Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü ve Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Kaptanoğlu, her yıl 16 Ekim'de kutlanan Dünya Gıda Günü nedeniyle, Dünya Tarım Örgütünün (FAO) gıda israfını önlemeye ve gıda üretimini verimli hale getirme politikalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Dünya Gıda Gününün, bu yıl önceki yıllardan farklı bir tema ile kutlandığını belirten Prof. Dr. Kaptanoğlu, ''Bu yılın sloganı, ‘Büyütelim, Besleyelim; Hep Birlikte Sürdürelim' olarak belirlendi. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) bu yıl, dünyadaki gıda sorununu çözmek için hedefi; sıfır açlığa ulaşmak, gıda güvenliğini sağlamak ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmek'' dedi.
Sağlıksız beslenme, sağlık hizmeti yükünü artırıyor
Kaptanoğlu, besin güvenliği ve beslenmenin doğrudan doğruya sağlıklı yaşamla ilintili olduğunu vurgulayarak. ''Çocukların sağlıklı büyümesi, gelişmesi, hem çocukların hem de büyüklerin enerji kazanması, hastalıklardan korunma, yaşamlarını sürdürme eylemleri ancak sağlıklı besinler ile sürdürülebilir. Sokakta ya da evlerde yeterli yiyecek temin etme imkânı bulamadan büyüyen yoksul çocuklar, yaşamları boyunca vücutlarını etkileyecek yoğun besin eksiklikleri yaşayacaklardır. Bu durum, sağlık hizmetleri yükünü sürdürülemez bir şekilde artıracak ve toplumsal barışı olumsuz etkileyecektir.'' ifadelerini kullandı.
Göç sorununu beraberinde getiriyor
Gelişmiş ülke toplumlarının, obezitenin ve sentetik, lezzetli gıdaların pençesinde kıvrandığını, gelişmemiş ve gelişmekte olan ülke toplumlarında ise kayda değer bir kesimin nitelikli gıdalara ulaşama sorunu ile karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ayşegül Kaptanoğlu sözlerine şöyle devam etti;
''Dünya nüfusunun hızla artması ve üretilen gıda maddelerinin zengin coğrafyalarda israf edilmesi, artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Üretimin çok az, ihtiyacın çok olduğu yoksul ülkelerde açlık, susuzluk ve yetersiz beslenme önüne geçilemeyen bir sorun haline gelmiştir. Açlık ve yetersiz beslenme sadece gelişmemiş ülkelerin değil, tüm ulusların ortak sorunudur. Gıda bulamayan insanlar, gıdaların bulunabildiği coğrafyalara doğru göç ettiği takdirde, bir de gıda kısıtına, göç sorunsalının ekleneceği 2020 yılında FAO tarafından bildirilmektedir.''
Açlığa bağlı ölüm gün geçtikçe artıyor
Prof. Dr. Kaptanoğlu, yeterli beslenme ihtiyacını karşılayamayan ülkelerde; açlık, hastalık ve bunlara bağlı olarak gerçekleşen ölüm sayılarının gün geçtikçe arttığını hatırlatarak, ''FAO'nun özellikle üzerinde durduğu en önemli konu son dönemde budur. Birleşmiş Milletlere üye ülkeler, Dünya Gıda Gününde yaptıkları toplantılarda yeterli beslenmeyi sağlamak, açlığı önlemek için kararlar alarak çalışmalara şimdiden başlamışlardır.'' dedi.
Hızlı nüfus artışı da dengeyi bozuyor
Kaptanoğlu, besin üretimi ve tüketiminde bilgisiz hareket etmenin, yemek seçmenin, üretimde kurallara uymamanın, özellikle gıda maddelerinin tüketiminde tutumlu davranmayarak gıda israfında bulunmanın tüm dünya için kayıp olduğunu ise şöyle ifade etti;
''Dünyadaki hızlı nüfus artışı da beslenme dengesini bozan en önemli sebeplerdendir. Aile planlamasına uygun davranmayan insanlar, özellikle yoksul ülkelerde hızla ve bilinçsizce çoğaltmaktadırlar. Bu durumda da özellikle yoksul coğrafyaların ürettiği tükettiğine yetmemektedir. Ekonomik gücü olmayan yoksul, gelişmemiş ülkelerde yetersiz beslenme, açlık en önemli ve ivedilikle çözülmesi gerekli bir sorundur. Bir ülke insanlarına yapılacak en büyük yatırım; ülkelerinin katma değer üreten ekonomik güce kavuşturulup daha vatandaşlarına yeterli besin ihtiyacını sağlayabilme olanağı vermektir.''
Planlı alışveriş şart
Besine ulaşmada sıkıntı yaşamayan insanlara da önemli bir görev düştüğüne dikkat çeken Kaptanoğlu, bu görevin; israf etmemek, bilinçli üretici ve tüketici olmak, planlı alışveriş yapmak olduğunu vurgulayarak, ''Ülkesinde bereket isteyen, sofrasında israfı bitirsin'' ifadesiyle sözlerini sonlandırdı.
İHA