Dinçer: Geçici prefabrik derslik yapacağız

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, derslik başına öğrencinin fazla olduğu okullarda geçici olarak prefabrike derslikler yapacaklarını bildirdi.

Bakan Dinçer, Vali Hüseyin Avni Coş'u ziyaretinde yaptığı açıklamada, Adana'da eğitim altyapısıyla ilgili bazı sorunlar bulunduğunu ve bu sorunların farkında olduklarını ifade etti.

Geçen yıl bu sorunların aşılması için Adana'yı stratejik öncelik taşıyan iller tanımlaması içine aldıklarını ve bütçe kaynaklarından iki misline varacak oranda kaynak aktarımı yaptıklarını hatırlatan Dinçer, bu yıl da benzer bir yaklaşımla ildeki sorunları çözmeye çalışacaklarını, bunun için toplantılar yapacaklarını söyledi.
Gazetecilerin Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde bir sınıfta 133 öğrencinin eğitim gördüğü yönündeki haberi hatırlatmaları üzerine Dinçer, Şanlıurfa'nın eğitim altyapısı sorunlarının en fazla olduğu illerden biri olduğunu belirtti.

Şanlıurfa'nın da Adana gibi stratejik öncelikli iller arasına alındığını anımsatan Dinçer, ''130 öğrencili dersliğin var olduğu belirtilen olay tekil bir hadise. Ama, Şanlıurfa'da derslik başına öğrenci sayımız çok yüksek. Çünkü, geçen yıl tahminlerimizin üzerinde yaklaşık sadece birinci sınıfa 89 bin öğrenci kayıt yaptırdı. Bu yüzden de sorunu önceden gördüğümüz için orada yeni bir strateji belirledik. Derslik başına öğrencinin fazla olduğu okullarda geçici olarak prefabrike derslikler yapacağız. Bu süreç süratle tamamlanacak. Bunun için zamana ihtiyacımız var'' diye konuştu.
''Fareler ve İnsanlar'' ile ''Şeker Portakalı'' kitaplarıyla ilgili iddialar

Gazetecilerin Fareler ve İnsanlar ile Şeker Portakalı kitaplarına ilişkin tartışmalarla ilgili soruları üzerine Bakan Dinçer, kamuoyunda işin aslını astarını araştırmadan yapılan tartışmaların hem kendilerini üzdüğünü, hem de bu tartışmayı yapanlara itibar kaybettirdiğini dile getirdi.
Her iki kitapla ilgili bakanlığın yaptığı herhangi bir işlem olmadığını vurgulayan Dinçer, şunları söyledi:

'Normal şartlarda herhangi bir vatandaş kendisi için uygun görmediği durumla ilgili şikayeti bize yapabilir. Mesela, Alo 142 telefon hattına günde 8-10 bin civarında telefon gelir. Bunların bir kısmı da şikayet telefonu. Akşama kadar yüzlerce binlerce mektup gelir. Bunlardan birkaçı da şikayetle alakalıdır. Normal bürokrasi kendi mekanizması içerisinde gelen şikayeti ilgili birimlere aktarır. Nitekim, Fareler ve İnsanlar kitabı hakkında İzmir İl Müdürlüğü yapılan şikayeti bize aktarmış, Şeker Portakalı ile ilgili şikayeti okul müdürüne aktarmıştır. Okul müdürü de öğretmenden bilgi aldıktan sonra herhangi bir işlem yapmamıştır. İzmir'den gelen şikayet mektubu bakanlığa geldiği zaman biz de herhangi bir işlem yapmamışız. Şimdi size soruyorum. Bunun üzerinden bir sansür tartışması yapmak ne kadar ahlaki olur. Hemen şunu söylemek lazım. Milli Eğitim bakanlığı bir taraftan Fareler ve İnsanlar Kitabı'nı 100 Temel Eser arasında gösterecek, kendi eliyle dağıtacak. Öbür taraftan da farklı bir işlem yapacaktı. Bu mantıklı bir şey olabilir mi? Tartışma meselesi haline getirilebilir mi?''

Sansür iddialarının bakanlığın kitap değerlendirme sistemini değiştirmesiyle ilgili olduğunu dile getiren Dinçer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hatırlayacak olursanız, gerçi bu mesele veli şikayetiyle gelişmiş bir süreçti. Ama, ondan önce de Yunus Emre'nin şiirinin, Orhan Kemal'in kitabının, Pir Sultan Abdal'ın kitabının sansür edildiğine dair dedikodular çıkarıldı. Birileri yine belli şeyleri gündeme getirebilirler. Sadece kamuoyunun dikkatine bir hususu söylemek istiyorum. Bütün bu tartışmalar, Talim Terbiye Kurulu'nda kitap inceleme ve değerlenme sürecini değiştirmemizle başladı. Orada uzun yıllardan beri var olan bir değerlendirme sistemini değiştirdik. Onun yerine son derece modern dünyanın bu anlamda kullandığı yeni bir yöntemi uygulamaya koyduk. Panel sisteminin uygulamaya konulmasıyla da oradaki görevli olan öğretmenler okullara geri döndüler. Acaba tam bu süreçte sansürle ilgili tartışmaların yapılması ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bunun üzerinden yıpratılmaya çalışılması sizce tesadüf mü? Sadece bu kadar soruyorum. Bana göre çok anlamlı bir süreçten geçiyoruz.''

Bakan Dinçer, gazetecilerin eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın gözaltına alınıp serbest bırakılması ve 28 Şubat süreciyle ilgili sorularına sadece eğitimle ilgili soruları yanıtlayacağını söyleyerek cevap vermedi.

Daha sonra milletvekilleriyle Ekinfen Dersanesi'ni ziyaret eden Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, öğrencilerle bir süre sohbet etti.

Haber7

Eğitim Haberleri