Seralarda görülen ve fideleri çürüterek domates tarımına zarar veren "Domates Kahverengi Meyve Buruşukluk Virüsüne (ToBRFV)" karşı Antalya'da dayanıklı (tolerant) yerli tohum geliştirildi.
İlk olarak 2014'te Ürdün ile İsrail'de ortaya çıkan, 2019'dan sonra da Türkiye'deki seralarda domates fidelerinin çürümesine neden olarak üretimi olumsuz etkileyen virüse karşı TÜBİTAK, Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Anamas Tohum Ar-Ge Merkezi iş birliğinde dayanıklı bitki geliştirilmesi için çalışma başlatıldı.
Yaklaşık 2 yıldır moleküler viroloji laboratuvarında DNA bazlı yapılan çalışmalar neticesinde virüse dayanıklı, daha sağlıklı domates üretimini sağlayacak yerli tohum üretildi.
Tohumlar, deneme amaçlı olarak virüsün yoğun görüldüğü seralara dikildi ve kaliteli ürünlerin yetişmesi sağlandı.
DNA bazda dayanıklı tür geliştirildi
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tohumculuk ve Tarımsal Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATOM) Müdürü Doç. Dr. Hakan Fidan, AA muhabirine, tarımsal alanda hastalıklara neden olan virüslerin tespiti, buna karşı dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi noktasında hem DNA moleküler hem de klasik testlerle önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Yoğun olarak domates fidelerinde görülen virüsün çok tehlikeli ve bulaş yüzdesinin yüksek olduğunu belirten Fidan, virüsün her şeyle taşınabildiğini kaydetti.
Virüse karşı dayanıklı bitki çalışmasına başladıklarını anlatan Fidan, şunları söyledi:
"Bitkide DNA parmak izi yöntemiyle çalışma yaptık, annesi mi dayanıklı yoksa babası mı? Ne kadar dayanıklı ya da bir kaç tane dayanıklılık mekanizması var ise bunlar hangileri? şeklinde modern aletlerle genetik tabanlı bir araştırma yaptık. Dayanıklı bulduğumuz hatları, klasik testlerle doğrulamasını yaparak, klasik ıslah yöntemleriyle tolerant domates tohumunu geliştirdik ve çiftçimizin kullanımına sunduk."
Bu virüsün biber, patlıcan gibi gruplarda da görülebildiğini ancak en fazla domatese zarar verdiğini dile getiren Fidan, bu nedenle domates üzerinde yoğunlaştıklarını bildirdi.
Fidan, çalışmanın genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) sınıfında olmadığını vurguladı.
Zaman zaman DNA bazlı yapılan çalışmaların GDO'lu gibi algılandığını ifade eden Fidan, "Yaptığımız çalışmalar genetiği değiştirilmiş organizmalar değil. DNA'sında bir oynama yapmadan yani GDO'lu ürün sınıfına sokmadan yapılmış tamamen doğal ürünler." dedi.
Tescili alındıktan sonra ticareti yapılacak
Anamas Tohum Ar-Ge Merkezi Sorumlusu Yüksek Ziraat Mühendisi Serkan Kasapoğlu da firma olarak yerli tohum üzerine çalışmalar yaptıklarını ve ihracatını gerçekleştirdiklerini anlattı.
Üreticilerin virüsle ilgili şikayetleri üzerine böyle bir çalışmaya başladıklarını dile getiren Kasapoğlu, şunları kaydetti:
"Domates havuzundaki hatlarda testler yapılarak virüse karşı dayanıklı hatları tespit ettik. Bu hatları elimizdeki diğer nitelikli domates hatları ile melezlenmesi sonucunda ilk hibrid adaylarını belirledik. Bunları da virüsün yoğun görüldüğü hem ülkemizde hem de yurt dışındaki yerlerde denemelere tabi tuttuk. Arazi şartlarında da çeşitlerimizin virüse karşı dayanıklı olduğunu gördük."
Virüse hassas çeşit ile tolerant çeşidini aynı seraya dikerek kıyaslama yaptıklarına dikkati çeken Kasapoğlu, virüse hassas çeşitte tarım yapılamaz hale gelirken, dayanıklı çeşitte üretimin devam ettiğini belirtti.
Kasapoğlu, virüse tolerant çeşidin yaygınlaşmasıyla domates tarımının daha sürdürülebilir hale geleceğini ifade etti.
Tohumların tescilini alıp, üreticilerin kullanımına sunacaklarını aktaran Kasapoğlu, "İtalya, İspanya, Meksika, ABD, Ortadoğu ülkelerine tohumlarımızı göndermeye başladık, şu anda deneme anlamında gidiyoruz, tescili alındıktan sonra ticareti yapılacak." diye konuştu.
aa