Serkan Kara'nın yazısı
Mesela son zamanlarda ekranlardan -kolesterolü ve tansiyonu düşürmek için- kekik suyu içilmesi öneriliyor. Ama kekik suyunu hamilelerin ve guatr hastalarının kesinlikle içmemesi gerektiği söylenmiyor.
Sözde bitki uzmanlarının ağzından kanser, kolesterol, şeker ve diyabet gibi hastalıklara bitkisel tedavi reçeteleri ile kesin (!) çözümler sunuluyor. Tıbbi bitkilerin bir zararı olmadığını zanneden vatandaşlar ise 'tek tip' reçetelere aldanıp ölümcül hastalıklara yakalanabiliyor. Peki bitkiler nasıl oluyor da ölümcül hastalıklara yol açıyor? Bunu önlemek için nelere dikkat edilmeli?
"Bitkilerin yan etkileri de söylenmeli"
İstanbul Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi'nin Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Nazım Tanrıkulu, bitkilerin televizyondan yanlış bir şekilde anlatıldığını söylüyor: "Bitkilerin Latince isimleri mutlaka söylenmeli. Çünkü bir bitkinin İngilizcede ve Türkçede çok farklı isimleri varken Latincede tek adı var. En azından Türkçedeki yaygın isimleri kullanılmalı." Bitkilerin, insanların sandığı kadar masum varlıklar olmadığını ifade eden Nazım Tanrıkulu, bitkilerin ekranlarda çok güvenli olarak yansıtılmaması, yan etkilerinin de mutlaka söylenmesinin önemine değiniyor.
"İnsanlarda, 'bitkinin yan etkisi olmaz' yanılgısı var"
"Nedense insanlarda 'bitkinin yan etkisi olmaz' yanılgısı var." diyen Tanrıkulu, uzmanların, bitkilerin diğer bitkilerle etkileşim yapıp yapmadığını mutlaka anlatması gerektiğini anlatıyor: "Mesela son zamanlarda ekranlarda elma sirkesinin içilmesinden bahsediliyor. O programı, farklı metabolizmaya sahip yüz binlerce kişi izliyor. Bu seyirciler arasında mide problemi olanlar yok mu? Elbette var. Ama o insan, uzmanın söylediklerini duyunca elma suyunun kendisine iyi gelebileceğini düşünüyor. Bu durumda ne oluyor? Sirke başka hastalıklara neden oluyor. Yine aktarların ve televizyona çıkan insanların kafalarına göre doz söylemesi yanlış. Bir de, bir bitkiyi sürekli kullanamazsınız. Bazılarını bir hafta kullanıp bir hafta ara vermeniz gerekebilir, bazılarını 5 gün kullanıp üç hafta kullanmamanız gerekebilir; ama bunlar ekranlarda belirtilmiyor. Bu kişilerin mutlaka ve mutlaka ciddi bir eğitime tabi tutulması gerekiyor."
Tanrıkulu'na göre bitkilerin toplanma zamanları, toplandığı ve saklandığı yerler, kurutulma yöntemleri, satıldığı ambalajlar çok önemli. Bitkiler, genel olarak bilinçsiz köylülere toplatılıyor, kurutma yöntemine dikkat edilmiyor, bu da etki süresini kısaltıyor. Sonra uygun olmayan şartlarda muhafaza ediliyor. Her bir bitkinin etki ömrü var; çiçeklerinki 6 ay kadar... 6 aylık kullanım ömrü olan bitkileri, süresi geçtikten sonra kullanmak sağlık açasından son derece yanlış.
Tıbbî Bitkiler Bahçesi'ne mutlaka uğrayın
Peki, yukarıda saydığımız durumlardan nasıl kurtulabiliriz? Metabolizmamıza uygun bitkisel tedavi yöntemini söyleyecek kişileri nerede bulabiliriz? Bitkileri doğru kullanmayı öğrenebilir miyiz? Zeytinburnu Belediyesi ile Merkezefendi Geleneksel Tıp Derneği'nin 2005 yılında kurdukları Tıbbi Bitkiler Bahçesi, Türkiye'nin ilk ve en büyük bitki bahçesi olma özelliğini taşıyor. Bahçede dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanından getirilen 600'ün üzerinde bitki türü yetiştiriliyor. Merkezefendi'de, 14 dönümlük alanda kurulu merkezde tıbbi bitkiler araştırılıyor, üretiliyor ve tanıtılıyor. Öğrencilere, hekimlere ve araştırmacılara eğitim imkânı sağlıyor. Peki, vatandaşlar bu eğitimlerden nasıl yararlanabiliyor ve ne öğreniyor?
Ev tıbbî seminerleri ve atölye çalışmaları
Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Seminer sonunda verilen 'katılım belgesi', meslekî yetki belgesi niteliği taşımıyor. Seminerler ve atölye çalışmaları yeterli katılım sağlandığında açılıyor. Vatandaşlar bu seminerlerde bitkiler hakkında pek çok bilinmeyeni öğrenebiliyor ve öğrendiklerini gündelik hayatta uygulayabiliyor. Merkezefendi Yeniçiftlik Yolu 1/1 numaralı adreste bulunan Tıbbi Bitkiler Bahçesi'ne 0212 664 41 55 ile www.ztbb.org internet adresinden ulaşabilirsiniz.
Zaman