...
Bediüzzaman, “Beşerin saadet-i hayatiyesi iktisat ve say-ü gayrettedir. Sa’y (emek) asıl esastır,” der. Yani iki temel düsturu esas almaktadır: üretmek ve iktisatlı olmak...
Bu şu anlama geliyor. İnsanın mutlaka üretecek bir şeyi vardır. Ama üretmesini bilmek lazım. Bakıyorsunuz adamın hiçbir hüneri yok. “Ne iş olsa yaparım abi!” mantığıyla hareket ediyor. Bu “hiçbir şey yapamam abi” demektir. İnsan kendisini yetiştirecek hiçbir faaliyette bulunmazsa o zaman geleceğini kendi eliyle karartmış oluyor.
İkinci bir kural da “iktisat”tır. Üstad burada iktisadı “tasarruf” anlamında kullanmıştır. Üstad başka bir yerde iktisat; yani tasarruf etmeyenin manevî dilenci olmaya namzet olacağını da ihtar ediyor.
Bu şu demektir. Tasarruf etmeyen insan, sürekli olarak başkalarının eline bakar. Onlardan borç ister ve yüz suyunu döker. Elbette yeri gelince borç istemek gerekiyor ama bunu alışkanlık haline getirip sürekli borçla yaşamak şerefli bir insana yakışmaz. Üstelik alınan bu borçları bir de ödemiyorsa, vah ki, ne vah. Bir insanın bundan daha vahim bir statü problemi olamaz.
Yazısı için TIKLAYINIZ