Fıratın iki yakasında birbirine el sallayan iki kardeş şehrin çocuklarıyız. Gençliğimizden beri hayallerimizde geleceğe muştu olmuş şevk kaynaklarımızın biridir Adıyaman.
12 Eylül 1980 öncesi terörün azgınlaştığı bir dönemde Adıyaman'dan gelip Mustafa Kılıç hocamla birlikte bizi Ceylanpınar hududunda derse götüren Mahmut Allahverdi ağabeyi unutmak mümkün mü?
O kaskatı günlerde bir darbe hazırlığının ayak sesleri altında Rahmetli Molla Sabri hoca ile Halil hocamıza ve Oran ailesine misafirdik.
Mızrak gibi şecaat uçlarında şevk veren bir ağabeydi Mahmut Allahverdi.
En yakın dava arkadaşı, Üstadı 1960 darbesi öncesi Emirdağ'dan Ankara'ya bir pikapla gidip davet eden 3 kişiden biri olan Dursun Kutlu ağabey. Taziye vesilesiyle ziyaret etme imkanımız oldu. Hafızası çok taze ve zihni melekeler açık. Emirdağ'a gidişini sorduk.
Hala hizmetin ruhunu yaşayan canlı bir tarih.
Adıyaman Nur iklimi aynı zamanda komşu şehir Elazığ'ın manevi temsilcisinden Hulusi ağabeyden mülhem bir ruhu da taşır.
İşte bu damarın devamında gelen Kahta ve diger ilçe kahramanları ile 1970'lerde yeni fidanlar dikildi toprağa.
Nureddin Gürsoy ağabey, bu demlerin çarıklı erkanı harplerindendir.
Hasbi, kalbi, sadık ve samimi bir saikle hayatını vakfetti.
Diplomasız eğitimci. Fedakar bir abi. Yoldaş bir arkadaştı. Tepkilerinde ve kararlarında inanmışlığın en açık ve hizmet endişesi taşıyan tavrı vardı.
Mağduriyetleri ona gıda oldu, cefası sefa oldu.
Formel olmayan öğrenme ve Risale-i Nur vukufiyeti ile kapasitesini tam kullandı. Radyo ve televizyon programlarına koştu. Her zaman öğrencilerin eğitimlerinin ve hayatlarındaki gelişmelerin takipçisi oldu.
Bu fakir, yüzlerce defa şahittir.
Her hafta ya da en geç iki haftada bir arar, müjdeli haberler paylaşır, teşvik eder, ödevler verir ve bir kardeşin ihtiyacını nazara verirdi.
Sefer Akgül hocamızı arayıp yazmaya teşvik etmemi az mı istedi benden.
Söz; bundan sonra aziz ağabey senin hatırına ve Adıyaman ruhaniyatında Sefer abiyi daha çok arayacağım. Yazmasını isteyeceğim. (Cenazeye giderken yolda bu satırları yazdım Vardığımda Sefer abiye ilk görevimi yaptım.7 yıldır üzerinde çalıştığı unsurul belagat çalışmasının yazım aşamasında olduğunu ögrendik.)
1994'ün yolları kapattığı ağır kışında Adıyaman yolunda mahsur kaldığımız ve sonrasında iki gün ağarlandığımız o dost meclisini, o muhabbet fedailerini, o mültefit insanları, o akran kadroyu ve arkadaşlığı unutmak mümkün mü?
Mahsur yoldan Hüsrev abi ile dönüşümüz, ev sahipliklerı az mı girdi hayatımıza?
Özadalı'lar, Yılmaz'lar, Pektaş'lar, Özbey'ler, Kutlu'lar, Demir'ler, Doğan'lar, Ural'lar, Sayıner ve niceleri..
Nureddin ağabey her dem bu hizmet maceralarını yaşadı dostlarıyla. Nur kervanının tek başına ordusu gibi her cephede ve alanda gayret içindeydi.
Çok geç evlendi. Biricik evladı tıbbiyeli kızımıza, muhtereme eşine, ailesine ve yol arkadaşlarına sabr-ı cemil diliyoruz.
Güneydoğunun civanmerd evladıydın. Gözün arkada kalmasın.
Ektiğin tohumlar çok canlı ve birer fidanlık gibi. Birer bahçe gibi.
Meyvelerinden olgunlaşan binlerce yol arkadaşın var.
Ruhun şad olsun.
Allah gani gani rahmet etsin.
Yeğenin Ubeyd le Ankara'da senin ufkuna devam edeceğiz inşallah.
Ablanın evinde hasta halinde bile nezaket ve saygı ile ev sahipliği yapma çaban ne kadar hislendiriciydi Nureddin abi.
Hiçbir şeye değmeyen dünyadan dolu dolu ve sadece hizmetle gittin. Ne güzel nasip.
Adıyaman'da ebedi aleme yolculuğunda iken beni teslim aldın ağabey.
Her anın bir gayret ve hizmet telaşıydı. Ne güzel bir istihdam bu.
Vefatından önce selamımızı ve sesinizi duymamamiza vesile olan Evren hocaya da ayrıca teşekkür ediyorum, bu süreçteki kadirşinaslığından.
Evsahibi arkadaşlarımız ve komşu şehirler ile Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu bey bir Anadolu iklimini, vefasını yaşattılar.
Gidişinde bile muhabbete ve hakiki dostlarının buluşmasına vesile oldun Nureddin abi.
Allah rahmet etsin. Mekanı pürnur olsun.