Karagöz
Hacivat: Hây Hakk! Şem’a yaktık, perde kurduk; gösteririz gölge-hayâl. Sözlerimiz ayn-ı haktır, sanılmaya martaval! Yâr bana bir eğlence, medet! Aman bana bir eğlence, medet!
Karagöz: Ne bağırıyorsun öyle, ey velet!
H: O söylese, ben dinlesem; ben söylesem, o dinlese…
K: Şu adam benden bir temiz dayak yese…
H: Demem o demek değil: bir yâr-i kafadâr olsa..
K: Kafan darsa, aşağıya iner bollaştırırım haaa!
H: Yâhû, Karagöz, in aşağıya da bak, dünyâda neler oluyor?
K: Kimin sepeti neyle doluyor?
H: Bırak zevzekliği; memlekette engerek varmış!
K: Olsun; benim neme gerek!
H: Olur mu canım! Onu bunu yuta yuta büyüyüp, bütün memleketin üstüne çöreklenirler sonra…
K: Vay, vay! Desene iş ciddî.
H: Öyle, gel bir çâre bulalım. Onlarla kim başa çıkabilir?
K: Hazret-i Mûsâ hayatta olsa idi; asâsı bütün yılanları yutardı. Mahallenin bekçisi?
H: Hasso’ya güvenme.
K: Kadı Hükmettin?
H: Aman! En gerekli zamanda, en gereksiz hükmü verir. Onu geç.
K: Kuyucu İlber Paşa?
H: Yuvaları onun kuyusunda imiş.
K: Sipâhî Bıçkın Ali?
H: Silahları sağa sola gömmüş, krokisini de kaybetmiş; bulamıyormuş.
K: Kabadayı Tuzsuz Deli Bekir?
H: Engerek zehiri alıp satıyormuş.
K: Kasap Nemçeli Kudret?
H: Onlardan korkanların hayvanlarını ucuza kapatıyormuş.
K: Bakkal İldeniz?
H: Onlara veresiye defteri açmış.
K: Balıkçı Bedros?
H: Kayığı batmış, ağları atmış, denizden gülle topluyormuş.
K: Hekim Vasilu?
H: Panzehir îmâlâtında onlara ihtiyâcı varmış.
K: Banker Mişon?
H: Yumurtalarını kasasında saklıyormuş.
K: Dülger Haçikyan?
H: Taş ocağını satmış. Kalan barutu ıslatmış.
K: Hoppalaa! Mahallede kimse kalmadı.
Bebe Rûhî: Hayrola amcalar, böyle bağıra çağıra ne yapıyorsunuz?
H: Ey Bebe Rûhî, mahalleyi yılanlar sarmış! Onlardan nasıl kurtulacağız diye müzâkere ediyorduk.
BR: Kasımpaşalı Receb’in bir adamı var: Silivrideki çiftlikte sürüngenleri terbiye eder. Boa, piton, kobra, engerek, boz yılan, kara yılan, ak yılan, ok yılanı, su yılanı.. envâını bilir o…
K: Kimmiş? Kimmiş?
BR: Laz Ziyâ.
H: Hay aklınla bin yaşa! Neden daha önce hâtırımıza gelmedi.Onların hakkından gelse gelse bu adam gelir.
K: Hepsini tutsun, denize atsın…
H: Deli misin!
K: Toprağa gömsün…
H: O da olmaz!
K: Büyüklerini Galata Kulesine, küçüklerini Kız Kulesine hapsetsin…
H: Neyse, bakalım nasıl yaparsa yapsın; tek bu belâdan bizi kurtarsın. Haydi gidelim, onu bulalım.
K: Haydi gidelim.
H: Yıktın perdeyi eyledin vîrân; varıp sâhibine haber vereyim hemân.
K: Sürç-i lisân ettikse affola! Burda verelim biraz mola!