Emeklilerin 'ebru' ilgisi

Ebru sanatı, boş zamanlarını evlerinde veya kahvehane köşelerinde geçirmek istemeyen emeklilerin yeni tutkusu oldu.

Burçin Dokgöz'ün haberi:

Hayatlarının ikinci baharında ebru ile tanışan emekliler, birbirinden güzel eserlere imza atmanın keyfini yaşıyor.
Yıllar süren iş hayatının ardından emekli olanlar, boş zamanlarını ya kahvehanelere giderek ya da evlerinde oturarak geçiriyor. Bir çoğu da emeklilik maaşı ile geçinemediği için yeniden iş hayatına atılıyor. Bunların dışında kendisini sosyal hayatın içine atan ve kültür sanat faaliyetlerinde bulunanlar da yok değil. Son yıllarda popüler hale gelen ve 7'den 77'ye herkesin ilgisini çeken Ebru sanatı, artık emeklilerin de boş vakitlerini değerlendirdikleri bir uğraş haline geldi. Ebru kurslarına giden emekliler, burada hem güzel vakit geçiriyor, hem yeni dostluklar ediniyor hem de sanat öğrenmenin keyfini yaşıyorlar.

Suyun Nidası isimli ebru kursu, Çorumlu emeklilerin ilgisini çekiyor. Aliye Başbekleyen'in atölyesinde ebru kursunun müdavim emeklilerinden Mustafa Gökgöz, Mehmet Eskizara ve Dursun Dokuyucu, ebruya duyulan merak ve hissedilen heyecanla hayatlarına yeniden renk katmanın ve yaptıkları çalışmalarla üretken olmanın hazzını yaşıyorlar.

Ebru sanatını, televizyonda gördükten sonra merak eden Çorum Çimento Fabrikası'ndan emekli Mustafa Gökgöz, ebru kursuna başlamasının ardından kendisinde çeşitli değişiklerin olduğunu fark etmiş. Gökgöz, "Ebru yaptığım zaman hafiflediğimi hissediyorum. Güzel şeyler ortaya çıkınca da mutlu oluyorum. Sanat gençliğe terbiye, ihtiyarlığa teselli, fakirliğe zenginlik, zenginliğe süs veriyor" dedi.

Güzel yazıya ve hat sanatına da ilgisi olduğunu belirten Gökgöz, "Her insanın bir hobisi olmalı. Sanat anlamında bir hobiye sahip olmaksa en güzel şey olsa gerek" diyerek, sanata olan duyarlılığını gösteriyor.

ÇOCUKLUK HAYALİ EMEKLİLİĞİNDE GERÇEK OLDU

Ankara Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü'nden emekli Mehmet Eskizara ise ebru ile tanışmasını şöyle anlatıyor: "Ben ilkokul 1. sınıfa başladığımda 4. sınıflara ebru dersi veriliyordu. Küçük olduğum için ebru dersi alamadım. O zamandan beri ebruya merakım var. Atölyeye gelmeden önce de ebru sanatının alt yapısını araştırdım, yapılışını kısa videolar şeklinde internetten takip ettim. Ebru, kısa sürede öğrenilebilecek bir sanat değil. Hoca - talebe ilişkisi içinde uzun soluklu bir eğitim alınması şart. Çünkü, her sanatta olduğu gibi her şeyden önce malzemeyi tanımak, el alışkanlığı kazanmak önemlidir."

Fotoğrafçılıkla ilgili olarak da bilgileri olan Eskizara, bu yüzden ebru yaparken renk ayrımı, kompozisyon kurma gibi konularda zorluk çekmediğini söylüyor. Yaptıklarını tamamen gönül işi olduğunu vurgulayan Eskizara, "Ressamlar birbirini taklit eder, ancak ebru sanatçıları birbirini taklit edemez" diye konuştu.

"YAPTIĞI EBRULARI TORUNLARINA HEDİYE EDİYOR"

Emekli kursiyerlerden Dursun Dokuyucu da kursa başladıktan sonra kendisinde olumlu yönde bir çok değişiklik olduğunun altını çizdi. Dokuyucu, insanlarla konuşma tarzının, hayata bakış açısının ve hatta aile ortamının bile değiştiğini anlattı. Ebru'nun kendisini mutlu ettiğini ifade eden Dokuyucu, yaptığı eserleri hatıra için torunlarına hediye ettiğini ifade etti.

Emekli kursiyerlerin ebru sanatına olan ilgisinden ve derslerdeki performanslarından memnun olduğunun altını çizen ebru sanatçısı Aliye Başbekleyen ise şunları ifade etti: "Emekli kursiyerlerim derslerde çok dikkatli. Onların bu istekli halleri hepimizi mutlu ediyor. Güzel eserler çıkaracaklarını tahmin ediyorum."

Edebiyat Haberleri