AK Parti’den CHP’ye geçen Kilis’te, belediyenin kararıyla şehirdeki Arapça tabelalar kaldırıldı ve iş yerlerine cezalar yazıldı.
Geçtiğimiz dönem AK Parti’den belediye başkanı seçilen fakat daha sonra istifaya zorlanan, 31 Mart’ta ise Nevşehir'de İYİ Parti’den belediye başkanı seçilen Rasim Arı’nın da ilk icraatından biri, Arapça tabelaların kaldırılıp yasaklanması oldu.
31 Mart seçimlerinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen CHP’li Mustafa Bozbey de ilk Meclis toplantısında, Bursa’da faaliyet gösteren işyerlerinin tabelalarında yer alan yabancı ifadelerin Türkçe olarak değiştirilmesini önerdi ve teklif kabul edildi.
ALANYA’DA, ANTALYA’DA YÜZLERCE İŞYERİ RUSÇA, UKRAYNACA TABELALARLA DOLU
Sığınmacı Hakları Platformu üyesi Taha Elgazi: “Suriyeli esnaftan vergi alıp onun hakkını korumayan devlet yöneticilerinin sessiz kalması ırkçılık yapan belediye yöneticilerinin önünü açıyor.”
“Arapça tabelaların kaldırılması bana göre bir ırkçılığa, aşırı milliyetçiliğe dayanan bir uygulama. Ayrıca bu fikir, bu uygulama, bu yaklaşım Türkiye’nin eski yıllarındaki anti-Arap fikrini tekrar ortaya koyuyor. Çünkü yabancı dildeki tabelalarda bulunan kelimeleri kaldıracağını söyleyen belediyeler, her nedense sadece Arapça kelimelerin olduğu tabelaları kaldırıyor. Alanya’da, Antalya’da yüzlerce işyeri Rusça, Ukraynaca tabelalarla dolu. İstanbul’da yüzlerce işyerinde İngilizce, Çince, Rusça tabela var. Hatta bizim kendi vatandaşlarımızın bazı iş yerleri de İngilizce. Onlara da dokunulmadı. Büyük zincir dükkanlarda da (Burger King, Starbucks gibi) kimse tabelalara takılmıyor.
“Bu konunun iki yüzü var. Birincisi, özellikle Arap ve Suriyeli göçmenlerin hedef alınması. Bunları gitgide Türkiye’den gitmeye zorlamaktır. Birinci amaç bence bu.
“İkinci amaç ise, Göç İdaresi Başkanlığı’nın kendi açıkladığı resmi karar ve yazıyla, herhangi bir tabelada yabancı dil yüzde 25’e kadar mümkündür. Göç Başkanlığı’nın açıklamasında yabancı dil denildiğinde bütün dillerin dahil olduğunu görüyoruz. Ama biz belediyelerde Arapça tabelalar kaldırılırken bu tabelaların birçoğunda Arapça kelimelerin yüzde 25’ten daha düşük olduğunu görüyoruz. Yani işletme sahipleri Göç İdaresi Başkanlığı’nın kararına uysa dahi belediyeler bu tabelaları kaldırabiliyor. Peki o zaman şunu sormak istiyorum: Bir yabancı, bir Arap, bir Suriyeli, devletin kurumlarına vergi yatırırken, bütün idari işlemleri 10/10 yaparken, devletin kurumları burada görevini yerine getiriyor mu?
BİZİ ASIL ÜZEN DEVLET KURUMLARININ SESSİZLİĞİ
“Devlete bağlı olan kurumlar vergi konusunda, para alma konusunda yabancıları görüyorlar, ama yabancı kişilerin hakkını savunma konusunda devlet kurumları ve yöneticileri ortadan kayboluyorlar. Burada ne yazık ki sadece belediye yöneticilerinin yaptığı ırkçılık değil bizi üzen; asıl üzen ikinci nokta, yani devlet kurumlarının sessizliği. Bir yönetici çıkıp da ‘Bu Suriyeli esnafın tabelasını kaldıramazsınız’ demiyor. Ya da bir yönetici çıkıp ‘Bu esnaf tüm vergilerini ödüyor, görevlerini yapıyor, tabeladaki Arapça yazı oranı da yüzde 25’ten daha düşük, bu tabelayı kaldıramazsınız’ demiyor. Onların sessiz kalması, ırkçılık yapan belediye yöneticilerinin önünü açıyor.”
UFUK URAS: “İNGİLİZCE, İSPANYOLCA TABELALARA DEĞİL DE ARAPÇA TABELAYA SİNİRLENMEK BİR SUÇÜSTÜ HALİDİR”
“Arapça tabela varsa, bu yönde bir talep olduğu içindir. Belediyelerin görevi hizmet sunumunu engellemek değil kolaylaştırmaktır.
“Nasıl Avrupa’ da ırkçılar Türkçe tabelalara tepki gösteriyorsa, her yerde tabela ırkçılığına karşı tutum almak gerekir.
“Sakıncalı dil, tabela kültür olmaz, sakınmamız gereken başka dil ve göstergelere yönelik ayrımcılık ve nefret söylemidir.
“Sadece şeytan değil ırkçılık da ayrıntıda ve tabelalarda gizlidir.
“Bu işlerin fikir babası olan ırkçı katil Breivik manifestosunda bu türden neo-Nazi söylemlerini detaylarıyla gerekçelendirmiştir. Her ahval ve şartta bu sapkın fikirlerle mücadele edilmelidir.
“İngilizce, İspanyolca tabelalara değil de Arapça tabelaya sinirlenmek bir suçüstü halidir. Çok deşerseniz ‘bizi arkadan vurdular’a kadar gider ki bu da aslı astarı olmayan bir rivayettir. Mekke şerifi dışında bu iddiayı doğrulayan bir örnek de yoktur.”
Serbestiyet