Dil, dilim dilim etmeden

Selahattin GEZER

Dil, küçücük bir et parçası, atom gücünde etkisi var, öyle bir etki ki en büyük felaketi sönük bıraktıracak tahribatta. Irkı bizden, dini bizden olmayan ama sözlerini gocunmadan, babamızın mali gibi sahiplendiğimiz, düşünürlerin İfadeleri tam söz tasarımı niteliğinde. Evet, kime ait olursa olsun söylenen güzel söz dünya mirası oluyor, herkes sahip çıkıyor. Birkaç misal; GIBBON: “Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır.”
KONFİÇYUS: “Olgun insan yapabileceğini söyleyen ve söylediğini yapan insandır.”
Ve  “Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.“
ARİSTOTELES: “Zayıf, daima adalet ve eşitlik ister, hâlbuki bunlar kuvvetlinin umurunda bile değildir”
Bernard SHAW: “ Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.“ Ve “Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.” Ve de “ Parayı kazanmadan harcamaya nasıl hakkımız yoksa mutluluğu da üretmeden tüketmeye hakkımız yoktur. “  Gibi, her mevzuda ustaca kurdukları cümleler hepimize mal olmuş, hepimizi düşündürmekte. Onlar dillerinin hakkını vermişler.
 
Bu Temmuz öyle soğuk ki, diller namlu, kelimeler mermi… Siyaset kan davası gibi, kelimeler yaylım ateş, ruhlar, duygular delik deşik… Ağzımızdan deha gerektiren sözler çıkamasa bile, bari kırmamayı, zehirlememeyi becerebilsek. Dilden çıkan güzel kelimenin girdiği gönül, onun miracıdır. Ahh! Ferahlatıcı aydınlık olmayan,  siyasette yaralayıcı olan, doğruyu konuşmayan dil, dilim, dilim ediyorsun.  İlkel dönemlerde yaşamıyoruz, içimizde çok hassas ruhlu insanlar var. Kurulan cümle, gönüllere bomba gibi düşebilir. Gönülden değil de, bağırsaktan gelen kelimeler, kırıyor, tiksindiriyor. Hakikati konuşmayan yâda hakikati konuşurken yaralayıcı olan dil, dil değildir ki.

Elbette ruhu temiz, dili temiz, siyaseti temiz devlet adamı siyasetçi var. Bozuk dilin gürültüsü o kadar çok ki, onlar işitilmiyor. Millete hizmet için, milleti temsilen, kürsülerde olanlar, temsil ettiği insanlara saygıdan dolayı, her kelimeyi rahatça serbest kullanmasalar. Bediüzzaman Hazretleri: “Euzûbillahi mineşşeytani vessiyase” derken,  bizlere şeytandan ve bakteri bulaşmış siyasetten Allah’a sığınmayı hatırlatıyor. Evet, siyasetin diline bakteri bulaşmış, siyaset’in gözü kör, vicdan olmayınca siyaset namert.

Takım elbiseler içinde, şatafat içinde, diller ayazda kalmış. Büyük bir bölümünde diploma var, diller hakikati konuşmuyor. Her kullanılan elektroniğin kılavuzuna bakılırken, neden dilin kılavuzu, kullanma talimatı olan Kuran'a ve Peygamberin tarzı hayatına bakılmaz ki. Allah her şeyin sahibi ve bütün dillerin sahibi olduğu halde, kelamı ne kadar nezih ve peygamber ne kadar ölçülü dil kullanmış. Dilin selameti, başın selameti için, huzur için kılavuza bakılmalı.

Mevlana, Yunus Emre neden dünya insanlığını halen etkiler? Elbette kullandıkları dil, dil olduğu içindir. Geride öyle bir dil bırakmışlar ki terki dünya ettikleri halde halen dipdiri yaşıyorlar. İbrâhim bin Edhem: “Meşhur olmak sevdası ile yanıp tutuşana, doğruluk nasip olmaz.” Molla Cami’de: “Üç zümreye, üç şey çirkin düşer: 1-İdârecilere, sertlik, 2-Âlimlere, mal sevdası, 3-Zenginlere ise cimriliktir.” diyor. Hasan-ı Basrî Hazretleri: “İyi komşuluk, yalnız komşuya eziyet etmemek değil, komşunun eziyetlerine de katlanmak demektir.” Son olarak Ömer bin Abdülazîz (r.a.) : “Kıyamet günü nereye gitmek istiyorsanız, hazırlığınızı ona göre yapınız.” Diyor. İşte bu büyük ruhlu, büyük kafalı insanların dillerinden çıkan bal kaymak cümleler, onların arkada bıraktığı büyük mirasları. Dili hesap gününü düşünerek kullanmışlar. Güzel kullanmasaydılar, bize ışık tutan, düşündüren bu ifadeler çıkmazdı ki?  Bir gün toprağa girip, çürüyecek olan dilin, geride kalacağı eseri barıştıran, birleştiren sözleridir. Mevlana: “Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?” diyor.

Bozuk dil, tarih boyunca insanların başına felaket olup yağmış. Bozuk ağızdan çıkan, bozuk kelimeler, masumların katline, mazlumun ezilmesine bayraktarlık etmiş. Çirkin dil, hak aramayı haksızlığa çevirmiş, çirkin dil, sağ demiş, sol demiş insanları birbirine düşman etmiş. Çirkin dil, Müslüman’ı Müslüman’a düşman etmiş. Çirkin dil, insanların başına mezhep kavgalarını bela etmiş. Çirkin dil, ırkçılık zehrini ruhlara şırınga etmiş.
 
Hâsılı kelam, madem insanlığa hizmet için soyunmuşsunuz, önce dilinizi medenileştirin, rakibiniz dahi olsa, meziyetlerini alkışlayınız, sadece doğruları doğru dille haykırınız. Zira emanet verilen dile, her söz söylettirilmez. Dilin, dilim, dilim olurum korkusu yoksa söylenen her sözü sadece böler. Allah’ım dillerimize tövbe abdesti aldır, güzel sözler söylettir.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.