Risale Haber-Haber Merkezi
Nurettin Ceylan'ın yazısı:
Bediüzzaman Hazretleri'nin esaretten gelip, İstanbul'a dönmesi üzerine, eski dostu ve ahbabı Harbiye Nazırı (şimdiki Milli Savunma Bakanı) ve Başkumandan Vekili Envar Paşa onunla çok yakından ilgilendi. (1)
Enver Paşa Bediüzzaman'ı Harbiye Nezaretinin yüksek rütbeli komutanlarıyla tanıştırıp “Bu hocayı görüyor musunuz?” Şark’taki savaşlarda Rus Kazaklarına karşı koyan ’bu hocadır!” diyerek onu bir kahraman gibi karşıladı. (2)
Anlaşılan o ki; Enver Paşa 1. Dünya Savaşında iki yıl savaşmış, meşrutiyet yıllarından beri dostu olan bir gaziye, zemane müddeileri gibi nankörlük etmek istemiyor, vatana hizmetlerinden dolayı bir devlet adamı olarak kendisine, taltif ederek teşekkür etmek istiyor. Bunun için maişetinin te'mini hususunda büyük vazifeler, bol maaşlı işler teklif etti. Fakat Bediüzzaman ise, -eski talebelerinden Molla Süleyman'ın N.Şahiner'e anlattığına göre- teşekkür ederek Enver Paşa'dan hiç bir vazife ve maaş kabul etmedi. Fakat eğer ilme, irfana, irşad-ı ümmete dair bir hizmet, bir iş olursa kabul edebileceğini, lâkin esarette çok zahmet ve meşakkatler çektiğinden, şimdilik bir müddet istirahata ihtiyacı olduğunu söyleyerek mazeretini beyan etti.
Bunun üzerine Enver Paşa, Bediüzzaman'a Harbiye Nezareti kanalıyla üç aylık, ellişer altın liradan yüz elli lirayı tahsis etti. Ayrıca da Harbiye Nezareti adına ordunun iftiharlı bir harb madalyasını takdim etti. (3)
Hz. Üstad kendisi istemediği halde yine Enver Paşa’nın isteği üzerine atandığı Dar’ül Hikmeti’l- İslamiye'ye verdiği biyografisinde adeta yaptığı o cihan-baha hizmeti yok sayarcasına bir tevazu ile bu harp madalyasından sadece şöyle bir cümle ile bahsetmiştir. ”Bir adet harp madalyam vardır. Başka rütbe ve nişanım yoktur.” (4) Bu madalya şu anda yeğeni Suad Ünlükul’dadır. (5)
Osmanlı Devleti'nin girdiği belki de en önemli savaşta iki yıl savaştıktan sonra esir düşen bir gazinin hürmetle minnetle anılması gerekirken, nankörlük edip gafilane; aldığı harp madalyasını inkar etmek kime ne kazandırır bilemiyoruz.
Dipnotlar:
1.Badıllı,Mufassal Tarihçe-i Hayat,s.445
2.Mary Weld,Bediüzzaman Said Nursi Entellektüel Biyografisi,s.205
3.Badıllı,Mufassal Tarihçe-i Hayat,s.445
4.Albayrak,Son Devrin İslam Akademisi,s.203
5.Badıllı,Mufassal Tarihçe-i Hayat,s.2159