Risale Haber-Haber Merkezi
Milat Gazetesi yazarı Galip İlhaner, Devlet Bahçeli'nin Bediüzzaman Said Nursi açılımı yapıp yapamayacağını sordu.
Kürtlerin Müslüman ve İslam dinine bağlı olduğunu belirten İlhaner, "Kürtler için dünyanın en dindar halkı demek kesinlikle bir abartı değil. Kürtler için önemli olan İslam'dır" dedi.
MHP tabanı ile Kürtlerin düşman değil kardeş olduğunu ifade eden İlhaner, "Ne Kürtler MHP’den korkmaktadır, ne MHP Kürtlerden korkmaktadır. Kardeşlerin birbirlerinden korkması için hiçbir sebep de yoktur. MHP tabanı ile Kürtler birbirlerinin düşmanı değil, birbirlerinin dostu ve kardeşidir" şeklinde yazdı.
İlhaner, yazısının sonunda Bahçeli'nin açılım yapıp yapmayacağını şöyle sordu:
"Devlet Bahçeli, Bediüzzaman ve Kürtçe açılımı yapabilir mi? Bediüzzaman Said-i Nursi şunu söyler: “Türkler, bizim (Kürtlerin) aklımız... Biz de onların kuvveti... Mecmuumuz bir iyi insan oluruz. Hodserâne (inatçılık) yapmayacağız. Bu azmimizle başka unsurlara ders-i ibret vereceğiz. İyi evlad böyle olur.”
İÇTİMAİ REÇETELER
İlhaner'in yazısına konu aldığı Said Nursi'nin sözleri İçtimai Reçeteler'de geçmektedir.
İlgili bölüm şöyle:
İstanbul'da Kürdlere edilen Telkinat
(Ruhumu misafireten bir hamal cesedine gönderdim. Ve hamal lisanıyla hammallara hitaben beyan-ı hal ettim. Kusurumu müstear hammallığıma bağışlamalı.)
Ey hammallar!
…
Bundan maada bizim üç düşmanımız var. Bizi mahv ediyor.
Birincisi: Fakr. Yalnız burada kırk bin hammal buna canlı delillerdir.
İkincisi: Cehl. Bu kırk binde kırk nefer, mürebbi-i efkarı olan gazeteyi bu zaman-ı terakkide okuyamamasıyla müsbittir. Üçüncüsü: Keşmekeştir. Şimdi dörtyüz bin cesur muharib bir kuvve-i cesimeye malik olduğumuz halde ihtilaf-ı dahiliden dolayı mahv oluyor. Şimdi bize üç elmas kılınç lazımdır. Ta ki üç cevherimiz muhafaza ve üç düşmanımızı da mahv etsin.
Birincisi: İttihad-ı milli. İkincisi: Sa'yı insani. Üçüncüsü: Muhabbet-i millidir ki, bu ittihadla o kuvve-i cesimeyi hükümetin eline vermekle harice sarf ettiğinden kendimizi müstehak-ı adalet ve ona bedel hükümetten adalet müterakim hukukumuzu isteyeceğiz.
Altıyüz seneden beri bayrak-ı tevhidi umum aleme karşı ilan eden ve istibdada şiddet-i itaat ve terk-i adat-i milliye ile ihtiyarlanan bizim şanlı Türk pederlerimize kuvvet ve cesaretimizi peşkeş ve hediye edelim. Ona bedel, onların aklı ve marifetinden istifade edeceğiz. Ve asaletimizi de göstereceğiz.
Mahasıl: Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvveti. Mecmuumuz bir iyi insan oluruz. Hod-serane yapmayacağız. Bu azmimizle başka unsurlara ders-i ibret vereceğiz. İyi evlad böyle olur.
Hem de istibdat zamanında bir batman itaat etmiş isek, şimdi bin batman itaat ve ittihad farzdır. Zira şimdi sırf menfaatı göreceğiz. Çünkü hükümet-i meşruta, hakiki hükümet-i meşruadır.
Elhasıl: İttifakta kuvvet var. İttihadda hayat var. UhUvvette saadet var. İtaat-ı hükümette selamet var. Hablü'l-metin-i ittihada ve şerit-i muhabbete sarılmak zaruridir.