Dua etme filinin ve edilen duanın bizatîhi kendisinin önemli ve değerli olduğunu, dua etmekle Hak katında ehemmiyetli ve değerli olduğumuzdan anlayabiliyoruz, değil mi?
Bizi Hak katında değerli ve ehemmiyetli yapan şeyin kendisi de değerlidir.
Şöyle de bir şey var ki; en makbul bir dua da, bir müminin bir mümine gıyabında ettiği duadır.
Gıyabında dua etmek, bir başka ifadesiyle “ismen dua” etmek…
Yani, ellerinizi açıp, huşû içerisinde tam bir yönelişle, içinizden geçen en derin hissiyatlarınızı en kalbî duygularınızla, en samimi ve en içten ifadelerinizi gözyaşlarınızla sulayıp avuçlarınıza döktüğünüz o özel anda, dua edeceğiniz kişiyi aklınıza getirip ismini de söyleyerek ona dua etmektir.
Ve bu bence çok harika, çok özel ve çok değerlidir.
Zira size ismen dua eden biri size aslında bu duası ile özetle şunu diyordur bu duasının arka planında;
Ben seni menfaatsiz, yani, sırf Allah için seviyorum…
Var ise eğer, size ismen dua eden insanların değerini biliniz ve size ismen dua ederek verdikleri bu değere siz de ismen dua ederek mukabele ediniz.
Duasına giremediğiniz birinin ne hayatındasınızdır aslında ne de kalbinde; duasına giremediğiniz birinin gönlüne de girmiş sayılmazsınız.
Mutlaka ama mutlaka sırf Allah rızası için sevdiğiniz, ismen dua ettiğiniz bir mümin kardeşiniz olsun.
Yok ise eğer, bir duanız, bir yakarışınız da ismen dua edebileceğiniz liyakatte müminlerle karşılaşmak olsun.
Siz de o kadar iyi, halis bir mümin olun ki size ismen dua eden, temiz yürekli, ihlâslı, vefalı, tatlı dilli en az bir duacınız olsun.
Elhasıl: size ismen dua edilecek liyakate erişmeniz ve sizin değerli dualarınıza girme liyakatine erişen müminlerin dualarına ismen girmeniz ve bu dualar vesilesiyle günahları affolunan, Allah’ın razı olduğu ve inşallah Kevser suyundan Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâmın avuçlarından su içecek kulları arasına girmeniz ve ismen dua ettiğiniz ve duasına ismen girdiğiniz müminlerle cennette de bir arada olmanız duası ile…