Dostluk ve kardeşlik şöleni

Abdulkadir MENEK

Şanlıurfa; ismine, tarihine ve ruhuna yakışır bir şekilde üç gün boyunca tam bir dostluk ve kardeşlik şölenine sahne oldu. Ülkemizin en çok muhtaç olduğu, özellikle son yüzyılda devlet idaresinin de zaman zaman alet olduğu husumet ve öfke duygularının bütün vatandaşları bizar ettiği, son yıllarda büyük bir kararlılık ve inanç ile yerini dostluk ve kardeşliğe bırakmaya başladığı bir zeminde, böyle bir organizasyona şiddetle ihtiyaç vardı.

Bu dostluk ve kardeşlik ziyafeti,yeni başlayan sürece büyük bir manevi takviye ve güç kazandıran bir anlayışla ve İlahi takdir ile icra edildi.  Şanlıurfa 1. Hz. İbrahim ve Dostluk Sempozyumunun kararı elbette uzun bir süre önce verilmişti. Fakat kaderin muhteşem cilveleri ve zamanın ruhuna uygun tasarrufları, Barış Süreci başlamadan önce böyle bir hazırlığın manevi zeminini oluşturdu ve sürecin başlaması ile birlikte icra ettirdi, diyebiliriz. İşte bu sebepten dolayı, böyle bir ziyafetin zamanlaması için, tek kelime ile mükemmel oldu, demek gerekir.

Şanlıurfa 1. Hz. İbrahim ve Dostluk Sempozyumu, üç gün boyunca altmışa yakın bilim adamı ve aydının çok değerli katkıları ile yapıldı. Çok değerli konuşmacılar, özellikle Risale-i Nur ekseninde meseleyi farklı yönleri ile gündeme getirdiler ve çok önemli noktalara işaret ettiler.

Sempozyum, çok seviyeli ve dikkatli konuşma ve tartışmalara sahne oldu. Çok değerli Şanlıurfa Valisi Sayın Celalettin Güvenç ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın değerli katkıları ve destekleri oldu. Şanlıurfa’nın tarihi misyonuna ve ifa ettiği çok değerli kardeşlik ruhuna uygun bir anlayış ile çalışan bu değerli yöneticileri öncelikle tebrik etmek istiyorum.

Şanlıurfa, tarihi İbrahimi misyonunu, en dehşetli zamanlarda bile şerefle yaşadı. Kardeşlik ruhuna, vakar ve ihlas ile sahip çıktı. Farklı ırkları, bünyesinde, barış ve kardeşlik zemininde bir arada ve huzur içinde yaşatmasını bildi.

Elbette Şanlıurfa üzerinde de dehşetli fitne ve kargaşa planları yapıldı. Fakat bu şehrin halil insanları, ataları Hazret-i İbrahim Halilullah’tan (AS) kendilerine intikal eden kardeşlik ve dostluk özelliklerini, çok büyük ölçüde korumasını bildiler.
İnşallah Şanlıurfalılar, Risale Akademi’nin yaptığı ve yapacağı bu enfes ve çok yerinde çalışmalarla, kendilerine miras olarak intikal eden bu güzel hasletlerin öncüsü olarak, geleceğe taşımanın ve taçlandırmanın arifesindedirler.

Salonları dolduran kalabalık bilim adamları ve gönül insanlarının yanında, bu sempozyum uydu vasıtasıyla televizyonlara akseden yayınlar ile bütün dünyaya iletildi. Seyreden oluyor mu, diye tereddüt gösteren bana bile, dünyanın ve Türkiye’nin birçok yerinden, sempozyumun ve yapılan konuşmaların canlı olarak takip edildiğine dair gelen telefonlar, açıkçası beni çok heyecanlandırdığı gibi, büyük ölçüde de sevindirdi.

Demek ki, yapılan bu önemli hizmetler ve cihan paha çalışmalar, cihan vüs’atinde bir tesir ile sahiplerini buluyor ve tesirlerini icra ediyor.  El Ruha Otelinin salonlarından, bütün dünya salonlarında oturan on binlerce insana ulaşan bu İbrahimi mesajlar, birlik, beraberlik ve kardeşlik çağrıları gönüllerde ma’kes buluyor. Vicdanlarda hak ettiği manevi tesiri de inşallah ziyadesiyle yapacaktır.

Bu güzel, ihlaslı ve yakından bilen birisi olarak birçok zorlukla gerçekleştirilen ilmi ve Mehdiyetin hakiki veçhesini yansıtmaya dönük çalışmalar konusunda, hiçbir kimsenin tereddüt etmesine gerek yoktur. Risale-i Nur’a bağlı ve bu hizmet tarzını benimseyen her kardeşimizin, bu çalışmalar bütün gücü ile destek vermesi gerekir.
Çünkü bu çalışmalar, sadece ve sadece iman ve Kur’an hizmeti için hiçbir grup ve meşrep taassubunda olmadan yapılan çalışmalardır. Bütün ehl-i imanı ve bahusus bütün Nur Talebelerini kucaklamaya ve bir muhabbet zemininde birleştirmeye dönük faaliyetlerdir.

Bu çalışmalar için gecesini gündüzüne katarak ve maddi-manevi hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan gayret gösteren insanların yegâne maksadı, Allah rızasıdır ve bu hizmetin mümkün olan en geniş ilmi zeminlere taşınarak, net ve açık bir şekilde anlaşılmasını sağlamak ve bütün dünyaya mal etmektir.
Onun için bütün kardeşlerin, gönül ehlinin, himmet sahiplerinin, hizmet erbabının; Üstad’ın meslek ve meşrebine tam uygun bir şekilde kucaklayıcı olan, asla dışlamadan herkesle bir araya gelmeye ve meseleleri müzakere etmeye hazır bu gayyur ekibe, kalbini, gönlünü ve kollarını açması gerekir.

Dar zeminlerde ve sadece belirli gruplara hitap eden, grup dayanışmasını artırmaya dönük hizmetler de elbette yapılabilir. Fakat esas olan, artık kabuğumuzu yırtarak, Nurlardaki esas manalara ve birinci ve ikinci ihlas risalelerinde ifadesini bulan ‘’Haliliye Mesleği’’nin prensiplerine uygun bir şekilde bütün ehl-i imana, Ümmet-i Muhammediyeye (ASV) ve hatta bütün insanlığa ulaşmanın yollarını mutlaka açmaktır.

Risale Akademi’nin, büyük emek, gayret ve zihni hazırlık ile gerçekleştirdiği ve her geçen gün daha geniş kitlelere mal olan bu özgün ve Nur Hizmetinin herkese ulaşma hedefine dönük olan çalışmaları, elbette farklı kulvarlarda, farklı konularda, farklı zeminlerde, fakat tek hedefe matuf olarak devam edecektir ve etmelidir de.
Şanlıurfa’dan yayılan İbrahimi coşku, sevgi ve nefese, bütün dünya çok muhtaçtır.Bu sesi olabildiğince, çok kişiye ulaştırmamız gerekir. Risale Akademi’nin, bütün yeryüzünü bir Nur Mektebi yapmaya dönük faaliyetlerini anlamayanlar veya dudak bükenler olabilir.

Fakat emin olun, Risale-i Nur’un esas özünü oluşturan, ‘’acz, fakr, şefkat ve tefekkür’’ esaslarına uygun bir şekilde, her Nur Talebesinin bu dünya genişliğindeki hizmet zemininde yapacakları çok önemli bazı görevleri vardır. Ve hepsi de bu zeminde kendilerini ifade etmeye ve kucaklanmaya layıktırlar.
Üç gün boyunca çok geniş, ilmi ve ehil bir ortamda, bütün dünyaya verilen mesajlar, ahir zamandaki İslam ümmetini, kardeşlik ve dostluğa çağırma maksadına dönük çok önemli bir gayretti. Elbette neticesiz kalmayacaktır.

Şimdi Şanlıurfa ve bütün yeryüzü şehirleri, Risale-i Nur ekseninde yapılacak yeni sempozyum ve panellere, gönüllere ve kalplere hitap eden nurlu çalışmalara ve sohbetlere hazırlanmalıdır. Batıp gidenleri sevmeyen İbrahimi dostların, hiç batmayan, ebedi ve ezeli Rabbimizin izin ve rızası dairesinde yapacakları çok hizmetler vardır.

Bizleri bekleyen ve yılların çekişmeleri, şahsi kaprislerin uğrunda heba edilmiş o kadar çok hizmet var ki, himmet sahipleri, aradaki mesafeyi kapatmak ve kaybedilen zamanları telafi etmek için çok daha büyük bir gayret ve heyecan ile çalışmalıdırlar.
Bu şerefe hep beraber sahip olalım. Bunun şerefi ve manevi fazileti hepimize yeter. Biz bu değerli çalışmalara kucak ve gönül açmazsak, bu hizmetleri yapacak muhlisleri Rabbimiz elbette gönderecektir. Fakat belki bunun şerefi ve mazhariyetinden bizler mahrum olacağız.

Bazı dar, kısır, sloganvari ve hiçbir hakiki dayanak ve mesnedi olmayan gerekçelerin arkasına sığınarak, bütün toplumu nurlandırma ve ihya etme hareketine bigâne kalmak asla akıl karı değildir.
Hiç kimsenin aklını, başkalarının cebine koyarak, bazı kısır akıllar ile düşünme gayretlerinde bulunmaları da, asla doğru bir yaklaşım olamaz.

Bizim ölçümüz de şahıslar değil, Risale-i Nur’un cerh edilmez ve Kur’ani prensipleri olmalıdır. Biz hizmet ve hak nerede ve kimden gelirse gelsin desteklemek ve sahip çıkmak zorundayız.

Baki hakikatleri fani şahıslara bağlayanlar, her zaman zarar etmeye mahkûmdurlar. Böyle büyük hakikatlere ne kadar kuvvetli eller yapışırsa, o kadar daha büyük hizmetlere vesile olacaktır. Herkesin de yapacağı bir hizmet vardır.

Haydi, hep beraber, bu Nurları, dünyanın esasları haline getirmek için hizmet başına koşalım.
Evet, geri kalmak hatadır.

https://twitter.com/AbdulkadirMenek

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.