Ve birden hayat sayfalarını o kadar çok atlayarak okuduğumuzu fark ediyoruz ki; dostlukların da, sevgilerin de bir son kullanma tarihi olduğu gerçeği buz gibi çarpıyor yüreğimize.
Bir şifa arayışıdır hayat. Bir teselli ümididir. Muhammed’in bir tesellici olarak gönderilişi gibi.
Dostluklar da biter bir gün. Bir gün gelir sevdaların da son kullanma tarihi geliverir.
Ruh sızlar.
İnsanın elinin altındaki kelimeler de kifayetsiz kalır…
Bir son gidiş gibi.
İnci inci gözyaşları gibi.
Dostlukların ve aşkların da son kullanma tarihi çıkıverir bir an aniden karşımıza.
Oysa dostlukların ve sevdaların ruhunuzun tam içinde, derinliklerinde saklı olduğunu ve hep orada kalacağını umuyordunuz siz.
Anlam kaybolur. Dostluklar ve sevdalar yok olur.
Sözün bittiği yerde sükût taçlanır.
Acıyla büyür ruhumuz kaybedilmiş dostluklar ve sevdalar limanında.
Hep bir yeniliş duygusuyla, sil baştan yaşamak isteriz hayatı.
Dostların ve sevdaların bir son kullanma tarihi olduğu gibi, bilirsiniz ki sizin de başkaları için bir son kullanma tarihiniz vardır.
Gözler başka ufuklara çevrilmiş, sözler başka diyarlarda uçuşur olmuşsa, kalpler başka başka ilgilere yönelmişse elbet dostlukların da, sevdaların da son kullanma tarihi gelmiştir.
Ve gelmelidir de.
Bir zamanlar dost olmanız, sevgili olmanız, nazarların başkalaştığı her dem o dostlukları ve sevdaları devam ettirmeyi zorlamanızı gerektirmez.
Dostluklar ve sevdalar zorlamaya gelmez.
Bir dost dostluğundan, bir sevgili sevgisinden uzaklaşıyorsa, ona söyleyebileceğiniz tek şey vardır: Sen bilirsin.
Hani eski bir arkadaşınız ile yıllar sonra karşılaşmak gibi. Hani konuşacak bir şey bulamazsınız da eski yaptıklarınızı anlatıp durursunuz ya, işte öyle bir şey.
Paylaşacak güzelliklerimizin buhar olup uçuşudur dostlukların son kullanma tarihi.
Her gidiş gibi bu ayrılık da canımızı yakar.
Ama tarih gelmiştir. Saat çalar ve siz ayrı bir boyutta uyanırsınız artık.
Ayrılık için konuşulmasına da gerek yoktur. Adının konulmasına da.
Vakit gelir ve bedenleriniz beraber olsa bile ruhlarınız çekip gitmiştir.
Dostlarımız ve sevdiklerimiz ruhumuzun aksidir. Ruhumuz değiştiğinde, onlar da değişirler.
Cennetin kapıcısının adı Rıdvan’dır.
Yani rızadır, razı olmaktır.
Öyle bir dost, öyle bir sevda bulalım ki ondan hep razı olalım.
O bizden hep razı olsun.
Bakışlarımız hiç ayrılmasın birbirinden.
Cennetin kapıcısı Rıdvan uzaklarda, ötelerde değil.
Son kullanma tarihi dolan her dostlukta, her sevdada.
Rıdvan kalbimizin sonsuz rızasında.
Geylani’nin söylemiyle:
“Kalp Allah’la olursa, Hak onu sebeplere ve halka bırakmaz
Sebeplerle alışverişini keser
İşe yaramazların tezgâhına yormaz
Düşük hallerini ayağa kaldırır
Rahmetinin kapısında oturtur
Lütfunun başköşesinde uyutur”
Kalp Allah’la olursa, son kullanma tarihi olan ve dolan dostluklara, sevdalara ihtiyacı kalmaz.