Uyumak üzereyim. Ayaklarım ısınmıyor.
Zeytin kutuları, patik, soba, damacana, beyaz poşette bayat ekmekler, makarna paketleri, kumtel, tencere, demlik, battaniye…
Manzaramız. Bunlar gördüklerim.
İşte yine sallanıyoruz… Zangır zangır… Bunlar da duyduklarım:
4.5 mu?
Hayır, bence 4.0 anca.
Allah’ım sana çok şükür.
Geçti tamam, nereye kaçalım? Zaten çadırdayız. Çadır başımıza yıkılsa nolur!
Dışarısı zaten çok soğuk.
Bilim adamları Vangölü 4 cm kabarmış diyormuş.
Sanırım dev dalgalar oluşacakmış, şehri yutacakmış.
Göle yakın olanlara haber verin!
Kırılmayan bir fay daha varmış.
Sabır ver yarabbi, ne günah işledik biz böyle!
Facebook’ ta insanlar abuk sabuk şeyler yazıyor abi ya!
Şehitler içinmiş bu ceza bize!
Ee o zaman Amerika niye yıkılmıyor? Kur’an’ı yakıyormuş gâvurlar.
Göl kalksa buraya kadar ulaşır mı?
Tepeye çıkarız.
Öğrenen oldu mu kaçmış şiddeti millet?
Yardım kolisinde taş çıkmış duydunuz mu?
M. Abla fazla ekmek almak için yeğenini de ekmek kuyruğuna sokmuş!
Adaletli dağılmıyor şu yardımlar, G. Ablalarda tam üç tane soba var!
Ne ara aldılar bunlar? Haksızlık, çok abi hangi birini saysam.
Yine pis salladı ha!
Hiç durmuyor ki!
Amcamları aramalıyız, çadırdalar ama olsun; hissetmişlerdir o kesin de acaba ne hissetmişlerdir.
Van afet bölgesi olmasın diye sekizlik depremi yedi buçuk yazmışlar.
Aslında geçen günkü artçı da öyle 5,6’lık değildi ha, hopladık resmen yerimizden sehpanın ayakları yerden kesildi valla.
Ben ömrüm boyunca böyle bir şey yaşamamıştım. Bak, anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor.
Allah! Bir daha yaşatma yarabbi…
Yavrum, ben yaşlıyım bugün var yarın yokum, ben sizlere üzülüyorum.
Elektrikler kesildi.
Çocuğu çıkarma battaniyenin altından.
Kasım ayında bu ne soğuk böyle, ömrümde böyle soğuk görmedim. Zemheri soğukları mübarek!
…