Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Edebiyat Mevsimi ödüllerinin sahipleri açıklandı.
Bu yıl ikincisi verilen Büyük Ödüller, Kızlarağası Medresesi’nde A. Ali Ural tarafından açıklandı.
Edebiyat Mevsimi Şiir Ödülü Ülkü Tamer’e, Roman Ödülü Sevinç Çokum’a, Öykü Ödülü Rasim Özderön’e, Deneme Ödülü ise Beşir Ayvazoğlu’na verildi. Ön jürisi A. Ali Ural, Ahmet Mercan, Asım Gültekin, Belkıs İbrahimhakkıoğlu, Hüseyin Akın, Hüseyin Emiroğlu, İrfan Çalışan, Mahmut Bıyıklı ve Mustafa Özcan’ın oluşturduğu Edebiyat Mevsimi Büyük Ödülleri’nin jürisinde Ahmet Kot, A. Ali Ural, D. Mehmet Doğan, Handan İnci ve Haydar Ergülen yer aldı.
Kızlarağası Medresesi’nde ödülleri açıkladığı konuşmasında Edebiyat Mevsimi’nin, altı gündür düzenlediği etkinliklerle Türk Edebiyatı’nı şehir insanına yaklaştırmaya, soluduğumuz havaya, hayata bakışımıza, edebiyatımızdan ve kültürümüzden dokular taşımaya çalıştığını ifade eden A. Ali Ural, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz İstanbul Edebiyat Festivali’nin her yıl kapsama alanını genişletmesi ve kültür dünyamızda kalıcı izler bırakması için gayret sarf ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Edebiyat Mevsimi Büyük Ödülleri’ni düşünürken, edebiyat adamlarımızın hemen hepsinin, edebiyat hayatlarını bütünüyle gözden geçirme titizliğini gösterdik. Dikkat ettiğimiz hususlardan en önemlisi, bu değerli şahsiyetlerin, edebiyat mevsimini ömürleri boyunca solumuş olmaları ve eserleriyle bu mevsimi ölümsüzleştirmeleridir. Adı ödül olsa da hayatla ödenmiş bu akıl ve ruh hasadının maddi veya manevi karşılığını vermek mümkün değildir. Onların varlığını işaret ederek göstermek, hem bir övünç hem bir naçizane takdir, hem de gelecek kuşağa alınması gereken yolu göstermekten ibarettir” diyen A. Ali Ural, Şiir, roman, öykü ve deneme dallarında, bu dalların hem kendi yapılarına, hem de edebiyatımızdaki gelişim seyrine uygun ayrı ayrı kriterler eşliğinde değerlendirmeler yapıldığını, ancak asıl kriterlerinin, ödülle işaret edilecek kişiliğin alanında vazgeçilmez bir yeri olması, bir ömür boyu bu yeri taçlandıran ölümsüz eserler vermesi ve bu başarısını günümüze de taşıyabilmesi olduğunu da dile getirdi.
ŞİİR ÖDÜLÜ ÜLKÜ TAMER'E
Edebiyat Mevsimi, Ülkü Tamer’i dilini ve hayatını, özgün bir şiire dönüştürdüğü için ödüle layık gördü. Ali Ural, “İkinci Yeni’nin öncüleri içinde, imge, ironi ve çocuksu duyarlılığıyla seçkin bir yer edinen Ülkü Tamer, ilk şiirlerinden itibaren poetik arayışını sürdürmüş, şiirin biçim ve içerik açısından durağanlaşmasına karşı koyma gayreti içinde olmuştur. Ülkü Tamer, en soyut atılımını bile çok yalın bir dille yapmayı başaran bir şairdir. Tamer’e göre; ustalık vakti geldiğinde ustalığı terk etmeyi gerektirir. Ustalaştığını gören şair, yeni acemilikler arayarak şiirine gençlik ve tabiat aşılar. İlk kitaplarından itibaren halk şiirine de önem veren Ülkü Tamer’in şiirinde imge ve ironi kadar günlük hayat da yerini alır. Şiirin irtifası için dilini ideolojisinin etkisinden uzak tutmaya çalışır şair. Sıragöller şiirinde, “İçinde bir kaçakçı yaşar senin, / Kayıkla dolaşır göllerinde,/ Beynine tabanca ve şiir satar,/ O kaçakçının bakışını sakın unutma.” diyen Ülkü Tamer, zihinlerimizde dolaşan bir şiir kaçakçısıdır. Edebiyat Mevsimi için, kendisinin yazdıklarıyla bizi onurlandırmasını, naçizane bir takdirle karşılamak borcunu, burada ödemekten mutluluk duyuyoruz” diyerek şiir ödülünü şair Ülkü Tamer’e verdiklerini ifade etti.
ROMANDA SEVİNÇ ÇOKUM
Bu yıl ikincisi düzenlenen Edebiyat Mevsimi’nin roman ödülü Sevinç Çokum’un oldu. Ali Ural ödülün gerekçesini şöyle açıkladı; “Sevinç Çokum, 1972’de yayınladığı Bir Eski Sokak Sesi hikayesiyle edebiyat dünyasına adım atmış; hikaye, deneme ve roman türlerini yetkin eserlerleriyle taçlandırmıştır. Romanlarında sosyal ve tarihî konuları işleyen Sevinç Çokum; İstanbul'un gelenekçi semtlerinin sosyal yapısından kesitler vererek; yalnızlığı ve dayanışmayı anlatır. Ruh tahlilleriyle kahramanlarının duygularını akıcı ve dokunaklı bir dille ortaya koyan Çokum, İstanbul’un yoksul ve orta halli ailelerinin dünyâsını şiirsel dil ve özgün bir üslûp ile anlatır. Büyük şehirlerin ezilen insanına sevgiyle yaklaşan Çokum, insan maceralarını zengin bir tabiat dekorunda, muhtevayı aksettiren bir üslupla verirken, mahalli değerlerden sıçrayarak, evrensel olanı yakalar.”
ÖYKÜDE RASİM ÖZDENÖREN
2. İstanbul Edebiyat Mevsimi’nde öykü ödülüne Rasim Özdenören layık görüldü. Ural, ikinci roman ödülünün Rasim Özdenören’e neden verildiği şöyle açıkladı; “Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve kurucuları arasında bulunduğu Mavera dergilerinde öykü ve yazılarını yayınlanmakla kalmayan, bu oluşumlara kendi isminden değerler ve fikirler de katan, onlarca öykü, deneme ve eleştiri kitabıyla yaşadığı zamanın sanat ayetleri arasına giren, hayat anlayışı ve örnek sanatçı duruşuyla gelecek nesillere de elini uzatan Rasim Özdenören,öykü dalında Edebiyat Mevsimi Büyük Ödülü’ne lâyık görüldü. Özdenören öykülerinde, değerlerinden koparılmış ve kıstırılmış bireyin yalnızlıklarına değinerek çıkmaza sürüklenen insanın yaşadığı çarpılmayı, kültür şokunu kuşatıcı ve derinlemesine bir yaklaşımla öyküleştirmiştir. Kurgu, üslup ve karakterleriyle Türk öykücülüğünün mihenk taşlarından olan Rasim Özdenören, inancını yaşatmanın mücadelesini verir eserleriyle. Bireyin ve toplumun yaşadığı bunalımlar, Özdenören öykücülüğünün göze çarpan unsurlarından biridir. Yabancılaşmanın gözler önüne serildiği, ayrıntıların atlanmadığı her öykü, bir fotoğraf karesi gibidir. Edebiyat Mevsimi için, kendisinin yazdıklarıyla bizi onurlandırmasını, naçizane bir takdirle karşılamak borcunu, burada ödemekten mutluluk duyuyoruz.”
DENEMEDE BEŞİR AYVAZOĞLU
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı A. Ali Ural’ın açıkladığı deneme ödülü ise Beşir Ayvazoğlu’nun oldu. Ural değerlendirmelerini açıklarken şunları söyledi; “Nesir, bugünkü ismiyle deneme dünya edebiyatının atar damarı olmakla beraber dünya tarihini de içinde barındırır. Geçmişe ayna tutarken, çağının toplumsal ve kültürel duruşunu yansıtır. Beşir Ayvazoğlu’nun yazıları Türk Edebiyatı’nın nadide parçaları, kitapları, köklerin bayrağını dalgalandıran muhkem kalelerdir. Fuzuli’yle, Şeyh Galip’le, Mehmet Akif’le, Yahya Kemal’le, Ahmet Haşim’le, bir başka ifadeyle kültürel geçmişiyle bir türlü buluşamayan yeni nesillerin uyarıcısı, hatırlatıcısı ve rehberidir Beşir Ayvazoğlu. Modern zamanların gelenekle barışabilmek için ihtiyaç duyduğu bakış açısının Ayvazoğlu’nun üslubunda tebellür ettiğini söylemek, hakikatin yüzünü güldürür. Beşir Ayvazoğlu, edebiyatı merkeze alıp, Türk kültürünün ve sanatının diğer alanlarına da açılan zengin birikimin ve istikrarlı çalışmanın günümüz kültür ortamındaki en önemli şahsiyetlerindendir. Özgün yorumları, sanatkârâne hassasiyetinin eşliğinde bilginin izini sürmesi, sanata bakış açısı, özellikle yakın dönem edebiyatçıları üzerine yaptığı biyografi çalışmalarıyla gelecek kuşaklara çok şey kazandırmıştır Ayvazoğlu. Yaptığı her işe bir sanatçı titizliği, bir ilim adamı disipliniyle eğilen aziz Beşir Ayvazoğlu deneme ödülümüzün bu yılki sahibi…”
Edebiyat Mevsimi İkinci büyük ödülleri Aralık ayı sonunda düzenlenecek ödül töreniyle sahiplerine verilecek.
Dünya Bülteni