Enfüsî’den afakî âlemlere – Barla

Nuran ŞAHİN

Barla’ya gelen insanlar; kendi âleminden dışarı âlemlere ait farklı algı, düşünce, fikir, tefekkür, hayal ve gayelerinde yeni inkişafların adımlarını atarak ayrılırlar.

İlk defa on yıl önce Ankara’dan başlayan Barla yolculuğunu hayallerin gerçekleşme ve sevinciyle ruhum, bedenimden önce ulaşmıştı. Ailede neşe, heyecan ve özlem doruktaydı.

Ankara sınırından çıktığımızda ruhum alevler içinde, kalbim sıkışmalarda, aklım nedenlerini araştırırken vicdan “kaza, kaza” sesleriyle neye uğradığımı şaşırmıştım. İlk defa yaşanan bu hale bir türlü anlam veremezken, seyahatin ailede olumlu/olumsuzluklara dönüşmesi de farklı bir boyutuydu. Herkes kendi âlemine çekilmiş tefekkür, evrad ve dualarla meşguldü. Emanet alınan arabanın hızı düşürülmüş (arabadan inilse yürümekle araba arkada kalır) daha bir dikkatle yolculuk devam ediyordu. Karmakarışık duygularımın en büyük ayrıştırıcısı ve şifası olan Kur’an ayetleri denizine bırakmıştım. Bildiğim ve o an ruhuma gelen evratlarla konuşmadan Barla sınırlarına girdiğimizde o hal birden değişmişti. İki uç noktanın üst sınırında sevince dönüşmüştü. Üzüntü ve sevincin aynı anda yaşandığı ender hallerden biriyken ilerleyen zamanlarda dengenin/sıfır noktasındaki yaşanan huzur başka bir alemlerin açıldığının işaretleriydi.

“Elhamdülillah” hayırlısıyla hedefe gelmiştik. Tesislere girdiğimizde kardeşlerden birisinin kazasını anlattıklarında başımda şimşekler çakmış, vücudumdaki değişkenlerle neye uğradığıma şaşırmıştım. Yaşanan haller; şahsı manevinin azalar üzerindeki tesiri, kardeşlerdeki fanileşmenin duyarlılığı, üstadın talebelerdeki misali, Kur’an-ı Kerimin mucizeliği, Risale-i Nurların tevafuk-tetabukları, peygamberimizin yakınlığının hissedilişi, evliyaların kerametleri, Zat-ı zül Celal ve Cemalin inayet ve yardımlarının müşahede edilmesiydi.

İkinci gelişte farklı dirilişlere yön veren Barla, üçüncü gelişimizde maddi hastalığın yerini maddi-manevi şifalara, yeni filizlenme, gelişme ve keşiflerin kapısı oldu. Barla Lahikasında Hafız Ali’nin mektubundaki misal örneğini bizim için ümit verici ve yol gösterici olmuştu. “Hem efendim, bahçıvan-misal fidanları büyütmek üzere, hayvanat-ı muzırrının taarruzundan bir an evvel kurtarmak için aşağı dallar kesilir ki, tâ yükselsin. O fidanların hiçbir cihetle hakları yoktur ki, "Bizi tımar eden ve hayatımıza sebep olan, bizi bazen rencide ediyor" diyemezler. Zira hâl-i asıllarıyla kalsaydılar, bir muzır hayvan koparacaktı ve topraktaki kökü de tefessüh edecekti, yok olacaktı. ” Hastalıklar, sıkıntılar ve musibetler bizim gelişip büyümemiz kaliteli meyveler ve meyvenin içindeki tohumun ebedi hayatımızın programı, kotları için gerekli budamalardı.

Barla sempozyumun yapılmasına katkıda bulunan kurum, kuruluş ve bireylere tekrar teşekkür ederim. İnşallah sonuç bildirisindeki hedefler gerçekleşir. Üstad’ın “ŞEVK ve METANETE” önem verdiği, kökleri Barla’da olan Risale-i Nur’un meyveleri bütün insanlığa ulaşır. İşte, sempozyum dalından aldığım meyvelerden numuneler:

  • Akıl ve kalp birlikteliğiyle hakikatlere kanat açılması. Alim- Arif birlikteliği.
  • Prof. Dr. Mehmet İpçioğlu; Risale-i nur arşivi olmalıdır. Barla’nın coğrafi yapısı incelenmeli, teknik detaylar, gözlemler, nüfus belgeleri, Osmanlı arşiv belgelerine ulaşılmalı, metin bütünlüğü için birlik beraberlik adımları atılmalı, bölgenin tarihi incelenmelidir.
  • Prof. Dr. Bilal Sambur; iman hakikatleri vagon, lahikalar raylardır. Hakiki imanın insanlarda yapmış olduğu değişimler, her insana seslenmiş ve insanlığa yapmış olduğu deklarasyondur. Risale-i Nur;
  • Kur’an-ı Kerim’in icazlığını göstermek ve insanlığın değerlendirilmesidir.
  • Ağrı dağın parçalanması insanın parçalanmasına ve dağılan insanı bütüne getirmesi ve evrensel bir hitaptır.
  • İnsana yeni bir idrak kazandırmak. Sözler, temel metin ve Kur’an merkezlidir. İnsanı Kur’an’a bağlar.
  • Kendi başına okunacak kitap her hangi bir kitap değildir.
  • Bütün insanlığa ulaştırılma misyonu vardır.
  • Barla lahikası Kur’an mesajlarının talebelerde içselleştirmesidir.
  • Halil Köprücüoğlu; Barla lah. Hizmet farkının önemi ve vahdet-ittihad için kalp birliğe değindi.
  • İbrahim Kaygusuz; sistemi oluşturan temel parametrelerin,
  • Adaptasyon- uyum içinde, tevafuk
  • Amaca yönelmek
  • Bütünleşme
  • Gerilim dönemidir.
  • İhlas için hediye almamak. İstiğna, iktisat ve kanaate önem vermek
  • Abdurrahman Iraz; Sıddık Süleyman’ın özellikleri Üstad “ Hulusi ve sen tam hizmet ettiğiniz için hapse girmediniz. ” Sözü. Sıdık Süleyman için söylenen sözler için yazdığı mektup, ayet ve hadislerle onaylanmıştır. İnsafsız insanlar onun şeref ve haysiyetini kıracak derecede hakkında işaalar izhar ettikçe, “ Sana bu su-i şöhreti takmakla riyadan kurtulusun” teselli ederdi.
  • Dr. Alimcan Can; hastalıkların hayat ile ölüm arasında berzah olduğu Allah’ın Hayy, Kayyum, Şafi, Hakim, Rahim isim ve tecellilerin ruhtaki tecrübeleri, haşrin numunesi, kainat fabrikasının son ürünü insan ve cismaniyetin önemi.
  • Mustafa Yılmaz; mahviyet ve tevazu, iman- ihlas- sadakatin alt tabakası. Haddini bilmek, başkalarının sınırına girmemek mahviyet ve tevazunun ölçüleridir. Kainatla barışık ve yardımlaşmanın önemini bilir.
  • Erdoğan Çelebi; Şuunat-ı İlahiye’nin bizdeki yansımalarının şefkat, iftihar, memnuniyet, şevk, surur, iltifat, lezzetler numuneleridir.
  • İhsan Atasoy; Hafız Ali’nin Osmanlı hafızı olduğu ilimde, takva, zühde ve ihlas da önde, risale-i Nur’un bayraktarı, keşfil Kubur, “Nur Fabrikası” unvanını alan Üsdad’ı için canından feragat edendir.
  • Gökçe Ok; insan ve çevre temaları. Kainattaki varlıkların insanla ilişkileri.
  • Serdar Bilgin; müspet hareketin sosyolojik analizinde; müspet( ihlas, teslimiyet, muhabbet, vasat, uzlaşma) menfi ( riya, isyan, ifrat-tefrit, adavet, çatışma) saf- samimi-cidiyetin önemi
  • Mustafa Akça; Risale-i Nur ve cemaatleşme gelecekte ihlas, sadakat, sebat gösteren kişilerin oluşturduğu şahsı maneviye dahil olmanın felsefi yönden bakışa dikkat çekti.
  • Mehmet Timur kapanıştaki Barla lahikasındaki mektuplar, nurani mecliste Kur’an’ın kudsi hazinelerini birbirimizle manen müzakere ve müdavele-i efkar kıymettar mücevherleri paylaşmak muhteşemdi. Rabbimin ikramına hamdolsun. Haza min fadli rabbi!

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.