RİSALEHABER
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile görüşen son şahitlerden İbrahim Sadullah Nutku aslen Trabzonludur. Osmanlı deniz subayı olan babası Binbaşı Süleyman Nutku’nun o sıradaki görev yerinden dolayı 1908 yılında Preveze’de doğdu. 23 Ağustos 1972'de trafik kazasında vefat etti.
İlk, orta ve lise tahsilini Üsküdar’da tamamlayan Sadullah Nutku, Askerî Tıbbiye’yi de başarıyla bitirir ve daha sonra dâhiliye uzmanı olarak askerî hekimliğe devam eder. 1950’de Binbaşı rütbesinde kendi isteğiyle emekli olur.
HAYATININ AKIŞINI DEĞİŞTİREN HADİSE
Çevresinde isimlerini duyduğu kıymetli şahsiyetleri ziyaret etmeye meraklıydı. Beşiktaş’ta Vişnezâde Camii’nde imamlık yapan emekli yüzbaşı Refet Bey’den aldığı Haşir Risalesi’ni okuyunca dinî hassasiyeti arttı ve çocuklarını zamanın tehlikelerinden muhafaza etmek maksadıyla Konya’ya yerleşmeye karar verdi. Gitti ve bu şehirde bir muayenehane açtı. Hastalarını tedavi ederken onlara dinî telkinlerde de bulunuyordu. Konya’da da bazı maneviyat büyüklerini ziyaret etmeye başladı.
Bediüzzaman Said Nursi'nin Emirdağ’da ikamet ettiğini öğrenince onu ziyarete gitti. Konya’ya geliş gayesini öğrenen Bediüzzaman ona, “Kardeşim, sen gül bahçesindesin, gübrelere fazla bakma, çiçeklere, güllere bak, iyiliklere, güzelliklere bak. Bu dünyada tam istediğin gibi bir yer bulamazsın” diyerek hakikat dersini verdi.
"Bu sözler onu etkilemişti. Artık sosyal hayatın içinde bile doğru yolun bulunabileceğine inanmaya başlamıştı. O bir ‘Nur talebesi’ydi. Muayenehanesine gelen hastaları, önce muayene edip ilaç yazıyor ve onları tedavi ediyor daha sonra da imani bahislerden bölümler okuyup hastalarına Hastalar Risalesi’ni hediye ediyordu.
CAMİDE RİSALE-İ NUR DERSLERİ
Oğlu Prof. Dr. Mustafa Nutku ise babasıyla ilgili şöyle bir hatıra anlatıyor:
Çocukluk yaşlarından itibaren Bediüzzaman’ın yakın hizmetinde bulunmuş, onun meslek ve meşrebini yakından müşahede etmiş olan merhum Bayram Yüksel, bahsettiği bir hâtırasında daha modern âletler olduğu için şimdi pek kullanılmayan ve o tarihlerde halk dilinde kısaca “teyp” olarak adlandırılan makaralı ve magnetik şeridli ses kayıt cihazından Bediüzzaman’ın Risale-i Nur dinlediğini de söylemişti.
Bayram Yüksel’in o hâtırası şöyledir:
“Biz Üstadımızın yanında kaldığımız uzun seneler boş oturduğunu görmedik. Ya okur, ya tashih eder veyahut okutur, dinlerdi. Hatta son zamanlarda teype Risale-i Nur okuyorduk. Üstadımız da dinliyordu.
Üstadımız, kendisini ziyarete gelenlere; ‘Yeni bir âlet çıkmış; Risale-i Nur hafızı, Risale-i Nur’u çok güzel okuyor’ diyor ve o âleti satın alıp dinlemeye teşvik ediyordu.”
Dr. Sadullah Nutku’nun İstanbul’dan Konya’ya hicret ettiği 1950’li yıllarda, o teyp cihazları da piyasaya yeni çıkmıştı. Dr. Sadullah Nutku, Almanya’da Türk işçilerinin çalışmaya başlamasıyla, o Türk işçilerinden biriyle o zamanki fiyatıyla 2 bin 500 Alman Markı karşılığında çanta ebadında bir teyp cihazı getirtmişti. Cihaz pilli veya akülü değildi; şehir voltajındaki elektrik akımıyla çalışıyordu ve 9 kilogram ağırlığındaydı. Bayram Yüksel’in Bediüzzaman’la ilgili o hâtırasındaki gibi, Dr. Sadullah Nutku da Bediüzzaman’ın yaptığına benzer şekilde, evimize gelen misafirlere Risale-i Nur eserlerinden bahisler okuturken onların sesini bu teyp cihazına kaydederdi.
Dr. Sadullah Nutku, bu cihazını Aziziye Camiinin tam ortasına koyup orada çalıştırarak, cemaatla kılınan vakit namazlarından sonra cami cemaatine Risale-i Nur dersleri dinletmek için 20 metre kadar uzunlukta bir uzatma kablosu hazırlatmıştı. Risale-i Nur eserlerinden okutarak evinde yaptığı o ses kayıtlarını, Konya’nın merkezinde ve en büyük camilerinden biri olan Aziziye camiinde vakit namazlarından sonra camidekilere dinletmeye çalışırdı. Vakit namazları cemaatle kılındıktan sonra, Konya Risale-i Nur talebeleri ile birlikte Dr.Sadullah Nutku, Risale-i Nur dersleri kaydedilmiş teyp cihazını caminin tam ortasına koyarlar; sesini de sonuna kadar açarlardı.
Her vakit namazının cemaatle kılınmasının ardından camide cemaate teyple o sesli neşriyat yapılırdı.
Risale-i Nur derslerinin Konya’da, vakit namazları sonrasında Aziziye camiinin ortasında teypten yüksek sesle neşrine Dr. Sadullah Nutku ve onunla birlikte olan Risale-i Nur talebeleri tarafından devam edilirdi.