Bismillahirrahmanirrahim
Aişe (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah (sav) buyurdular ki: "Diğer şehirler kılıçla, Medine ise Kur'ân'la fethedilmiştir." (Camiussağir - 1122)
İslâm tarihini okuyanlar bilirler. Medine'nin İslâmın yayılışında ap ayrı bir özelliği vardır. Daha Peygamber Efendimiz (as.rn.) Medine'ye hicret etmeden Medine'de mânevi altyapı kurulmuş, zemin hazırlanmış, Kur'ân'la gönüller fethedilmişti. Daha sayıları yüzü bulmayan Medtne'ü Sahabîler Resûl-ü Ekrem (as.m.) ve Mekke'de işkence gören, zulüm ve baskı altında ezilen Müslümanlara kucak açmış, yer ve yurt vermişlerdi. Hicretten sonra aradığını bulmuş kimselerin sevinciyle Server-i Kâinat Efendimize (a.s.m.) yönelen Medineliler kısa zamanda onun okuduğu âyet ve ifade buyurduğu hadisler karşısında takdir ve hayret duygulan içerisinde tasdik etmişlerdi. Bu, Medinelilerin yapılarının bir neticesidir. Bir misâl verelim: Hz. Mus'ab, İslâmı tebliğ maksadıyla Medine'ye gelmişti. Medineliler hemen etrafında halkalandılar. Ondan dinledikleri çok hoşlarına gitmişti. Medine'nin ileri gelenlerinden birisi olan Üseyd bin Hudayr kızgınlıkla geldiği halde Mus'ab'ı (r.a.) dinledikçe yumuşadı ve: "Bu ne güzel şey! Siz bu dine girmek için ne yapıyorsunuz?" diyerek kelime-i şehadet getirip hemen Müslüman oldu. Mekke ve diğer şehirler ise ilk başta kucak açamamış, direnmiş, karşı koymuş, savaş açmış ve sonunda mağlup olup teslim olmuşlardır.