Kıt’a
Tap-tâze duran hâtıralar geçdi sırayla;
Nefsimle kalıp baş başa mâzîye bakarken.
Binlerce hatâ! Hangisi tevbeyle silinsin?
Ömrüm ebediymiş gibi gafletle akarken…
Nazm
Her bilgiye irfân diye, boş mes’elelerle,
Geçmiş bu ömür fâidesiz meşgalelerle.
Kâmil biri olmak idi kasdım, bu cihânda;
Zulmetleri aydınlatacak meş’alelerle…
Rübâî
Eylûl ve ikindi, benziyor birbirine.
Yaz bitdi ve gün erişdi son demlerine.
Güz mevsimi, akşamın garîb hüznüne denk.
Ömrün de hazânı geldi, gençlik yerine.
Dörtlük
Ne güzel ni’met elemsiz yaşamak!
Su, tuz, ekmek, hava elbet de yeter.
Ne çıkar olsa yarım aç, çıplak;
Geçdi zâten şu ömür.. bitdi – biter...