Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Erbaş, TDV tarafından vakfın konferans salonunda düzenlenen "Zekat Tanıtım Toplantısı"nda, İslam aleminin mübarek zamanlarından, "üç aylar"dan geçildiğini ve ramazan mevsimine yaklaşıldığını söyledi.
Savaşların ve çıkar çatışmalarının dünyayı yaşanmaz hale getirdiği bir çağa ve olaylara tanıklık edildiğine dikkati çeken Erbaş, Filistin, Afganistan, Myanmar, Somali, Suriye, Yemen ve şimdilerde de Ukrayna'da Rusya kaynaklı yaşananları hatırlattı.
Erbaş, "Dünyanın pek çok yerinde ve bilhassa Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda insanlar savaşlar, yoksulluk, sefalet gibi sorunların kuşatması altında hayata tutunmaya çalışıyor" dedi.
"Her türlü zulmün ve haksızlığın karşısındayız"
Ali Erbaş, Ukrayna'da çocukların, sivillerin korku ve endişeyle karşı karşıya kaldığına işaret ederek şunları kaydetti:
"İnsanlık topyekun küresel güçlerin adalet, hakkaniyet ve merhamet tanımaz politikalarının bedelini ödüyor. Bir kez daha altını çizerek ifade edeyim ki bizler kim tarafından yapılırsa yapılsın ve kime karşı işlenirse işlensin her türlü zulmün ve haksızlığın karşısındayız. Bizim inancımıza göre ırkı, inancı, coğrafyası, dili, rengi fark etmeksizin herkesin canı ve yaşama özgürlüğü dokunulmazdır. Bizler, barış dini İslam'ın müntesipleriyiz. Merhamet medeniyetinin mensuplarıyız. Bizim inancımızda dinine, ırkına, coğrafyasına ve rengine bakmaksızın muhtaca ve mağdura yardım eli uzatmak vardır."
"Zekat, son derece hassasiyet gerektiren ibadettir"
İnsan ile Allah arasındaki iman bağının bir tezahürü olan ibadetlerin aynı zamanda inancın bireysel ve toplumsal hayata yansıması olduğunu, bu bağlamda zekat ibadetinin bu amaç ve işleviyle öne çıktığını ifade eden Erbaş, şöyle devam etti:
"Zekat, muhtacın, zenginin malındaki hakkıdır. Dolayısıyla zekatı vermemek kul hakkını ihlal etmektir, haram yemektir. Farz olan bir şeyi yerine getirmemek haram işlemek anlamına gelmektedir. O yüzden zekat vermemek fakirin hakkını yemek, dolayısıyla harama girmek demektir. Allah ve kul hakkı olması sebebiyle de son derece hassasiyet gerektiren ibadettir. Miktarından cinsine, verilecek yerlerden usulüne kadar her bir aşaması Kur’an ve sünnetle belirlenmiş olan bu ibadetin ifası, büyük bir titizlik ve şeffaflık gerektirmektedir."
Erbaş, Başkanlığın yasal görevinin "toplumu din konusunda aydınlatmak" olduğunu ve kendilerine bununla ilgili büyük görevler düştüğünü dile getirerek, "ibadet esasları ile ilgili işleri yürütmek" görevine istinaden Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde Zekat Hizmetleri Daire Başkanlığı ihdas edildiğini hatırlattı.
Bu birimle, zekat verebilecek herkesin zekatını ibadet şuuruyla yerine getirmesini sağlamak, onlara rehberlik etmek ve emanetlerini ehline teslim etmenin zeminini hazırlamayı hedeflediklerini bildiren Erbaş, Başkanlık ve TDV'nin milletin emanet ettiği zekat, fitre, kurban, sadaka gibi bağışlarını büyük bir titizlikle, emanet bilinci, şeffaflık ilkesi ve güven duygusu içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırdığını vurguladı.
aa