Aysel Yaşa'nın haberi
Günümüz dünyasında çocuklarını iyi yetiştirmek isteyen ebeveynler için birçok farklı kaynak bulunuyor. Üstelik, çocuklarına dini terbiye kazandırmak için gayret eden ailelere bu konuda yardımcı olacak uzmanların yanı sıra dini içerikli edebi eserlerin de sayısı gün geçtikçe artıyor. Özellikle son yıllarda farklı yayınevleri, çocuk kitaplarında dini içeriği arttırmaya başladı. Ramazan ayına yetiştirilen dini içerikli çocuk kitaplarından yola çıkarak, çocuk kitapları yazan isimlerle görüştük. Dini içerikli yayınlara aran ilginin nedenini, yayıncılıkta gelinen noktayı ve dikkat edilmesi gereken hususları sorduk.
AHMET EFE (Nar Yayınları): YAZAR ÇOK AMA ESER YOK
Kendi çocuklarımıza kendi kültürel değerlerimizi tanıtmak, öğretmek ve dinimizle ilgili bilgileri her vesileyle sunmak isteriz. Bu sebeple çocukların dinle ilişkilerini düzenleyen kitaplarda artış olmasını son derece normal karşılamak gerekir. Üstelik bunun hâlâ çok yetersiz olduğunu ve sayıları yirmi milyona ulaşan çocuklarımız için bu konuda çok az şey yapıldığını itiraf etmek gerekir. Göreceli bir artışın, keyfiyete yansıması ise ayrı bir mesele... Yazar çok, ama eser yok! O kadar çok şair var, ama şiir yok!.. İslâm'ın tam bir estetik dini olduğu gözden kaçırılır ve ucuz olsun diye en basit ve çirkin resimlerle dolu, Türkçesi iyi kurgulanmamış, üstün körü kitaplar yazılır ve bunlarla çocuklarımıza dinin sevdirileceği varsayılırsa bize de 'vay halimize!' demekten başka bir söz düşmez. Din eğitimi sırasında bu eğitime destek veren edebi metinlerin çok emek çekilerek hazırlanması ve üzerinde uzun boylu durulması gerekir. Herhalde büyükler için eserler üreten ve edebi formasyonuyla temayüz etmiş büyük yazarlarımız da bu konuda kalem oynatmalı ve çocuklarımıza çok kuvvetli metinlerle dini değerlerimizin sevdirilmesi cihetine gidilmelidir. Yani kendisine çocuk edebiyatçısı denilen kimselerin yanında konuya dışardan da destek verilmeli, yeni ve orijinal eserler kaleme alınmalıdır. Bize göre gerek dini temalı kitaplar, gerekse hikaye, şiir, roman gibi edebi eserler yazılırken mutlaka büyükler ve çocuklar ayırımına gidilmemelidir. Herhalde kabul edilir ki bu gün çocuk klasikleri arasında kabul ettiğimiz eserlerin hiç birisi çocuklar okusun diye yazılmış değildir. Bir eserin kalitesi onu hem büyükler, hem de çocuklar yanında kabul görür hale getirmektedir. Öyleyse çocuklara yönelik dini temalı kitap yazılırken bu hususu göz ardı etmemek, ortak estetik değerlerden taviz vermemek gerekir diye düşünüyoruz.
NEHİR A. GÖKDUMAN (Damla Yayınları): KÖRPE ZİHİNLERDE IŞIK YAKABİLMEK
Psikolog Antoine Vergote, 'Din Psikolojisi' isimli eserinde, çocukların doğuştan din duygusuna sahip olduklarını söyler. Tabii Rabbimiz tarafından fıtratımıza yapılan bu kodlama, eğitim ve öğretimle terbiye edildiğinde gün yüzüne çıkar ve bir anlam ifade eder. İşte son yıllardaki dinî referanslı çocuk kitaplarındaki artışın daha çok bu anlayışın güçlenmesiyle ortaya çıktığını düşünüyorum. Artık aileler, eğitimciler, yayıncılar, yazarlar, fıtri olanın daha çok bilincinde ve onu korumak ve geliştirmek için gayret gösteriyorlar. Bu konuda da eğitimin şart olduğu aşikâr. Eğitim sırasında ise bu gayretin başarıya ulaşması için kaynak ve materyallere ihtiyaç var. Bu ihtiyaca cevap veren kaynaklar da işte bu amaçla yazılmış kitaplar. Kitaplar, çocukları bilgilendiren, düşündüren, eğiten, öğreten ve de eğlendiren kaynaklarsa ve bir kitap amacına uygun kaleme alınarak yayınlanmışsa, elbette çocuğun eğitimine müspet tesir eder. Söz uçar yazı kalır, denir. Bana göre doğru bir kitabın etkisi güzel hâl ve davranışlarımızın örnekliğine yakındır. Yani çocuğumuzdan iyi davranışlar görmek istiyorsak nasıl ona örnek olmamız gerekiyorsa, hemen akabinde doğru kitaplarla tanıştırmamız da o kadar önemlidir. Tabii bunu yaparken çocuğu yalnızca dinî referans içeren kitaplarla değil, edebiyatın her boyutuyla kuşatmak gerekir. Dinî referans içerenleri ise özellikle yaş grubuna, ilgi alanına, sorduğu sorulara, merak ettiği konulara göre tasniflendirerek sunmak gerekir. Ancak bu şartlarda onların minik zihinlerini doğru yönlendirebilir ve olumlu sonuçlar elde edebiliriz. Dinî metinlerin yanı sıra roman, macera, öykü, fantastik ya da masal alanında özgün çalışmalar yapmaktan da hoşlanıyorum. Tüm bunları yaparken de öncelikle çocuklara okumayı zevkli bir uğraş olarak sunabilmeyi hedefliyorum. Çünkü çocukları uyaran ve zamanlarını alan bu kadar çağın modern aygıtları içinde kitabın yerini muhafaza etmek en çok biz yazar ve yayıncılara düşüyor. Yani hangi türde yazarsanız yazın, Dinî metinleri yazarken de durum aynı. Ben, din temalı metinlerde de çocuğu eğlendirmeyi, düşündürmeyi, öğretmeyi bir arada yapabilmeyi önemsiyorum.
FATMA BÖREKÇİ (Nesil Yayınları): ÇOCUK KİTAPLARININ SORUMLULUĞU AĞIRDIR
Yazar ol ya da olma, anne olarak baba olarak, toplumdaki bir birey olarak çocukları akşama kadar etkileyen pek çok davranış sergiliyoruz. Onlarla iletişim halindeyiz. Buna karşın dini Peygamberi metotla sevgi ve şefkate çocuklara aktarmaya çalışırsak zaten sıkıntı yaşanmaz diye düşünüyorum. Çocuklara doğruları iyi ve güzel olanı zorla yedirilen bir yemek gibi sunmamak gerek. Dini içerik taşısın taşımasın, çocuk kitapları yazan bir insanın sorumluluğu ağırdır. Biz çocukluğumuzda ve ilk gençlik yıllarımızda kitaplardan çok beslendik. Onlar bizim aydınlığa uçtuğumuz kanatlarımız oldu. Zorlu hayat koşullarından karanlığa değil aydınlığa giden yolumuz oldu kitaplar.Biz bizi okuyan çocuklarda aynı etkiyi oluşturabilecek miyiz ya da yazdıklarımız bir çocuğu olumsuz yönde etkiler mi? Sürekli bu kaygı ile yazdığımızda ortaya çıkan metinleri çocuklar sever mi? Bunlar kıldan ince kılıçtan keskin sorular benim içimde çalkalanan. Sonuçta çocuktan bahsediyoruz. Çocukları iyi ve güzele yönlendirmek niyetiyle yola çıktığımızda karşımıza bu niyetimizi okuyup tebessüm eden küçük kardeşler sıkça çıkıyor. Çocuklara yönelik dini temalı kitaplar yazarken bu kitap ille de bilgi içerecekse doğru bilgiyi sunabilmek önemli. Kitap, çamaşır makinesi kullanım kılavuzu havasında olmamalı. Eğlendiren yeri gelince içlendiren, olduğu ortamdan alıp başka boyutlara ışınlayan kitapların içerisinde yer almalı bu bilgiler. Çocuklar ve gençler şunu hissettiklerinde okumuyorlar ya da ön yargılı yaklaşıyorlar. 'Bu kitap, beni eğitmek amaçlı, yetişkin (ana-baba öğretmen) kafasıyla yazılmış.' Bunu hissetmemeli çocuk bu amaçla yazılmamalı.
ÖZKAN ÖZE (Zafer Yayınları): TÜRKİYE İSLAMİ ÇOCUK YAYINCILIĞINDA ZİRVE
Dini referansla yazılan, çocukların dinle ilişkilerini düzenleyen çocuk kitaplarında artış var. Ben bunu bu sahadaki ihtiyaca olan farkındalığın artmasına bağlıyorum. Anne babaların çocukların eğitimine daha fazla müdahil olabilecekleri hürriyet ortamının normalleşmesine bağlıyorum. Eğitimcilerin, köhnemiş tevhid-i tedrisatın katı seküler duvarlarından ötesine rahatlıkla bakabiliyor ve geçebiliyor olmalarına bağlıyorum. Ki bu duvar, çocuklarımız ile Allah arasına, Peygamber arasına Kur'an arasına çekilmiş bir duvardı(r). Bu ihtiyacı karşılamak üzere kolları sıvamış yayıncı ve yazarların, kendilerine rahatlıkla alan bulabilmelerine bağlıyorum. Geç kalınmamış bir zamanda çocukların kalbinde sağlam bir iman temelini atacak kadar esaslı kitaplar da var; 'Bu aralar bunlar satıyor! Aman rüzgarı kaçırmayalım!' telaşı ile yalapşap piyasaya sürülmüş samimiyetsiz ihlassız, ayrıca kötü olanlar da… Ama genel itibari ile, İslamî çocuk yayıncılığının maddî manevî zirvesinin Türkiye olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hemen ilave edeyim, bu bizdeki ihtiyacın, çok daha şiddetli olduğunu gösteriyor… İnsanlar büyüdükçe akılları ve kalpleri arasındaki mesafe de büyür zannediyorum. Çocuklara konuşurken, hem akıllarına hem de akılları ile arasındaki mesafe henüz açılmamış kalplerine aynı anda hitap edecek bir dil keşfetmeli… Ben arıyorum daha!
HATİCE GÜLOĞLU (Timaş): KİTAPLARI ÖNCE AİLELER OKUSUN
Yeni nesil anne babalar çocuklarına çok küçük yaşlardan itibaren dini bir kimlik kazandırma yolunda çaba sarf ediyorlar. Bunun derdini çekiyorlar. Bu durum bir talep meydana getiriyor tabi ki. Yayınevlerinin de bu noktada hassas olmaları, genç yazarlara fırsat vermeleri, iletişim ve haberleşmenin kolaylıkla yapılıyor olması da çeşitliliği ve verimi arttıran önemli etkenler arasında sayılabilir. Çocukluk çağı pek çok şeyi öğrendiğimiz, farkındalıklar kazandığımız, ileriye dönük temellerin atıldığı önemli bir dönem. Din eğitimi bu noktada geri plana atılmamalı. Bireyin bu ihtiyacı zamanında ve yerinde karşılanmalı. Bu tür kitaplar tüm bu kazanımların oluşmasına açılan bir kapı gibi. Sessizce ama derinden ilgi çekiyor, yönlendiriyor… Bir masal kahramanı gibi kitaptaki karakterler, onların mesajları ve şahsiyetleri de çocuğun zihninde yer ediyor, unutulmuyor diye düşünüyorum. Bu noktadan bakınca aslında bu tür kitaplar çocuğun hayatında oldukça etkili. Ama şunu da unutmamak lazım. Anne babalar özellikle din eğitimi gibi hassas bir konuda çocuğu asla kendi haline bırakmamalı. Onların okudukları kitapları önceden okuyup, çocukta nasıl bir yer ettiğini kontrol etmeliler. Gerektiği yerde kafalarında oluşan soru işaretlerini mutlaka cevaplandırmaları gerekir.
Yeni Şafak