Geçen yılın harmanı, savrulup yele gitti;
Sanmayın o şairler görünmez yere gitti.
Sadece bekliyorlar, bir sur-u cazgır olsun;
Kispetini kapan, meydanda bir yer bulsun.
Bir ara verdik hani; genç oğlanlar yetişsin,
Artık bu çayırlarda, o kızanlar tepişsin;
Amma ses yok, sadâ yok, kesilmişler hepsi lâl,
Korkuyorlar ustalardan, ustalar olmuş cebbar.
Otman demişsin önce, hudainabit, bilirim,
Fetret zamanlarında, yeşermiştir görürüm.
Alt, alta kelâm dizmek, şairlik ise eğer;
Risaleden yazmasa, almaz beş para değer.
Mahmutoğlu nerede, göremedik başını,
Lâf değildir ayinesi, bir görsek ya işini.
Veli Ahî, bir göründü, şimdi kayıp nerdedir;
Bekleriz avdetini, cerh olmaz değerdedir.
Genç’in herhâl adı Genç, göremedik meydanda,
Bir ce’ deyip kaçmak mı; olmak için ayanda.
Sefer döktü kelâma, ondan ders alıyoruz,
Müktesebâtı çoktur, takdirle anıyoruz.
Kaplan, Aslan kesilmiş, yatıyor yelesine,
Bir zamanlar talipti, kefere kellesine.
Yattı kış uykusuna, hiç de sesi çıkmıyor;
Öyle bir kocadı ki; artık kimse takmıyor.
İraz demeyin bana, sakın İraz demeyin,
O kasıntı adamı, bana hiç söylemeyin.
Sır verir, ser vermez, hep kellesi başında;
Sanırsınız mübarek, Ağbeylik savaşında.
Cezeri’yi sormayın, acı-tatlı deposu,
Te’sir etmez kimseye, o iğneli sopası.
Başaltı değil hakkı, desteye yazın onu;
Çıkarsa genç şairler, dârulaceze sonu.
Kanûnî’nin mızrabı kalmış elinde güdük;
Biz tarih sahnesinde, ne Kanûnî’ler gördük.
Hep haşiye, yorum yazar, memnun eder herkesi,
Gönül arzu eder ki; manşetten çıksın sesi.
Kılıç lâzım bizlere, hiç kınına girmemiş,
Karşısında kimseyi, rakip diye bilmemiş.
Makale şiir yazmış, haykırmış hakîkati,
Himmeti millet olmuş, hiç dinmemiş gayreti.
Sen ki bir çırpı attın, ben de kütük fırlattım,
Oldu mangallık kömür, şimdi bir kaz bulalım;
Gelsin de bu diyara, hep beraber yolalım,
Eğlensin tüm ihvanlar, burda karar kılalım.
Kaçacak deliğim yok, kıstırırlarsa beni,
Mahkemeye verseler, şahit yazarım seni,
Böyle bir hengâmeye sen ki çağırdın beni;
Hazır ettim çantamda, bir patiska kefeni.