Kalpten kalbe giden yol, fiziki dünyanın sınırlarını aşan engelsiz bir elçilik değil mi?
Elçilik, beşeri sınırların engeline takılmayacak kadar parça tesirini evrenin kulağına verdiği zaman, o fısıldar yolu, yolcuyu ve getirir mesajı.
Tarihin geçmişten günümüze taşıdığı olaylar birer elçidir günümüze. Varlık dilimizi çözdüğümüz her an, yeniden uyanırız elçilik görevimiz için
Coğrafyanın yer küredeki her alanı, birbirinden bağımsız ama aynı gök kubbenin altında bir biriyle söyleşen sessiz elçilerdir. Hayatta ve evrendeki herkesin birbirinden haberi var. Çünkü herkesin elçileri var. Kozmik olanı aşan elçiler bunlar.
Evrenin yaratılış sırlarında saklı hikmetle dokunmuş ve okunmuş defterlerin içinde bize ait satırlık ömrün, romanın tamamıyla bir ilişkisi olduğu muhakkak. Satırların kelime kadar bize yansıyan sınırı ile evren kitabının tamamı arasında oluşan en ince ve bütünün parçası arasında geçen diyalog ve etkileşim noktalarının her birisi birer mesaj deseni, birer insicam örtüsü. Evrenin hafızasına yerleşmiş kodlamaların birer elçilik görevi ile bize ulaştırılması bizden sonraya nakledilmesinden başka bir şey değil.
İşte elçiliğin gergef gibi bitkilerden canlılara ve insanlara uzanan dokuma kalıplarının birbirini örten tamamlayan ve etkileyip yansıtan muhteşem sanat temaşasının ve seyirlik pozisyonunun iç içe ama estetik kaygıların asla eleştirel hayal bile kuramayacağı mükemmellikteki bu tablonun atomik elçileri ve dokuya dönüşen orduları ve organlaşan yer küre ülkeleri ile sistemleşen evren senaryosundaki büyük patlamanın (Bing Bang) ürünü elçilerin duasına cevap veren duanın kabul gördüğü yaratıcı kudretinin ihtişamı, azameti ve üstümüzdeki büyük emanetin/emanet-i kübranın omuzlarımıza inen kulluk görevi...
Her anın içimizde içimizle, bir başkasıyla, evrenle, eşyayla ve esası Rabbimizle kurduğumuz bağın, ördüğümüz ağın ve oluşan yeni titreşimlerin ortaya koyduğu yüksek diplomasi ve iletişim kültürünü en iç odaklardan getiren kulluk zevki ve elçilik boyutsuzluğu...
Zevale mahkum elçiler daim değil ama görevine zeval gelmeyen elçilere zeval olmaz. Elçi zevale gidebilir ama elçilik zevale gitmez. O yüzden elçiye zeval olmaz. Biri gider biri gelir Ama fonksiyon devam eder. Elçi fanidir. Elçilik daimdir. Elçi mesajı götürürken zeval yaşasa bile mesaj zevale gitmez. O yüzden elçi bir taşıyıcıdır. İradenin sahibi değildir. Belirleyici ve inisiyatif kullanan veya karar verici değildir. O yüzden elçiye zeval olmaz. İtiraz ve kabul sahibinedir.
Kur'an ve peygamber elçisi zatların ve eserlerin, günümüzde/çağımızda karşılık bulan, yüzyılımıza yankılanan sesi; elçilik, vekilliktir. Manaya bağlılık, hakikate taşıyıcılık… İşte elçilik bu.