TRT'nin Kürtçe kanalı TRT 6'da ilk gününden beri istikrarla ve günden güne kendini geliştirerek yayın yapan ilahiyatçı bir isimden söz etmek istiyorum bugün.
Dünyaya Dilan adlı programıyla her cuma akşamı evlerimize misafir olan nükteleriyle canlı performansıyla ve ilgi çeken üslubla, nükteleriyle takdirleri toplayan bir televizyon yıldızıdır o.
Misafir ettiği isimlerle ve adımıza sorduğu sorularla yaptığı açıklamalarla ufukları açan bir isim o.
Biliyorsunuz işte....
Yrd. Doç.Dr. Cüneyt Gökçe'den sözediyorum.
Kamera karşısında rahat konuşmasıyla sevimli Kürtçesiyle izleyiciyi kendine bağlayan dahası tiryaki edici hasiyeti olan bir isimdir o.
Kur'an hakikatelerini yerli yerinde ve ölçüyle kullanan, bıkmadan usanmadan kavl-i leyyinle doğruyu anlatan ve en önemlisi Türkçesi az olan ya da hiç olmayan anne ve babalarımızın iletişim kurabildiği en has dostu olan bir televizyon yıldızı oluverdi.
***
Cüneyt Gökçe'nin bu başarısının arkasında ne var?
Bence, çok şey sıralanabilir ama em önemlisi ekrandan izleyiciye yansıyan samimiyeti ve kitap bilgisinin yanısıra halk kültürünü çok iyi bilmesi ve bu bilmesinin tezahürleri.
Birincisinden başlayalım...
İzleyici ekrandaki konuşmasaının samimiyeti sözlerinden önce gözlerinden anlar.
Hazmedilmemiş bilgilerin, yaşanmamış duyguların alıcısı olmaz "sevgili seyirci."
Uçan-kaçan ayağı yere basmayan insanları eski çağlarda yaşamaya çağıran gerçekçi olmayan tekliflerde bulunan ekran vaizlerinden de "elektrik almaz" izleyici.
Halk, içinden aleminden; mahallesinden, camisinden, tekkesinden evinden bahseden aydını dinler. Önce kendisini anlatan sonra nezih bir üslupla yanlışları izale eden alimleri dinler.
İşte muhterem Hoca bunu güzel gerçekleştiriyor.
Mesela, bir kerresinde eşlerin hukukundan birbirleriyle olan davranışlarından bahsediyordu. Klasik bir Kürt erkeğin hanımına istişare etmeyişinin mantığını tiyatro skeçi gibi aktarıyordu.
"Vay ben nasıl kadını dinleyeceğim. Ben erkek değil miyim. Ben ne dersem o.." mealinde.
Sonra doğrusunu ayetler hadisler ışığında Fahr-ı Kainat'ın (asm) hayatından Hazreti Ömer'in (ra) hayatından örneklerle ve Nurani hakikatlerle anlatıyordu.
Cüneyt Gökçe Hoca memleket kültürünü çok iyi bilen birisi olması da başarısının önemli faktörüdür.
Medreseleri, tekkeleri, kasideleri ve bölge insanının kabullerini bilen; bilmekten öte bizzat yaşamış biri isimdir o.
Hem halkı bilince hem alim olunca hem halis olunca hem de Mevlam ona anlatma, ikna etme yeteneğini verince başarılı bir televizyon aydınlatmacısı oluyor Hocamız.
İstikarlı programlarının yanısıra zaman zaman kendisini diğer tv kanallarında görmemiz de Hocamızın bu alanda marka olma durumunu ortaya koymaktadır.
***
Bilgi sahibi olanların bilgilerini hayr için halka arzetmeleri ve istidadı olanların bunu ortaya koymaları hususu olduça önemlidir.
Birçok insanın tembellikten gayretsizlikten bazen de şevksizlikten cesaretsizliğinden geri kalmasının toplumsal vaziyet için oluşturduğu olumsuzluklar hesap edilmelidir.
Bu alandaki çalışmaları baltalamanın insanların önünü kesmenin vebalini de bu çerçevede düşünmek lazımdır.
Hayat boşluk kaldırmaz. İyiler boşlukları iyilikle doldurmazsa, şüpheniz olmasın ki, kötüler hemen gereğini yaparlar. Bu sebeple bilginin ve kabiliyetlerin hayırla yüklenip piyasada arz-talep yapması elzemdir.
Yrd.Doç Dr. Cüneyt Gökçe'nin çabalarını bu levhada da değerledirdiğimizde anlamlı ve önemli görmeliyiz.
Allah kendsinden razı olsun uzun sağlıklı ömürler versin ve bu çeşit hayırlı hizmetlerinde devam etme-bunu arttırma azmini-kuvvetini versin, inşaallah.
Not: Geçtiğimiz gün vefat eden kayınvalidesine Allah'tan rahmet yakınlarına sabırlar dilerim.