Hüseyin Hiçdurmaz'ın haberi:
RİSALEHABER-BURSA
Bursa Bediüzzaman Platformu’nun Merinos AKKM’de düzenlediği ‘Bediüzzaman ve Dünya Barışı’ konulu panele İngiltere Durham Üniversitesi’nden Prof. Dr. Colin Turner, Ürdün Üniversitesi’nden Prof. Dr. Me’mun Cerrar, Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Doç. Dr. İshak Özgel ve TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’ndan Doç Dr. Ahmet Yıldız katıldı.
“RİSALELERİN OLDUĞU YERDE SAVAŞ OLMAZ”
Bursalıların yoğun bir ilgi gösterdiği ve Büyükşehir Belediyesi, Emirsultan Vakfı, Bursa Kültür Vakfı ve İttihat Eğitim ve Kültür Derneği katkıları ile düzenlenen ve Said-i Nursi’nin talebelerinden Mehmet Fırıncı’nın da hazır bulunduğu panelin açılış konuşmasını yapan Emirsultan Eğitim ve Yardımlaşma Vakfı Başkanı İshak Övet, Bediüzzaman’ın yazdığı Risaleleri dünya barışını sağlayacak küçük reçetelere benzetti. Risale-i Nurlar’ın okunduğu yerde kaba kuvvet ve savaşın olmayacağına işaret eden İshak Övet; “Bediüzzaman Said Nursi, bizler muhabbet fedaileriyiz demiştir. Bugünlerde her zamankinden daha çok dünya barışına ihtiyaç duyuyoruz. İnşallah gerçekleştireceğimiz bu panel sayesinde barışa bir nebze de olsa katkımız olur. Katılımcılara çok teşekkür ediyorum” dedi.
“BARIŞ, İSLAM’DAN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ”
Barış fikrinin insan ve İslam kavramları ölçeğinde gerçekçi olabileceğini vurgulayan TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı yetkilisi Doç. Dr. Ahmet Yıldız, medeniyetler açısından bakıldığında da bugün dünya barışının İslam dinini dışarıda bırakması durumunda kalıcı barışın sağlanamayacağına işaret etti. Yeryüzündeki etnik çatışma ve savaşların, sınıflar arasındaki kavgaların da aynı nedenden dolayı durdurulamadığını kaydeden Doç. Dr. Ahmet Yıldız, “Tüm bu kavgaların da ötesinde, barışı sağlayacak olan insanların kendi içindeki barışı sağlaması için mücadele etmeliyiz. Önceliğimiz bu olmalıdır. Kişi önce kendi kendine bu soruyu sormalıdır. Üstad Bediüzzaman işte bu sorudan yola çıkmış ve kişinin kendi ile barışık olması konusunu irdelemiştir. Dünya barışının temelinde de bu meselenin çözülmesi yatmaktadır” diye konuştu.
“ÜSTAD, BARIŞ KAVRAMINA İNSANI TARİF EDEREK BAŞLAR”
Dünyevi zevkler içerisinde olan hiç kimsenin kalıcı bir dünya barışı tarifini yapamayacağının altını çizen Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İshak Özgel ise Bediüzzaman’ın herkesten farklı olarak bu tarife önce insanı anlatmaya çalışarak başladığını kaydetti. Batı medeniyetinin daha önce denenmiş ve çürümüş yöntemleri ile dünya barışının sağlanamayacağını söyleyen Doç. Dr. İshak Özgel; “Ancak İslam dünyasının değerleri dikkate alınarak dünya barışı ve kalıcı barış kavramlarını tartışabiliriz. Barıştan bahsedebilmek için önce insanı insan yapan hususları incelemeliyiz. İnsanı insan yapan kavramlar için de iman konusunu irdelemeliyiz. İnsanlar neden birbiri ile barışamıyor sorusunun cevabı ise insanın kainatı kendisine düşman olarak görmesinde yatmaktadır. Üstad da bu sorunun çözülmesi gerektiğine işaret etmiştir” şeklinde konuştu.
İnsanın, Allah’ın isimlerinin kendi üzerinde tecelli ettiği bir varlık olduğunu söyleyen İngiltere Durham Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Colin Turner, insan kendi kendine bu kâinatın bir yapıcısı olup olmadığını sorgulaması gerektiğini belirtti. Turner şöyle konuştu: “Eğer kâinatta mükemmel bir ‘kemal’ sıfatı varsa, bunun neticesinde bütün kâinat bize bir yaratıcının olduğunu işaret eder. Risale-i Nur’da Üstad bu meseleleri çok güzel ve ayrıntılı bir şekilde ele almıştır. Biz biliyoruz ki insanlığın mutluluğu ancak teslimiyet ile meydana gelir. İtaatsizlik sonucu insan barışı ve mutluluğu kaybedecektir. Barış ile birlikte selamet itaat ile birlikte gelmektedir. Kendimize baktığımız zaman ve neden toplumlarda bu derece uyuşmazlık olduğunu düşündüğümüz zaman çok uzağa gitmeye gerek yok. Said Nursi’nin söylemleri bu noktada bize yeterli olur. Işık tutar. İnsan ya kendinin sahibi olduğunu düşünür ya da Cenabı Hakk’ın kendinin sahibi olduğunu düşünür.”
Ürdün Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Me’mun Cerrar da bugünlerde Üstad’ın barışa yönelik söylemlerine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Üstad’ın, İslam dininin çok daha önceden hakim olması dileğinde bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Me’mun Cerrar; “Bediüzzaman, Avrupa İslam’a hamiledir sözünü kullanmıştır. Bugün bazı Avrupa devletleri Kur’an’ı ve tefsirleri üniversitelerinde ders olarak okutmaya başladılar. İşte Üstad bunu çok önceden gördü ve eline Kur’an verdiği talebelerini dünyanın çeşitli yerlerine gönderdi. Biz bugün biliyoruz ki, Üstad’ın büyük bir sevgi ordusu var. Bu ordu dünyanın her tarafına dağıldı ve İslam’ı anlatıyor. Dünya barışına ulaşabilmek için bizler de her zamankinden daha fazla Üstad’ın eserlerine sahip çıkmalıyız” dedi.
Panelin sonunda katılımcılara plaket takdim edildi.