Dördüncü Meselenin bize ihtar ettiği

Afife ARTIK

Baki bir mülkü kazanmak veya kaybetmek gibi bir dava var.

Bu davayı kazandıracak harika bir dava vekili olarak Risale i Nur var.

Pek kıymetli ömür sermayesi ve lüzumlu işler var.

Cazibedar ve debdebeli ve dünya saltanatı ile alakalı gündemler var.

Ne kadar güç ve sermayemiz varsa tamamını ebedi bir saadeti kazanmaya sarf etmek gerek iken ne yapıyoruz?

İmansız ölmeyi telafi edebilecek bir nesne var mı bu dünyada? İman ile kabre girmekten daha tatlı daha hoş daha kârlı bir iş yapabilir miyiz dünya için ve dünya içinde?

Evet dava büyük. Kazananlar az kaybedenler çok. Bediüzzaman Said Nursi o zamanda kırk kişiden biri imanla öldüğünü diyor. Peki ya şimdi??? Acaba kaç kişiden kaçı imanla göçüyor?

Madem en ehemm dava budur ve madem kabirden kaçmak yolu yoktur bu dünyada kendisine çalışılacak imandan daha önemli bir şey olabilir mi?

Kalb dairesinin vazifelerini bırakıp memleket dairesinde debelenip durmak akıl kârı mı?

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.