- Risale-i Nur; ferdî ve içtimaî her konuda bir pusuladır. Her konuda yönümüzü bulmamıza bir rehberdir. Kur’an-ı Hakîm imamımız ve mürşidimiz olduğu gibi, Onun bir parlak ayinesi olan Risale-i Nur her konuda bize yolumuzu ve yönümüzü bildirir, gösterir. Onun Kur’anî olan düsturlarının hayata geçirilmesi için ise on beş vazifenin çalışılması gerekmektedir. Her ilim erbabı kendi ilim dalı ile ilgili konuları izah ve\veya şerh ettikçe ve günümüzün yaşanan gerçekliği ile çatışmayacak şekilde uygulama yollarını aydınlattıkça Risale-i Nur’un kutsî programının uygulanmasının önü açılacaktır. Kimi talebeler ana metnin korunması ve talimi ile tavzif edilmiş iken, kimi talebelere de bu kutsî programın uygulanması ve hayat pratiklerinin yaşanması konusunda vazife düşmüştür.
- Risale-i Nur’un her talebesi, hizmetinin derecesine göre kalbinde ve dimağında ve maişetinde inkişaf, inşirah ve bereketlere mazhar olmaktadır. Bediüzzaman bunun kendi hayatındaki misallerini haber vermektedir. Dikkat edenlerin de kendi hayatlarında bunu fark edeceklerini söylemektedir.
- “Önce belimizi doğrultalım sonra hizmet edelim” düşüncesi hizmetimizi akîm bırakabilir. Belimiz, iman ve Kur’ana Risale-i Nur’un talimatı dairesinde hizmetle doğrulabilir.
- Nur Talebelerinin manevî dengesi yaptıkları hizmettir. Hizmetten uzak kalmanın şahsî ve aile hayatlarında dengesizliklere sebeb olduğunu çok talebeler müşahede etmektedirler.
- Derd-i maişet, İman ve Kur’an hizmeti önünde ciddi bir engel haline gelmiştir. Günümüzde imanlı insanların hatta hizmet etmek isteyenlerin bile birinci önceliği maişetini rahatlıkla temin olduğunu görüyoruz. Hizmete ciddi devam olmadan maişette bereket ve rahatlık istemek Risale-i Nur’a ne kadar münasib olduğu müzakere edilebilir.
- Bediüzzaman, hak ve hukukunun çiğnenmesi sebebiyle çok makamlara mektublar yazmıştır. Makamları, zındıka komitelerinin dolduruşuna gelmemeleri, aldatmalarına kanmamaları için uyarmıştır.
- Bediüzzaman; deprem, yıldız kayması, havanın şiddetli soğuğu gibi hadiselerin Risale-i Nur ile irtibatını bildiren mektublar yazmıştır. Böylece Risale-i Nur’un bütün kainat ile olduğu gibi küre-i arz ile olan sıkı irtibatını bildirmiştir.
- Risale-i Nur çok duygularımız gibi merakımızı da istikamete sokuyor. “Merak” konusu hususî olarak Risalelerden çalışılması önem arz eden konulardan biridir. Bir Nur Talebesinin merakını nelere sarf ettiği çok mühimdir.
- Doğru zamanda doğru hizmeti yapmak önemlidir. Saff-ı evvel talebeler en lüzumlu bir zamanda en lüzumlu hizmeti görmüşler. Şimdi de muktezay-ı hale göre hareket ederek ihtiyaca göre gereken zamanda gerekli hizmeti yapmak ciddi bir dikkat ve itina gerektiriyor.
- Bediüzzaman, medresede yetişenlerin en ziyade Risale-i Nur’a çalışmaları gerekirken onlardan resmî vazifelerde bulunanların Risale-i Nur’un hizmetinden çekindiklerinin sebebini böyle izah etmektedir: “Gizli münafıklar aleyhimizde büyük makamlarda olanların bir kısmını istimal ederek resmî bir tarzda şiddetli propaganda etmelerinden, bütün resmî memurlar ürkmeye ve çekinmeye mecbur olmuşlar[i].”
- Risale-i Nur, Âl-i Beyt’in ve İmam-ı Ali’nin bir manevi hediyesi ve eseri olduğundan, Âl-i Beyt ve İmam-ı Ali’ye adaveti olan hocalar, müfrit Vehhabilik hesabına Risale-i Nur’u tenkide çalışmışlar ve itiraz etmişler. Şimdi de bu hal devam edegelmektedir. Bu mesele yine 107. mektubda Bediüzzaman tarafından izah edilmiştir.
- Üstadımız, Risale-i Nur’a itiraz edenlere karşı dört şey tavsiye etmiştir: 1. Aldanmayın 2. Sarsılmayın 3. Onlarla münakaşa etmeyin 4. Mümkün oldukça dostane muamele edin.
- Muamelatımızda vasatı yakalamamız elzemdir. Çoğu zaman ya muhalif ya da hakperestliğe yakışmayacak kadar kör tarafgir gibi davranıyoruz. Ortasını bulabiliriz. Hangi noktalara neden muhalif olduğumuzu ve hangi şeylere neden iltizam ettiğimizi bilmemiz ve ifade edebilmemiz sağlıklı iletişimde kalmamızı sağlayabilir. Bir şeyi toptan kabul etmek ya da bütün bütün reddetmek hakperestliği zedeleyebilir.
[i] Risale-i Nur Külliyatından Emirdağ Lahikası 1, 107.mektub (erisale) s.164 (Envar neşriyat)