Emin misiniz, Emine hanım?

Zafer AKGÜL

CHP milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın Said Nursi ve Münazarat eksenli basın açıklamasını okuduktan sonra bir insanın bu kadarcık kısa konuşmasının içine  bu kadar çok yalanı iftirayı nasıl sığdırdığına şaştım. Doğrusu bu bir rekordur ve ancak bizim yurdumuzda şahit olunacak bir faciadır.

 

Bir milletvekili olacaksın bu kadar gerçeklerden uzak beyanatta bulunacaksın. Üstelik hukukçu, hem de  aydın, okumuş millete akıl veren bir kişi konumundaki Emine hanımın adıyla çelişen bu sözlerinden sonra ismini değiştirmesi bence iyi olur. Yalan söylemediğinizden, yanlış bilgiyle donatılmış olmadığınızdan, sadece Said Nursi’ye değil bütün bir millete ve koca bir tarihe iftira atmadığınızdan emin misiniz  sayın Tarhan?

 

Bakın kaç tane iftira iç içe geçmiş o ayaküstü verdiğiniz beyanatınızda bir bakalım:

1-“Karanlık işgal günlerinde Anadolu’nun gerçek din adamları emperyalizmle mücadele etmek ve yurt toprağını korumak için köy köy, kasaba kasaba halkı örgütlerken keyif süren Said Nursî.”

2-“Radyodaki sesleri meleklerin taşıdığına inanmamızı isteyen Said Nursi”

3- “Kendisi yüzünden okuldan atılanların olduğu Said Nursi. “

4-“İngilizlerle dostluğu dillere destan Said Nursi.”

5-“Koruma kanunu ile korunmayı bekleyen Said Nursî.”

 

Şimdi de iftiralarınıza cevap mahiyetinde özetle birkaç gerçeği sunalım sayın Tarhan belki utanırsınız diye:

 

1.GERÇEK: Milli Mücadele lehine fetva veren ve İstanbul hükümetinin aleyhteki fetvasını “Bu fetva baskı altında verilmiştir, mualleldir/geçersizdir” diye tanımayan Said Nursi’den haberiniz var mı?

(Said Nursi ile beraber Milli mücadele lehine fetva vererek, İstiklal savaşına destek veren 52 din adamının isimleri sizin okuduğunuz İnkilap Tarihi’nde neden geçmez? Bir araştırınız sayın Tarhan)

 

2.GERÇEK: Emperyalistlerle İstanbul’da mücadele eden, Hutuvat-ı Sitte kitabını yazarak bastırıp dağıtan, “Tükürün İngiliz’in o lain yüzüne“ diyerek işgalcilere kalemiyle savaş açan, İngiliz kuvvetleri tarafından görüldüğü yerde vurulması için emir çıkarılan bir Said Nursî’den haberiniz var mı?

 

(Emine Tarhan'ın Said Nursi ile ilgili sözlerinin yer aldığı haber...)

 

3.GERÇEK: Birinci cihan harbi patlak verince “Vatan işgal altındayken ders yapamayız” diyerek medresedeki derslerine son verip öğrencileriyle beraber Doğu Anadolu’yu işgal eden Rus ve Ermeni ordularına karşı savaşan Said Nursi’den haberiniz var mı?

 

4.GERÇEK: Ruslarla savaşırken bacağı kırılarak esir düşen ve Ekim devrimine kadar Kosturma’da Volga kıyısındaki esir kampında vatan için esir düşmüş Said Nursi’den haberiniz var mı?

 

5.GERÇEK: Devrim kargaşasından istifade ile mezkur kamptan arkadaşlarıyla birlikte kaçarak Almanya, Bulgaristan üzerinden vatana dönen ve İstanbul’un işgali üzerine onlara karşı mücadeleye başlayan bir Said Nursî’den haberiniz var mı?

 

6.GERÇEK: Mustafa Kemal tarafından İstanbul’daki bu mücadelesi takdir ederek “Bu kahraman hoca bize lazım” diyerek Ankara’ya, TBMM’ye ısrarla çağrılan Said Nursî’den haberiniz var mı?

 

7.GERÇEK: Kasten ve bilerek Şeyh Said ve Said Molla ile karıştırılan Said Nursî’den haberiniz var mı?

 

8.GERÇEK: “Dünya zevki namına bir şey bilmiyorum. Bütün ömrüm esaret zindanlarında, memleket hapishanelerinde geçti” diyen bir Said Nursî’den haberiniz var mı? (Said Nursî’nin keyif sürdüğü sarayların, konakların, villaların adlarını ve yerlerini belirtirseniz memnun olurum. Ben size keyif sürdüğü birkaç yerin adını vereyim, ufkunuz açılır belki. Toptaşı ceza evi -İstanbul. Kayalara oyulmuş medresesi. Horhor pınarı mevkii-Van. Erek dağındaki mağaralar-Van. Esaret altında kaldığı kamp Kosturma-Rusya. Sürgün yaşadığı  ev Barla. Tarassut altında yaşadığı ev-Isparta. Haksız yere yatırıldığı hapishane-Eskişehir. Hapishane ve zindan-Afyon. Karakol karşısında sürgün evi-Kastamonu. Sürgün evi-Emirdağ. Bunlar içinde adı Dolmabahçe vs olan saray veya köşke rastlamadım. Dediğim gibi bulursanız bize ve kamuoyuna bildirmenizi dört gözle bekliyoruz. Böylece Said Nursi’nin ehl-i keyf, çakırkeyf olduğunu, sofrasında kaç türlü yemek bulunduğunu öğrenmiş olacağız.)

 

9.GERÇEK: Said Nursi için bu gidişle koruma kanunu çıkaracaklar iftiranıza cevap vermeye değmezdi ama yine de şunu ifade edeyim ki Said Nursi doğduğundan beri tüm hayatı boyunca korunmaya muhtaç olmamıştır. Yanında koruma  bulundurmamıştır. Kendisine saldırmak özellikle 1925’lerden itibaren hep serbest olmuştur. İftira atmak geçer akçe olmuştur. Sadece sizin zihniyetindeki çevrelerden gelen iftiralardan bir kaçı ”Kürtçü, İngiliz hayranı, vatan haini, Cumhuriyet düşmanı, cahil, deli, meczup.” Bunları size söyleseler ne derdiniz? İşin garip tarafı Said Nursi bütün bu iftiraları atanlara hakkını helal ettiğini söylemiş, iyi mi? Ne hayatında ne mematında koruma kanunu lafı ve bahsi bir kere bile geçmemiştir. Koruma kanunu ile korunacak kadar zavallı ve tutarsız değildir. Tam tersine onca saldırı ve iftiraya rağmen fikirleri ayakta, görüşleri gündemdedir.

 

10.GERÇEK: Okuldan atılan öğrencilerin niçin atıldığını Nur Serter hanıma sorunuz. O daha iyi bilir. Tutanaklar onun elinde çünkü. Said Nursi’ci diye mi, yoksa inancı gereği başörtüsü taktığı için mi atıldılar bir araştırsanız iyi olur. Ordudan atılan subaylara da bir bakarsınız her halde. Bırakın Said Nursi’cilik şöyle dursun hanımının, annesinin başı örtülü olmasından yahut rahmetli kaynanasının ruhuna mevlüt okutmasından tutun da toplu yemeklerde şarap-şampanya içmediği için gerici yobaz damgasıyla fişlenerek atılanlar kadar binlerce bahane vardır. Nursiciliğe sıra gelmez..

 

11.GERÇEK: Dil Tarih Coğrafya fakültesindeki satırlı saldırının Said Nursi’yle alakası ne? Eserlerinde hep müsbet hareketten bahseden; “vazifemiz menfi hareket değil asayişi ve emniyeti muhafazadır; elimizde  nur var, topuz yok diyerek” daima talebelerini anarşi ve terör ortamından uzak tutan Said Nursi’den haberiniz var mı? 12 Eylülden önce o tür okulları karıştıran sağı sola, solu sağa kırdıran ajan provokatörleri, dolar maaşlı, karanlık mihraklarca beslemeli militanları sahi ne çabuk unuttunuz? Biz unutmadık, millet unutmadı ama… Hani şu Nergenekon, mergenekon meselesi yani.. Bilmem anladınız mı?

 

12.GERÇEK: Radyodaki sesleri meleklerin taşıdığına inanmamızı isteyen Said Nursî  meselesine gelince. Her bir kar tanesine bir meleğin binerek onu intizam içinde yere indirdiğini söyleyen Hadisler var. Sesleri taşıyan melekler de olabilir. Bu bir inanç meselesidir. Öyle inanmak teknolojiyi inkar anlamına gelmez. Ama hepsi bu kadar değil. Said Nursi “Hüve nüktesi” bahsinde havadaki atomların alıcı verici şeklinde Allah’ın koyduğu nizam çerçevesinde sesleri taşıdığını bunun bir mucize olduğunu söylüyor. Gökte uçan uçaklara bakarak “Nevimle iftihar ediyorum” diye teknolojiyi takdirle karşılayan Nursî, radyo için büyük bir nimet demiştir. Bu nimetten akıllıca istifade ve milletin terakkisi için radyo programlarında yüzde seksen bilim, ahlak, eğitim konularının, yüzde 20 oranında da musiki ve eğlencenin yer alabileceğini ifade etmiştir. Böyle düşünen bir Said Nursî’den haberiniz var mı?

 

13.GERÇEK: ”Parasız eğim isteyen gençleri okuldan atıp zindanlara kapatanlar” diye kel alaka olaya gelince bunlar tamamen demagojik meselelerdir. Eğer ille konuşulacaksa böyle bir zulüm karşısında feveran etmenize mukabil 28 Şubat’taki başörtülülerin Nur Serterlerce okuldan atılmasına niçin sessiz kaldığınız gündeme gelmez mi? Hukukçu yönünüzle siz de bilirsiniz ki adaleti gerçekleştirmek için göz bağlanır ama sizin gözünüzün bağlılığı belli kesimleri görmemek için yapılmış manevi bir körlüktür. Başka yönleri görmede gözünüzü dört açmanız anlamsız kalıyor.

 

Neticenin neticesi Said Nursi hakkında bildiklerinizin doğruluğundan emin misiniz Emine hanım?

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (23)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.