‘Çocuğumda dikkat eksikliği mi var?’ diye düşünen anne-babalar tutumlarını bir kez daha gözden geçirmeli; zira okul çağındaki çocukların yüzde 8’inde görülen bu rahatsızlık ileride büyük sorunlara yol açabiliyor.
Yerinde duramayan, düşünmeden davranan, çok konuşan, dalgın, unutkan… Birçok aile çocuğunun bu ve buna benzer davranışlarından dert yakınır. Bazı aileler tarafından önemsenmese, bazıları tarafından ‘büyüyünce geçer’ diye düşünülse de aslında ciddiye alınması gereken bir mesele bu. Öyle ki ilerleyen yaşlarda çok daha büyük sıkıntılara sebep oluyor. Tıpta ise bu durum, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olarak adlandırılıyor. 2011 yılından itibaren ekim ayı boyunca dikkat eksikliğiyle ilgili farkındalık çalışmaları yapılıyor. Çalışmanın merkezi Amerika olmakla beraber, tüm dünyada ciddi organizasyonlarla destekleniyor. Türkiye’de de Yüzde Yüz Başarı Merkezi bu konunun anlaşılmasına öncülük ediyor. Merkezin kurucusu uzman psikolog Gülden Esat, konuyla ilgili hem farkındalık oluşturmak hem de hastaların tedavisi için birçok çalışma yaptıklarını söylüyor. Mesela çocukların bilişsel melekelerini geliştirmeye yönelik akıl ve zekâ oyunları atölyeleri var. Bu konuda eğitim almak isteyen öğretmenlere bu ay içinde bir sertifika programı başlatacaklar. Esat, zihnî aritmetik çalışmalarının da faydalı olduğunu gözlemlediği için merkezlerinde bu alanda hizmet sunuyor. Bir de ekim ayı sonunda ‘Postmodern Aile Terapileri’ seminerlerine de başlayacaklar. Zira çocukların dikkat eksikliği, aile içindeki iletişim kopukluklarıyla daha da artıyor. Uyguladıkları yöntemlerle hem çocuğa hem aileye verilen eğitimlerle destek olunuyor.
DEHB ne demektir?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. DEHB’in üç belirgin özelliği var: Dikkati yönetememe, hareketlilik ve dürtüsellik. Bu özelliklerden ikisi kişide bulunuyor ve kişinin iş performansını, okul potansiyelini normalin altına düşürüyor ve sosyal problemler de ciddi bir şekilde seyrediyorsa konunun incelemeye alınması gerekiyor.
Dikkat eksikliğinin sebebi nedir?
DEHB’nin kesin sebebinin ne olduğu bilinmemekle beraber sinir sistemi temelli bir problem olduğu kuvvetli ihtimal. Araştırmacılar beyindeki idarî işlevlerle alakalı olduğu yönüne odaklanıyor.
Korunmak mümkün mü?
Korunmak için yapılabilecek en önemli şey, çocukları elektronik aletlerle mümkün olduğunca geç tanıştırmak. Küçük yaşta ebeveynlerinin telefonundaki oyunlarla susturulan çocukların beynindeki nöronların iletişimi hız üzerine kuruluyor ve gerçek hayatın da o kadar hızlı olması gerektiği gibi bir beklenti oluşuyor. Beyin; gerçek hayatta hız, ödül ve ceza açısından yeterince tatmin olmayınca sıkılıyor ve çocuk etrafını takip edemez oluyor. Sınıfta ya yaramazlık yapıyor ya da içine kapanıp hülyalara dalıyor. İkinci en önemli davranış ise çocuklar uyanıkken özellikle baba evde olduğunda televizyonun kapatılması. Ailece vakit geçirmek çocukların dikkatine önemli katkısı olan bir davranış, ayrıca televizyonun zararlı etkilerinden koruyucu bir yöntem.
İlaçlı tedavi şart mıdır?
Hayır, ancak yaşanan sıkıntıların ciddiyetine göre kişiye özel değerlendirme yapmak gerekiyor. Araştırmalar ilaç tedavisinin diğer tedavi yöntemlerinden belirgin bir şekilde işe yaradığını gösteriyor. Ancak vücuda farklı bir maddenin alınmasını onaylamak için ciddi bir değerlendirme şart. Okulda ve sosyal ilişkilerde orta dereceli sorun yaşayan kişilerde aileye rehberlik, eğitim koçluğu, birebir eğitim ve ‘Play Attention’ çalışmaları yeterli oluyor. Özellikle Play Attention adı verilen dikkat yönetmeyi öğreten bilgisayar programı, eğer çocuk evde bilgisayar oyunları ve televizyondan uzak tutulabilirse çok iyi sonuçlar veriyor. ABD’deki Tufts Tıp Fakültesi’nin Boston’da yaptığı çalışmada bu eğitimi alanlar, başka bir bilgisayar destekli bilişsel eğitim programına katılanlar ve hiçbir eğitim almayan DEHB teşhisi konmuş çocuklarla karşılaştırıldı. Araştırma sonuçları geçtiğimiz haziran ayında bilimsel makale olarak yayınlandı. Play Attention grubunun diğerlerinden daha iyi dikkat yönetimi becerileri sergilediği ve başarısının arttığı ispatlandı.
DEHB teşhisi konulmuş bir çocuk, kendi haline bırakılırsa ne olur?
Becerilerde belirgin bir gerileme yaşanır. Dürtüsel davranışlar nedeniyle sosyal ilişkilerinde bozulmalar ve suça karışma ihtimali artar. Araştırmalar bu kişilerin bilgisayar oyunları, sigara, alkol ve madde bağımlılığı riskinin diğer kişilerden oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Aileler ilaç tedavisi olan çocuklarının kullandığı ilaca bağımlı olmasından korkuyor ancak bu çok düşük bir ihtimal zira ilaçlar sayıyla teslim ediliyor. Aksine ilaç tedavisi olmayan çocukların başka tehlikeli bağımlılıklar geliştirme riski ciddi oranda fazla. Akademik başarı düştüğü için kendisine saygısı azalır ve çocukluk depresyonu geliştirme riski artar. Genelde aileler, özellikle ergenleri, bu hale geldikten sonra uzmana başvuruyor. Ekim ayının DEHB farkındalığı ayı olarak işlenmesinin sebebi, yaşanan sıkıntıların erken fark edilip sorunlar aşılamayacak ciddiyete gelmeden müdahaleye başlanması.
Çocuğunuzda dikkat eksikliği varsa..
Öncelikle bu konunun kabullenilmesi gerekiyor. Genellikle babalar, “Çocuğumda bir şey yok, büyüyünce geçer.” gibi bir yaklaşım sergilediği için sorunun küçükken ele alınması engelleniyor. Ya da hareketli çocukların çok zeki oldukları için bu şekilde oldukları kanısı yaygın. Aslında zekâ ile dikkatsizlik değil, aksine dikkati yönetebilmek bağlantılı. Dikkat sorunu yaşayan çocukların aileleriyle ilişkilerindeki gerginliğin azaltılması da çok önemli. Akademik başarının her ne pahasına olursa olsun elde edilmesi uğruna sorunlu bir anne-çocuk ya da baba-çocuk ilişkisi ilerde çok daha büyük sorunlara yol açar. Çocuğun düzenli uyku saatlerinin olması, TV ve bilgisayarın muhakkak sınırlanması, yağ ve şeker oranı yüksek yiyeceklerin sınırlı tüketilmesi ve spor faaliyetlerine mümkünse tabiat ortamında düzenli katılım araştırmalarca tespit edilmiş olumlu etkenlerden.
Okuma sorunu var. Ne yapmalıyım?
Yapılan araştırmalarda dikkat sorunu olan öğrencilerin okumalarının özellikle üçüncü sınıftan başlayarak yaşıtlarının altına düşmeye başladığı ve bu açığın lisede kapatılamayacak seviyelere ulaştığı gözleniyor. Okuması kötü olan çocuk zamanla tüm derslerde başarısız olacaktır. Eğer öğrenci, ileri sınıflardaysa, okumanın yanı sıra diğer derslerden de desteklenirse eğitim basamaklarında eksiği olmadan ilerler ve kendini yönetebilir duruma geldiğinde geç kalınmamış olur.
Zaman