Teşkilata yeni bir dinamizm getirmeyi hedefleyen Görmez, insan hakları, adalet ve İslam'ın öngördüğü kriterleri esas alarak, akıl çerçevesinde hizmet sunmaya çalıştıklarını vurguladı. İnanç özgürlüğünün hak ihlalleri içerisinde en önemli konulardan biri olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanı, hangi inanç grubu olursa olsun dinî özgürlüğün engellenmesine yönelik girişimlerin kendilerini üzeceğini söyledi. Görmez, İslam'ın şiddet ve korkuyla özdeşleştirilmek istendiğine de dikkat çekti.
Diyanet'in dış ilişkiler başkan yardımcısı olarak 7 yıl görev yapan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı'na yeni bir dinamizm getirmeyi amaçlıyor. Sosyal faaliyetler ve uluslararası ilişkilerde kazandığı tecrübe ile Diyanet'e yeni vizyon kazandırması bekleniyor.
Diyanet'in Avrupa'dan Endonezya'ya kadar yaklaşık 80 ülkeyle yakın teması var. Prof. Dr. Görmez, sadece Türkiye'deki değil tüm dünya Müslümanlarını da düşünmek zorunda olduklarını ifade ediyor. Görmez, Ortodoks cemaati mensupları ile görüşmesinde sorunların dile getirildiğini ve dinî özgürlüklerinin engellenmesine en çok kendisinin üzüleceğini söylediğini belirtiyor. İslam'ı 'korku' ve 'şiddet' ile özdeşleştirmek isteyenlere ise dikkat çekiyor. Mısır'da Kıptileri hedef alan 21 kişinin hayatını kaybettiği terör eylemini de bu kapsamda değerlendiriyor: "Hiç kimsenin İslam'ın yüksek şerefine halel getirmeyi amaçlayan stratejiler eşliğinde, huzur ve güven ortamını temelden sarsmaya, asırlardır sürdürülen barış içinde bir arada yaşama tecrübesine gölge düşürmeye hak ve salahiyeti olamaz."
Bütün ilahi dinlere ve ortak inançlara göre bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi ağır bir günah sayıldığını belirten Görmez, "Kültürel ya da etnik tabiiyetleri ne olursa olsun masum insanları hedef alan saldırılar hangi sözde kutsal değerler adına olursa olsun, hangi amaçla işlenirse işlensin, dine ve insanlığın bu coğrafyada birlikte geliştirmeye çalıştığı ortak değerlere en açık ihanettir." diye konuşuyor. En zor şartlarda dahi mabetlerin, din adamlarının, kadın, yaşlı ve çocukların korunması, Yüce Peygamber'in Müslümanlara bıraktığı emanet olduğunu ifade ediyor.
Din hizmeti sadece mihrap, kürsü değil
Prof. Dr. Mehmet Görmez 100 bini bulan personeline büyük hedefler koyuyor ve buna göre bir eğitim modeli geliştireceklerinin sinyalini veriyor: "Din hizmeti görevini sadece mihrap, minber ve kürsüyle sınırlandırmak bir yanılsamadır. Çünkü din kişinin varlığını anlamlandıran ve ona hayata ve ölüme dair nihai anlam haritası sunan en doğru, en yetkin kılavuzdur." Teşkilatı yenileyerek merkezi vaaza son vermesi beklenen başkan, daha kapsamlı değerlendirmeler için biraz süre istiyor.
Zaman