi ölçer" dedi.
GÜNEŞ TETİKLİYOR
Ercan, “Deprem öncesi kedi ve köpeklerin perdeleri çekiştirir, sinekler insanın üstüne konar, yılanlar ve fareler yerin üstüne çıkıp serserice gezinir. Martılar kaçar” diye konuştu. Ercan, depremlerin oluşmasında ay ve güneş tutulmalarının da etkili olduğunu belirtti. 1894 İstanbul depreminden 11 gün önce ve 1999 depreminden 6 - 7 gün önce yine bir güneş tutulması gerçekleştiğini anlattı. Ercan, Güneş tutulmasının fayda biriken enerjiyi boşalttığını aktardı.
‘NE ZAMAN DEPREM OLACAĞINI SÖYLEYECEĞİZ’
Depremin önceden bilinebileceğini söyleyen Prof. Ahmet Ercan, "Şu anda biz MARNET ağıyla bunu gözlemleyebiliyoruz. TÜBİTAK, bazı üniversiteler, özel ve tüzel kuruluşların da birer deprem algılama ağı var. Buralardaki verilere bakarak depremi biliyoruz" diye konuştu. Türkiye'de bu konuda ciddi araştırmalar yapan 40 bilim adamın bulunduğunu anlatan Ercan sözlerine şöyle devam etti: "Bu insanlara güvenin. Biz İstanbul'a deprem gelmeden önce en az yüzde 60 olasılıkla deprem geliyor diyeceğiz. Şu ay, şu güne kadar deprem geliyor diyeceğiz."
Bugün