1. Hizbü’l-Envâri’l-Hakâikı’n-Nuriye: Bazı Kur’ân sûreleri ile başlıyor. Bunlar: Yasin sûresi, Fetih sûresi, Rahman sûresi, Haşir sûresinin son beş âyeti, Mülk sûresi, Nebe’ sûresi ve Bakara sûresinin son iki âyeti olan Âmene’r-Resûlü. Ardından Kur’ân sûreleri için bir duâ yer alıyor. Bu duâda, Kur’ân hakkı ve kendisine Kur’ân indirilen Peygamber Efendimizin (asm) hakkı için, Allah’ın kalplerimizi Kur’ân nuruyla nurlandırması, Kur’ân’ı her derdimize şifa kılması, Kur’ân’ı hayatımızda ve öldükten sonra bize dost kılması, dünyada bizi Kur’ân’a yakın, kabirde dost, kıyamette şefaatçi, sırat üzerinde yol gösterici nur, ateşe karşı perde ve örtü, cennette arkadaş ve bütün hayırlar ve salih ameller için delil ve rehber kılması isteniyor. Ardından kendisine Kur’ân indirilen Peygamber Efendimiz’e (asm) ve onun (asm) şerefli âl ve ashabına salâtü selâm getiriliyor.
2. Cevşen: Cevşen duası Allah Teala Hazretlerinin Peygamber Efendimize (asm) Cebrail aleyhisselam vasıtasıyla bildirdiği ve okumasını istediği bir duadır. Bu duada Allah’ın 1001 ismi zikredilmiştir. Bu duayı ilk okuyan ve bizim de okumamızı isteyen bizzat Peygamberimiz (asm)'dir.
Cevşen duasının kaynağnı ve Peygamber Efendimiz (asm)'e ait olduğunu Mecmaatu’l-Ahzab isimli eserin 1/231’de bulabilirsiniz.
Tarihte bildiğimiz pek çok büyük zat bu duayı ömürleri boyunca okumuş ve tavsiye etmişlerdir.
3. Evrad-ı Kudsiye: Bu dua ve evrad çok kudsi ve kerametli bir duadır. Bu duanın sahibi büyük mutasavvıf Hz. Şah-ı Nakşibendi'dir. Bu duanın bu asırda elimize ulaşmasına vesile olan Ahmed Gümüşhanevi ve Bediüzzaman Said Nursi Hazretleridir.
Evrad-ı Kudsiye, Şah-ı Nakşibend'in (r.a.) alem-i manada Peygamber Efendimiz (asm)'den aldığı bir derstir. Bediüzaman Hazretleri;
"Münafık düşmanlarımın maddi ve manevi zehirlerine karşı gerçi Cevşen ve Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibend beni ölüm tehlikesinden, belki yirmi defa kudsiyetleriyle kurtardılar." (Emirdağ Lahikası, s. 129) demek suretiyle onların kudsiyetini güzel bir şekilde belirtir.
4. Delaili'n-Nur: Salavatların geçtiği bölümdür. Buradaki salavatlar tek şahsa ait olmayıp muhtelif zatlardan derlenmiştir. Bediüzzaman Hazretleri bunları Ahmed Gümüşhanevi Hazretlerinin "Mecmuatul Ahzab" isimli üç ciltlik eserinden seçmiştir. İçinde Bediüzzaman Hazretlerine ait olan kısımlar da vardır.
Delâil-i Hayrât adıyla, büyük evliyâullah tarafından zenginleştirilerek tertip edilen ve okuna gelen çok kuvvetli bir salâvat-ı şerîfenin, Üstad Bedîüzzaman tarafından yeniden düzenlenmiş ve zenginleştirilmiş şeklidir. İçinde hemen her salâvattan sonra büyük dertlerimizin devası, Allah’tan yüksek dereceler ve makamlar istenir, dünyevî ve uhrevî cümle âfetlerden ve musibetlerden Allah’a sığınılır, bütün ihtiyaçlarımızın karşılanması, bütün günahlardan arınmamız ve bütün hayırlara ulaşmamız, duânın ilerleyen satırlarında istenir. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri bu büyük salâvat metninin adını Delâli’n-Nur koyarak, kendisine ve talebelerine hususî bir vird yapmıştır.
a. Sekine: Sekine tamamı Kur’an’da geçen Allah’ın güzel isimlerinden ve ayetlerden oluşmaktadır. Bilindiği gibi Hz. Ali (ra), Hz. Peygamberimiz (asm)'in ifadesiyle “ilim şehrinin kapısıdır”. Çocukluğundan beri Peygamberimiz (asm)'in özel terbiyesi ile yetişmiş müstesna bir kabiliyettir. Peygamberimiz (asm)'den Kur’an’ın bazı özel sırlarını ders almıştır. Bu sekine de Peygamberimiz (asm)'in Hz. Ali (ra)’ye özel ders verdiği ism-i a’zam manası taşıyan altı esma ile her biri 19 harfli, 19 Kur’an ayetinin, 19’ar defa okunduğu bir metindir.
Sekine hakkında esas olan özetle şudur:
1) Tamamı Kur’an kaynaklıdır. Dolayısıyla vahy kaynaklı olduğunda zerrece şüphe yoktur.
2) Metnin tertibini ve okunuş şeklini de Peygamberimiz (asm)'in has talebesi ve velilerin şahı ünvanına sahip Hz. Ali (ra)’in ya bizzat Peygamberimiz (asm)'den ders aldığı veya kendisinin tertip ettiği mühim bir Kur’an’î virddir.
b. Münâcat-ı Veyse’l-Karânî: Veysel Karânî Hazretlerinin çok kuvvetli bir duâsıdır. Bu münâcat, Risâle-i Nur’un önemle işlediği “acz, fakr, şefkat ve tefekkür” mesleğine uygun duâ cümlelerinden meydana geliyor. Üstad Bedîüzzaman daimî bir virt olarak kabul etmiş, kendisi daima okumuş ve talebelerine de tavsiye etmiştir.
c. Dua-i Tercüman-ı İsm-i Azam: Bu duânın aslı vahiyle Peygamber Efendimiz (asm)'e hediye edilmiştir. Allah’ın isimleri şefaatçi kılınarak cehennem azabından Allah’a sığınmamızı sağlayan bir duâdır. Bu duayı Üstad Bedîüzzaman Hazretleri sabah ve ikindi namazlarından sonra okunacak şekilde Namaz Tesbihatına almıştır.
d. Dua-i İsm-i Azam: Allah’ın isimlerinden bir demet olup, aslı vahiy ile Peygamber Efendimiz’e (asm) bildirilmiştir. Üstad Hazretleri bu duayı öğle, akşam ve yatsı namazlarının Namaz Tesbihatına dâhil etmiştir.
5. Münâcâtü’l-Kur’ân: Bu duâ Hazret-i Osman(ra)’ın her bir Kur’ân sûresinin çok önemli vurgularını bir duâ cümlesi haline getirerek tertip ettiği bir münâcattır. Hazret-i Ali (ra) tarafından rivayet edilmiştir.
6. Tahmîdiye: Sekîne’de geçen Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl ve Kuddûs isimleri esas alınarak, bu isimlerin duâ makamında bir tefekkür dersi mahiyetinde Üstad Bedîüzzaman Hazretlerinin tertip ettiği bir duâdır. Maddî ve manevî bütün hastalıklar esnasında Allah rızası için okunur. Çok kuvvetlidir.
7. Hulâsatu’l-Hulâsa: Bir tevhid dersi olan Âyetü’l-Kübra Risâlesi ile bir tefekkür münacatı olan Hizb-i Ekber-i Nûrî’nin özü olarak Otuz Üç Tevhid Kelimesinin bir özeti mahiyetinde bizzat Hazret-i Üstad tarafından tertip edilen bir tefekkür münâcatıdır.
a.Tazarru ve Niyaz-1
b.Tazarru ve Niyaz-2
c.Tazarru ve Niyaz-3.
Sorularla İslamiyet