Gökşin Sipahioğlu Fransada yaşayan ünlü bir fotoğrafçı SİPA Pressin kurucusu ve sahibi Dünyaca ünlü fotoğraf karelerine bakın SİPA etiketi taşır. Bu derece itibarlı bir ajans.
Sipahioğlu diyor ki:
Gazetecinin emeklisi olmaz. Ressamın, şairin emeklisi olmayacağı gibi. İnsan ölene kadar yazabilir, resim çizebilir. Ben de ölene kadar bu işi götürmek isterdim ama olmadı.
Medya dünyasındaki çalkantıya bakıldığında bırakın gazeteciyi, yazar ve ressamı bile sıradan kurumda çalışan bir eleman gibi görüp, işi bittiğinde, işe yaramaz bir mendil gibi kenara fırlatanlar var.
Bir gazeteci kolay yetişmiyor.
Gazetecinin haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaşmak gerektiğini ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunma işinin kolay olmadığını hatırlatmak istiyorum. Hele gazetecinin okurlar üzerinde kurduğu güveni tesis etmek yıllar alan bir iştir.
Bir yazar da kolay yetişmiyor.
Eli kalem tutar tutmaz, yazılarını kıvama getirmek için ne cendereden geçtiğini hatırlatmama gerek var mı?
Bir ressam, fırçanın hakkını verene kadar ne ter döktüğünü
Sahiden düşünmezler mi?
Onlar birer sanatçıdır. Düşünen ve üreten insanlardır.
Bir kalem, bir satır, bir fırça
Topluma yön verebilir!
Kimi kurumlar kimlik ve vitrin için onları kullanır.
Onlar bir kurumda çalışan denek veya bordro mahkumu bir işçi değildir.
Topluma saygı gösterir, saygı görürler. Hakaret görmek veya aşağılanmak için sanat veya gazetecilik yapmazlar.
Kuşkusuz her meslekte olduğu gibi bu mesleğin de içinden olumsuz örnekler çıktı.
Nitekim Sipahioğlu, bir gazetecinin, Fotoğraf, iktidar ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? sorusu üzerine sözünü şöyle tamamlıyor:
Gayet kısa bir cevabım olacak: Türkiyenin başına ne gelmişse Türk basını yüzünden gelmiştir.
Bu sözler de Türk medyasını çeyrek yüzyılda ülkeyi nasıl bir kaosa sürüklediğini anlatan önemli bir ipucu Bu da ayrı bir konu Önümüzdeki dönemlerde yer yer medya ile ilgili olumsuz örneklere değineceğiz.
Şimdilik bu girizgâhla Risale Haber okurlarımıza merhaba demek istedim.