I
Van'dan başlamıştı sürgün.
Erzurum, Trabzon derken…
Tarihi şehir İstanbul, eski diyarlar…
Tarih yazanlar, çağ açıp çağ kapatanlar…
Fatihler, Selimler, Akşemseddinler…
Uzun uzun yollar, denizler, boğazlar
Egeler, İzmirler, Antalya eski harabeler…
Anadolu'nun gül şehri Isparta.
Geçmiş çileli günler, varmış altı aya
Eğridir iskelesi göründü Demiray'a
Beraberinde kayıkçılar ile iki askeri
Yanı başında elli yaşlarında ulu biri
Anlatılan: Barla'dır sürgün yeri…
II
Başında sarığı, sırtında abası.
Narin mi narindir yapısı,
Yüzü, açıktan gül pembesi
Etrafında nurdan, nur halesi
Elinde seccadesi,
Bir demlik, üç-beş bardak ile sepeti.
Taşıdığı, dünyadaki bütün serveti
III
Gayesi; Allah ile Peygamberi.
Gözünde, ne cennet ne cehennem,
Allah rızasından başka yoktur tasası.
Para, pul kâr etmez,
Mevki makam O'nu ırgalamaz,
Cenneti bile maksat yapmaz.
Tam bir iman abidesi;
Allah'a adanmış, yalçın dağlar gibidir imanı
Kur'an ile kâinatı okuyarak, anlatıyor İslâm'ı.
Zerreden, çiçekten, müşahedeleri…
Yüksek imanının çağlayanıdır şaheserleri.
Bin başı olsa, bini de kesilse,
Üzerine seller yürüse, kasırgalar esse,
Yer yerinden oynasa, denizler kaynasa,
Dağlar kül olup uçsa, imanından şaşmaz.
Bilir ki; Allah yâr ise, yârdir herkes
O'nsuz, olmaz bir nefes.
Sultanlar Sultan'ını edinmiş rehber
Âlemlerin Rabbi'ne köle, asrına önder.
IV
Haşmeti ile yürüdü kayığa
Bütün kayıkçılar kalktı ayağa.
Kayık yola çıktı temkinle
Kalanlar el salladı hüzünle
Yol yarılandı,
Eğridir gölünün ortasında
Ezan sesi yükseldi kıyı minarelerinden.
Kıbleye yöneldi, getirdi tekbir
Karşı dağlardan yankılandı oldu bin bir.
Huşu ile namaza durdu Bediüzzaman
Yer yerinden oynadı, durdu zaman
Bütün varlığı kuşattı heyecan
Gölde coştu su, yükseldi dalgalar,
Şenliğe katıldı, küçük büyük balıklar,
Raksa başladı kuşlar,
Ufuklara yürüdü ruhlar
Derinleşti, bulutlara erişti duygular…
Gözlerde sel oldu, çağladı yaşlar
Namaz bitti, imam verdi selam.
Peşi sıra geldi dualar
Şükre başladı, serin serin sular,
Çözüldü göl, yol verdi buzlar
Kayığa kılavuz oldu balıklar.
Selama durdu sıra sıra dağlar
Hüzünlendi, ağladı bulutlar.
V
Zikir, herkesçe oldu malum
Refakatçiler, mahzun mu mahzun.
Arşa yükseldi yanık yanık sözleri.
Nisan bulutları gibi yaş akıttı gözleri.
Geride kaldı Eğridir'in yüksek dağları
Göründü Barla'nın çamlı bağları.